22.8 C
Kocaeli
Çarşamba, Ağustos 20, 2025

Meşveret

     Sosyal hayatta ede edilmek istenen saadet ve mutlulukların anahtarı meşverettir.

     Çünkü: “Ve emrühüm şûrâ beynehüm.” (Şûrâ Suresi: 38) /

     “İşleri, aralarında şûrâ (danışma) iledir.”

     Âyet-i kerimesi, şûrâyı esas olarak emrediyor.

     Geri kalmamızın bir sebebi de, hakikî şûrâyı yapmazlığımızdır.

     Oysa, istikbal ve geleceğimizin keşfedicisi ve anahtarı şûrâdır.

     Madem insanın ihtiyaçları ve düşmanları sayısız!

     Buna karşı kuvvet ve sermayesi çok az!

     Özellikle, dinsizlikle canavarlaşmış tahribatçı, zarar verici insanların çoğalması;

     Elbette, o hadsiz düşmanlara ve o nihayetsiz hâcetlere karşı dayanak noktamız;

     İnancımız ve şahsî hayatımızdan alacağımız yardıma bağlı olduğu gibi,

     İçtimaî / sosyal hayatımız da, yine iman ve inanç gerçeklerinden gelen;

     Meşveret ve şûrâ ile yaşayabilir.

     O düşmanları durdurur, ihtiyaçlarımızın temin yolunu açar.

     Her zamanın bir hükmü var. Zaman dahi bir tefsir edici ve açıklayıcıdır.

     Evet, herşeyde meşveret / fikir alış verişi hükmünü yürütmeli.

     Efkâr – ı umûmiye / kamuoyu ise, gözcüdür.

     İçtihat sahiplerinin anlayış birliği ise, buna hüccet ve delildir.

     Hem de karşılıklı fikirlerin ortaya konmasıyla, yâni meşveretle; maksat ve gösterilen yollar;

     Kesin deliller üzerine kurulur. Sabitleşen hakikatler kayıt kuyut altına alınmış olur.

     İnsan saadetinin bir sebebi, millî hâkimiyeti sağlayan ve hayat makinesinin buharı olan;

     Hürriyet’teki insan iradesini; istibdat ve tahakküm belâsından kurtaran, ancak meşverettir.

x

     Zira, İslâm Âlemi’nin ve Türkiye’nin istikbal ve gelecekte,

     Terakki ve ilerlemesinin birinci kapısı;

     Meşveret ve şûrâ ve bu daireler içinde yer alan hürriyet’tir.

     Türkiye’nin şahsında İslâm Âlemi’nin bahtının anahtarı da,

     Demokrasi’deki meşveret ve şûrâ’nın tatbiki ile mümkün.

x

     Kalenin inşası, bir taşın işi değil. Tüm taşların baş başa

     Ve el ele vermesiyle oluşan bir yekpârelik ve bir bütünlüktür.

     Çünkü, bir elin nesi var, iki elin sesi var.

x

     Kavga ve çekişmeye sebep olacak bir mes’ele varsa,

     Meşveret ve şûrâya / danışma kuruluna başvurmalı.

     Fakat, çok sıkı da tutmamalı!

     Çünkü herkes aynı meşrep / huy, yaratılış ve mizaçta olmaz.

     Herkes birbirine müsamaha ve hoşgörü ile bakmalı.

     Özellikle, farklı meşrepte olmamızdan ve zayıf damarlarımızdan;

     Maişet derdi gibi zaruretlerimizden;

     Dalâlet / sapık yol mensupları istifade edip faydalanmasınlar.

     Bu yüzden, bizleri tenkit etmeye fırsat bulamasınlar.

x

     “Görüşerek ve müzakere ile hizmeti ifa ve icra etmenin;

     Mukaddemesi (öncüsü) mânâsında olan

     Meşveret, istişare ve şûrâ;

     Mezkûr beyanat ve tavsiyelerin neticesi olarak;

     Bir esas ve düstur olduğu zâhir oluyor.”

Muhsin Bozkurt
Muhsin Bozkurt
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.

Seçtiklerimiz

spot_img