Meral Akşener’ler Kolay Yetişmiyor

85

İzmit’e çalışmak üzere geldiğim tarih, 12 Eylül 1980 ihtilalinden 25 gün sonra idi. Birkaç gün sonra da Meral Akşener’in ağabeyi Nihat Gürer’i tanıdım. Demek ki Gürer ve Akşener ailelerini ile tanışmamın üzerinden 32 yıl geçmiş.

Nihat Gürer ihtilal öncesinin MHP il başkanı ve aynı zamanda faal bir sendikacı idi. Nihat Bey kolay iletişim kuran, kendini iyi yetiştirmiş, kültürlü, olayları analiz ve sentezleme kabiliyeti yüksek, lider vasıflı bir insan. Türkiye’de milliyetçi camia tarafından yakından tanınır, çok geniş bir çevreye sahiptir.

İhtilal sonrası milliyetçi kesim ağır darbe almış, özellikle MHP yöneticileri ve Ülkücü camia yargılamalar, mahkûmiyetler, işkencelerle ağır bedeller ödemekte. Üstüne siyasi yasaklar gelmiş. Camia devlete ve ülkeye sahip çıkmanın böyle ağır bir cezalandırmaya uğramasından şaşkın, kırgın, dargın. Siyasete küsmüş halde idi.

Nihat Gürer ve çevresindeki bir avuç idealist insan “her dönemde vatan için, millet için yapacak bir şey vardır” düşüncesiyle arayışa girdiler. Kuruluş çalışmalarından beri içinde bulunduğum ve halen başkanlığını yapmaktan gurur duyduğum Kocaeli Aydınlar Ocağı, 1985 yılında bu düşünce ile partiler üstü bir anlayışla faaliyet göstermek üzere kuruldu. Bugüne kadar yaptığı hizmetlerle de, sadece Kocaeli’nin en önemli STK’larından biri olmakla kalmadı, Türkiye’deki Aydınlar Ocakları arasında çok itibarlı bir yer edindi.

Kocaeli Aydınlar Ocağı, özellikle Nihat Gürer, Ahsen Okyar ve H. İbrahim Kahraman‘ın başkanlık dönemlerinde geniş ufuklu düşünen, stratejik hedeflere uygun faaliyetlerin yapıldığı bir STK oldu. Bu dönemlerde de Yönetim Kurulu Üyesi, Başkan Vekili, İlim İstişare Kurulu üyeliği gibi görevleri üstlenerek bu güzel camia içinde hizmet etmenin zevkini ve gururunu yaşadım.

İlk yıllarda özellikle İstanbul’dan getirdiğimiz konuşmacılarla bir yandan Kocaeli halkının ufkunu açmaya çalışırken, bir yandan da kendi bilgi ve kültürümüze artırıyorduk. Yüzlerce bilim, siyaset, sanat, devlet ve iş adamlarından dinlediğimiz seminer ve konferanslardan edindiğimiz bilgiler muhtemelen bir üniversite öğrencisinin fakültesinden mezun oluncaya kadar öğrendiklerinden fazladır.

Sadece dışarıdan getirilen uzmanları dinlemek yetmezdi. İçimizden arkadaşlarımızın konferanslar vermesi, en azından programların arasında 5-10 dakikalık konuşmalar yaparak toplum içinde konuşmaya hazırlanmasının uygun olacağı düşünüldü. Bu uygulamalarla ileride siyasette aktif rol alan, bürokraside önemli makamlarda görev alan ve STK’larda faaliyette bulunan arkadaşlarımıza ciddi bir alt yapı hazırlandı.

Bu arkadaş grubumuzun içinde en çok temayüz eden isimlerin başında Meral Akşener geliyordu. Tarih hocası olmanın ve siyasetle iç içe bir aileden gelmenin verdiği avantajla iyi bir konuşmacı olmanın pratiğini yapmaya başlamıştı. Bazen İstanbul’dan gelecek konuşmacının programında aksama olursa yedek konuşmacı olarak Meral Akşener hazır olurdu.

Kalabalık aile toplantılarımızda dostane ilişkilerimizin gelişmesi sağlanırdı. Bu toplantılarda dedikodu tarzı sohbet yerine, fikri yapımızı geliştirmek için seçilmiş belli konularda müzakereler yapardık. Bu konular terör, ekonomi, dış siyaset, dini konular, sanat (şiir, şarkı) da olabiliyordu.

(Benden sadece iki gün büyük olduğu halde, senelerce ısrarla kendisine abla dedirtmeye çalışan) Meral Akşener çeşitli konuşmalarında Kocaeli Aydınlar Ocağı‘nın bu faaliyetlerinin kendisine kattığı değerleri anlatmıştır.

Bahsettiğim aile toplantılarından biri Akşener çiftinin İstanbul’daki evlerinde idi. Yıl 1994 Kocaeli’de SHP ve Sefa Sirmen‘in siyasete hâkim olduğu yıllar. DYP İl teşkilatında bir karmaşa var. Büyükşehir Belediye Başkanlığı için iddiaları pek yok. Ama Sefa Sirmen’i zorlamak niyetinde olanlar aday arayışına girince Meral Akşener ismi de gündeme geliyor.

Ev toplantımıza biraz gecikmeli gelen Meral Hanım ve Ahsen Okyar epeyce heyecanlı idi. Ahsen Bey, Meral Hanım’a Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığı teklifi olduğunu söyleyerek bunu tartışmaya açtı. Meral Hanım’ın eşi Tuncer Bey ve ağabeyi Nihat Gürer Bey pek istekli değildi ve tereddütleri vardı. Buna rağmen toplantıya katılanlar arasında Ahsen Bey’in “Mevcut partiler içinde Meral Hanım için en uygun siyaset alanı bugünün şartlarında DYP’dir. Bu fırsat değerlendirilmeli” tezi genel kabul gördü.

Bu seçimlerde Meral Hanım kazanamadı ama partisinin oylarını artırarak dikkati çekti. İşte bu safhada kritik bir tercih yaparak Ankara’ya yerleşti. DYP Genel Başkanı ile iyi ilişkileri sonucu Tansu Çillerin kurduğu Zübeyde Hanım Şehit Anaları Vakfı’nın başına getirildi. 1995’te DYP Kadın Kolları Başkanlığına seçildi. 24 Aralık 1995 seçimlerinde İstanbul Milletvekili seçildikten sonra, DYP Genel Başkan Yardımcılığı’na getirildi. Daha sonra Türkiye’nin ilk kadın İçişleri Bakanı olan Meral Hanım, 28 Şubat sürecinde dirayetli ve cesur tavrıyla takdir topladı. Daha sonra yuvaya yani MHP’ye dönen Meral Hanım halen İstanbul Milletvekili, TBMM Başkan vekili.

Bütün bunları anlatmama sebep, 01 Eylül Cumartesi günü oğulları Fatih’i evlendiren Meral Akşener’in davetiyle Beylerbeyi Sarayı‘nda soluduğumuz hava. Türkiye’nin en önemli makamlarından birine geliş macerasına yakından şahit olduğumuz, içimizden birinin mutluluğunu paylaşırken hissettiklerim.

Cumhurbaşkanı Vekili Cemil Çiçek, Başbakan R.Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli‘nin yanında iş ve bilim dünyasının en seçkin isimleri dâhil yaklaşık bin kişinin iştirak ettiği bir nikâh töreni idi.

Törene katılanlar sohbetlerde ülkenin mevcut durumundan çıkması için MHP’nin ideolojik alt yapısını güçlendirerek ve halkla ilişkilerini geliştirerek bir atak yapması gereğine işaret etmekte. Bazıları Türk fikir hayatına katkıda bulunan çok geniş bir kadronun törene katıldığını ifade ederek Meral Akşener’in bu kadroyla yakınlığına dikkat çekmekte.

Çoğu kişi de Meral Akşener’in daha aktif ve önemli görevlerde bulunması temennisini dile getirmekte.

Siyasette tesadüflerin yeri azdır. Meral Akşener’ler kolay yetişmiyor.

Görünen ve dileğimiz o ki Meral Akşener daha uzun süre Türk siyasetinde önemli görevlerde bulunacak. O’nun gelişim macerasını yakından izleyen bizleri gururlandırmaya devam edecek.

Önceki İçerikDokunulmazlara Dokunmak
Sonraki İçerikZaferlerin Değerini Bilelim
Avatar photo
Doğum 20.07.1956 BUCAK-BURDUR Eğitim Cumhuriyet İlk Okulu, Bucak Lisesi (Mezuniyet 1973) İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliği (Mezuniyet 1978) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Mezuniyet 1995) Çok sayıda şirket içi ve şirket dışı eğitim programlarına iştirak. (ISO 9000, Toplam Kalite Yönetimi, Verimlilik, İş İdaresi, Pazarlama, İstatistiksel Proses Kontrol, Kişisel Gelişim, Kişisel İmaj ve diğer konularda onlarca eğitim programı) 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. (2001) 03.03.2010- Serbest Avukat Medeni Hal :Evli ve İki Çocuklu Lisan : İngilizce (İntermedite level) Sosyal Faaliyetler :İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve halen Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubunda korist. 250 mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Halen Yönetim Kurulu Başkanı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de, "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada bir köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.