Mânâ-yı  Harfî

153

    “Bismillah” demek, her şeye “Mânâ-yı Harfî” ile bakmak. “Her şey; başkasının mânâsını gösteriyor.” diye düşünmek. “Bismillah” demek, her şeyin Yaratan’ın bilinmesine vesile olduğunu. Her şeyin Yaratan’a işaret ettiğini anlamaktır. “Bismillah” demek, her şeye sadece kendi şahsı ve zâtı için, bakmadığımızın da bir ifadesidir.

     Kısaca “Bismillah” demek, her şeye Allah için, Allah adına bakmanın, bakıyor olmanın en özlü biçimde dile getirilişidir. Çünkü, bizlere : “Kişi, sevdiği ile beraberdir.” hadîsi şerîfini hatırlatıyor.  Sadece bu sebepten ötürü “Bismillah” lâfzını dilimizden eksik etmemeliyiz. Böylece sevdiğimizle beraber olmanın yolunu bulmuş, bunun sırrına ermiş oluruz. Çünkü “Bismillah” demek, en büyük mahbûb / sevgili olan Allah ile bir ve beraber olmanın en büyük delilidir.

    “Bismillah, her hayrın başıdır.” hükmü, aslında bir tekliftir. Öyleyse her şeye onunla başlamalı. Zaten böyle yapmak gerek. Kaldı ki, bu hükümde bir tebliğ, bir çağrı var. Buna uyup uymamak var! Söylenmesinde ise, güzel bir karşılık var. Söylenmeyişinde, zamanı gelince, Rabbin huzurunda ceza bile söz konusu olma ihtimali var! Bu durumda bize: “Artık sen bilirsin!” demek düşüyor. Ama unutmayalım ki, bizler bu tercih için varız! Bu sınav sırrı, bu seçme için yaratıldık! Zaten en şerefli yaratılan olmamız da, bu yüzden. Kaldı ki, bizden bu bekleniyor. Zira bu teklif, yalnız bize yapılıyor.

     Evet, bu söylemi yerine getirmek, insan olarak sırf bizden isteniyor ve bekleniyor. Zaten işte bundan dolayı, mahlûkatın en şereflisi olmadık mı? Anlayalım artık bu sözü, fikredelim artık bu sırrı, derk ve idrak edelim artık bu gizi.

     Neyi yapmak, neyi başarmak, neyi gerçekleştirmek istiyorsak; başta “Bismillah” demeliyiz.

     Nereye ulaşmak, nereye gitmek, nereye varmak istiyorsak; başlarken “Bismillah” demeliyiz.

     Kime kavuşmak, kime tutunmak, kime dayanmak istiyorsak; önce “Bismillah” demeliyiz.

     Zira her çeşit muvaffakıyet ve başarının yolu, her şeyden önce Allah’a dayanmaktan, Allah’a tutunmaktan, Allah’a sığınmaktan geçer. Çünkü her mes’elede ne kadar kuvvetsiz isek de, her hususta sonsuz kuvvet ve kudret sahibinin eline yapışmış oluyoruz. Böyle avukatı olan biri; dâvâyı kaybeder mi hiç?

     Madem ki, “Allah” kelâmı evrende görünen bütün Güzel İsimler’in anlamını içeriyor. Madem ki, Allah noksan sıfatlardan arınmış. Madem ki, Allah üstün sıfatlarla bezenmiş. Madem ki, kâinat / evren; Allah’ın sıfat ve isimlerinin yansımalarıyla dalgalanıyor. Madem ki evren; mükemmel sıfatlarla donatılmış. Madem ki, Allah; idrak edilemez. Akıl ona yol bulamaz. Akıl onu kavrayamaz. Çünkü O’nun zıttı yok ki, kavranabilsin. Çünkü O’nun misli yok ki, anlaşılabilsin. Çünkü O’nun benzeri yok ki algılanabilsin.

     İşte “Allah” dediğimiz zaman, aklımıza bunlar geliyor. “Bismillah” derken de, böyle vasıflarla sıfatlı bir “Allah”ı anmış. Bu gibi sıfatlarla bezenmiş bir Allah’ı zikretmiş. Evet “Bismillah” derken böyle niteliklerle vasıflanmış bir Allah’ı dile getirmiş oluyoruz.

    “Bismillah” demekle İlahî rahmetten uzaklaşmadığımızı belirtmiş. “Bismillah” demekle, İlahî rahmetten uzaklaşan Şeytan gibi davranmadığımızı göstermiş. “Bismillah” demekle, Allah’ın emri karşısında Şeytan gibi inat etmediğimizi ispatlamış. “Bismillah” demekle Allah’ın gösterdiği çerçeve içinde kalacağımıza söz vermiş oluyoruz. Aksi hâlde, Allah’ın mülkünde O’nun ismini kasten anmamak ne demek? Allah’ın sahipliğinde O’nun ismini, kasten söylememek nasıl bir cür’et?  Şüphesiz, bunun adına inat denir! İnat ise Şeytanî bir huy, Şeytanî bir vasıftır. Allah’ın mülkünde O’nu tanımaz duruma düşmektir.   

    “Bismillah” lâfzını ihmal  etmek ve onu hafife almak veya kayıtsız kalmak; Şeytan’ın yaptığını yapmak olup, insanı Şeytan’ın sıfatına büründürür. “Bismillah” lâfzını unutarak böyle bir gaflete düşmeyelim.

     Çünkü “Bismillah” sözü, bütün varlıkların bizim yardımımıza koşmasını sağlar.

     Bu sözü sarfetmemek; bize bütün mevcudatın düşmanlığını kazandırır!

     Ne büyük kazanç “Bismillah” demek. Ne büyük kayıp “Bismillah” dememek!