Türklüğün büyük şehidi Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey, mütâreke yönetiminin isteğine boyun eğen Dâmâd Ferid Hükümeti’nin baskı uyguladığı kukla mahkeme tarafından verilen karar üzerine 10 Nisan 1919 tarihinde idam edildi.
Birinci Dünya Savaşı’nda, Türk Ordusu’nu arkadan vuran Ermeniler hakkında, hükümet mecburî ikamet kararı almıştı. Kemal Bey, bu kararı uyguladı. Osmanlı Devleti savaştan mağlup çıkınca, Ermeniler, Türkiye’yi işgal eden devletler tarafından oluşturulan mütâreke yönetimine baskı uyguladılar. Mütâreke yönetimi de Dâmât Ferid Paşa Hükümeti’ne baskı yaptı. Hükümet de İngilizlerin gönlümü hoş edebilmek için, tehcir edilen Ermenileri bulundukları savaş bölgelerinden savaş olmayan bölgelere nakletmekle görevlendirdiği Kemal Bey’i yargılamak üzere mahkeme heyeti oluşturdu.
Kemal Bey; devlet hizmetinde bir ömür tüketmiş olan emekli gümrük müdürü Ârif Beyin oğlu olarak dünyaya gelmişti. Antalya ve İzmir liselerinde okuduktan sonra Mülkiye Mektebi olarak anılan Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni 1908 yılında pekiyi derece ile bitirdi. Beyrut ve Cezayir Büyükelçiliklerindeki görevlerinden sonra Toyran, Gebze ve Karamürsel kaymakamlıkları yaptı. Son görevi Yozgat’ın Boğazlıyan ilçesi kaymakamlığı idi. Bu sebeple Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Beğ olarak anılır. Aynı zamanda mutasarrıf vekili idi. Bu görevi O’nun, yakın bir gelecekte valiliğe terfi ettirileceğinin işâreti olarak kabul edilir.
Mahkeme heyeti âdil bir yargılama yapıyordu. Dâmâd Ferid Hükümeti, İdam kararı vermesi için heyete baskı yapınca, heyet başkanı Hayret Paşa istifa etti. O’nun yerine tâyin edilen ve ‘Nemrut‘ lakabıyla tanınan Kürt Mustafa Paşa istenilen kararı verdi. Karardan önce son sözlerini söylemesi istenilen Kemal Beğ şunları söyledi;
‘Reis Paşa Hazretleri, ben bunların cinayet işlendiğini iddia ettikleri köye gitmedim. Yakınından bile geçmedim. Bir tek kişinin bile öldürülmesi için hiç kimseye emir vermedim. Bir tek görgü şâhidi gösteremezler. Söyledikleri yalandır, iftiradır. Bana verilen, Ermenileri savaş alanı dışına götürmek görevini, kimseye zarar vermeden yapmaya çalıştım. Görevli olduğum sırada hiçbir Ermeni bana şikâyet bildirmedi. Bildirilseydi tahkik eder, mağduriyetlerini önlerdim.
Hâkimler heyeti olan sizler, aynı zamanda bir tarih mahkemesi görevi yapmaktasınız. Bana iftira eden Ermeniler Rus ordularına yardımcı oldular, erkekleri cephede olan köylerin yerlerini Ruslara gösterdiler, onlarla birlikte kadın ve çocukları işkence ederek öldürdüler. Devletimiz savaşta yenilince hayatta kalan diğer Müslümanları da öldürmek, topraklarımıza sâhip olmak istiyorlar. Ermenilerin hezeyanlarını durdurmak için bir kurban vermek gerekiyorsa, o kurban ben olamam. Siz kurban seçmekte değil, ancak hak ve adaletle hüküm vermek vicdanî görev taşıyan bir yüksek heyetsiniz. Adaletin tecellisi için karar veriniz. Kurban seçici olmayınız.‘
Mahkeme heyeti, kendisine verilen görevi yerine getirdi.
İdam kararı verdi.
Karar, 10 Nisan 1919 tarihinde Beyazıd Meydanı’nda infaz edildi. Aziz naaşı, on binlerce kişinin katılımı ile Kuşdili Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Beğ’in asılarak şehit edilmesi, büyük üzüntüye yol açan bir cinâyet idi. Fakat ne yazık ki tek değildi. Haksızlıklar ve insanlık dışı uygulamalar, Millî Mücâdele taraftarlarının bağımsızlık heyecanını ve azmini artırdı. O heyecanla, idamdan 39 gün sonra 19 Mayıs 1919’da kurtuluş mücâdelesi başlatıldı. Henüz kesin sonuca ulaşılamadığı bir tarihte, 14 Ekim 1922 tarihinde Ankara’daki Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Beğ’in millî şehit olduğunu ilân etti. Bu kararla Kemal Beğ, ülkesi için ölen bir vatansever olarak ilân edilmiş, bununla kalınmamış; milletin, kendisi için ölenlerin yetimlerine sâhip çıkması sağlanmıştı. Ailesine şehit maaşı bağlandı.
Sonraki nesiller de millî şehidimiz Kemal Beğ’i unutmadılar. Yozgat’ta Şehit Kemal Bey İlköğretim Okulu inşa edilip hizmete açıldı. Ayrıca Kemal Bey Ormanı oluşturuldu.