Memleket Meselesi!

47

His yok, hareket yok, acı yok…Leş mi kesildin?

Hayret veriyorsun bana… Sen böyle değildin.

Kurtulmaya azmin neye bilmem ki süreksiz,

Kendin mi senin yoksa, ümidin mi yüreksiz?

 

14 Mart 1913 yılında Mehmet Akif bunu böyle söylemiş. Yıl:28 08 2014. Yani 101 yıl sonra aynı sözleri tekrar etmek durumunda kalıyorsak; o günden bu güne değişen pek de bir şey değişmemiş demektir.

Irakta Türkmenler katledilir devlet yetkililerinden tek ses yok, üstelik bir de yazılı ve görsel medya ya sansür uygularlar.

Suriye Türkmenleri yine öyle.

Doğu Türkistan Uygur Türkleri, yıllardır katliamla burun, buruna; yine kimseden ses yok adeta kulaklarını tıkamışlar Türk dünyasında olup bitenlere.

Ha, Türklük dünyası hepten mi sahipsiz derseniz;

değil tabi ki!

Devletin gizli arşivlerinde her dönem potansiyel suçlu görülen,

Türk toplumunun büyük kesiminde adı “vurducu-kırdıcı” ya çıkan,

Ama ne zaman ki Türkiye de olağan üstü kötü bir durum zuhur eder, tabir caizse milletin paçası tutuşur o zaman hep bir ağızdan:

Nerede bu ülkücüler, ne duruyorlar hâlâ”? Diye göreve çağrılan

Ülkücüler!!!

Var elbette.

Türk milletinin her dara düştüğü zamanda, bayrağını kapıp meydanlara dökülüp, büyüklerinden görev talep eden Ülkücüler her zaman var.

Irak Türkmenlerine devletten önce elini uzatan ve bizzat toplanan yardımları İşit teröristleri ve PKK tehlikesine aldırmadan bizzat kendi eliyle teslim eden Ülkü Ocakları Genel Başkanı Olcay Kılavuz,

Diyarbakır Lice de terörist pisliğinin dikilen heykelini protesto amacıyla meydanlara dökülen hep Ülkücüler olmuştur.

Evet Ülkücüler hep böyle boylarından büyük!!! İşlere karışırlar. Bu dünde böyleydi bu gün de böyle. Dün; Komünistlerle mücadele ettiler, bastırmadılar Moskof çizmesini kutsal vatan toprağına.

Ama bedelini de ağır ödediler.

İhtilâlın generali:

“Bize rağmen siz de kim oluyorsunuz da vatan savunuyorsunuz, vatan savunulacaksa onu da biz savunuruz” dedi ama:

Bu sözü söylerken Nurhak dağlarında bir kolorduyu donatacak kadar silah bulunduğundan haberi yoktu.

Evet, boylarından büyük işlere karışan ülkücüler çok ağır bedeller ödediler.

Dursun Önkuzu, Yusuf İmamoğlu şehit olduklarında Üniversite’de okuyorlardı.

Mustafa Pehlivanlı: İhtilal’ın kanlı darağacına giderken Üniversite imtihanlarına hazırlanıyordu,

Veli can Oduncu: Henüz yüzünde sakalları dahi çıkmamıştı şahadet şerbetini içtiğinde.

Ve daha binlercesi.

Dün, çok ağır bedeller ödendi ve görüldüğü gibi çiğnetmediler mübarek vatan toprağını Moskof çizmesine.

Her ne şekilde bedel ödenecekse gene ödemeğe hazır ülkücüler.

Çünkü hareketin lideri:

“Kan dökülecekse vatan için o kanı da dökmeğe hazırız” demişti bir kere.

***                                 ***                                     ***
Fakat benim esas gücüme giden,
milli meselelerde bu vatanın tek sahibi ülkücülermiş gibi; Ulusalcılar, Kemalistler, Atatürkçüler, hatta CHP’lilerden tek ses duyamıyoruz, meydanlarda göremiyoruz nedense?
Lafa geldiğinde mangalda kül bırakmazlarda, klavye başında sabahtan akşama kadar vatan kurtarırlar da,
maalesef icraata gelince

İcraat yok.