Selahaddin-i Eyyûbi devrinde vezirlik ve kadılık yapan Bahaüddin Karakuşî isimli bir devlet adamı varmış. Karakuşî, kadı olarak sadece yanlış değil hep abuk sabuk hükümler verirmiş. Karakuşî’nin verdiği bu tuhaf hükümlere de ‘’Hükm-ü Karakûşî’’ denirmiş.
Bu yüzden hukuk dünyamızda mahkemelerin verdiği abuk sabuk kararlara ‘’Hükm-ü Karakuşî’’ denir…
‘’Hükm-ü Karakuşî’’ denilen bu safça ve abuk sabuk verilen hükümler aslında Karakuşî denilen zatı yıpratmak amacıyla siyasi rakibi tarafından yazdırılmış uydurma hikayeler imiş. Ancak bu hikayeler mevcut hukuk sistemindeki tuhaf kararları, Karakuşî hükümlere benzeterek halkın hukuk sistemine olan güveninin önemine dikkat çekme yönünde faydalı olmuştur.
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ülkenin durumunu değerlendirmesini isteyenlere hükm-ü Karakuşi denilen tuhaf kararlardan birini anlatmış ve sözünü şöyle bitirmişti:
‘’Kıssadan hisse: Ananı ‘öpen’ kadı ise, kimi kime şikâyet edeceksin?.. Bugün ülkedeki durum bu! Ağnadın mı?”
*******************************
Rakamlarla Basın ve İfade Özgürlüğü
Türkiye Avrupa’da hapishanelerdeki mahpus sayısının ve nüfusa göre oranının en yüksek olduğu ülke. 2021 yılı rakamlarına göre, Türkiye’de 100 bin kişiden 356’sı hapishanelerde bulunuyor. Bu oran Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde ise 106. Buna göre Türkiye’de hapishanelerdeki mahpus oranı AB’nin 3,4 katı. Türkiye aynı zamanda Avrupa’da cezaevlerinin en kalabalık olduğu ülke.
2022 yılında ceza infaz kurumlarında bulunanların sayısının artmasıyla mahpus oranı her 100 bin kişiden 400’e yükseldi. Bu veriler izinli olanları da kapsıyor.
****
Gazeteciler Cemiyeti’nin yayımladığı Medya İzleme Raporu‘na göre, “1 Temmuz 2023 itibariyle tutuklu gazeteci sayısı 56 oldu. Gazetecilere açılan dava sayısı ise 336’yı buldu.
Dezenformasyon gerekçeli yeni Basın Yasası uyarınca gazetecilere yönelik soruşturma ve cezalandırmalar 2022 sonunda başlamıştı. 2023’ün ilk altı ayında “halkı yanıltıcı bilgi yayma” suçlamasıyla 23 gazeteci soruşturmaya uğradı.
Yılın ilk altı ayında televizyon ve radyolara 30 kez idari para cezası, 30 kez de program durdurma cezası verildi. Eleştirel yayınlarıyla öne çıkan Halk TV, Tele 1 ve Fox TV yine en çok ceza alan kuruluşlar oldu.”
Sadece 2022 yılında “Cumhurbaşkanına hakaret” ve “hükümeti aşağılama” suçlamasıyla tam 16 bin 753 kişi ceza mahkemelerinde hâkim karşısına çıkarıldı.
Ceza mahkemelerinde geçen yıl TCK 299 ve 301’inci maddeleri kapsamında yargılanan sanıklardan bin 872’si hakkında mahkûmiyet kararı alındı. Toplam 3 bin 135 sanık hakkında ise “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” kararı verildi. Beraat sayısı ise kayıtlara, 2 bin 226 olarak geçti
****
“Anayasa Mahkemesinin, Milletvekili seçilen Can Atalay ile ilgili olarak, verdiği ihlal kararı 27.10.2023 tarihli Resmî Gazetede yayınlandı. İhlal kararının gereği olarak Can Atalay’ın aynı gün tahliye edilmesi ve hakkındaki davanın durdurulması gerekiyordu.”
Anayasa Mahkemesinin kararını yerine getirmesi gereken görevli ve yetkili yerel mahkeme (Ağır Ceza Mahkemesi) işi görevsiz ve yetkisiz Yargıtay 3. Ceza Dairesine havale etti. Yargıtay 3. Ceza Dairesi Anayasa Mahkemesinin ihlal kararını yok saydı. Hatta İhlal Kararı yönünde oy kullanan AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Can Atalay hala içeride tutuklu.
Bütün bu anlatılanlar uydurma fıkralar değil. İçinde yaşadığımız gerçek hukuk garabetleri.
Bütün bu rakamlara ve olaylara bakıp rahmetli Süleyman Demirel’i ve yukarıdaki sözünü anmamak mümkün mü?
*******************************
İçeridekiler mi, Dışarıdakiler mi?
Adamın biri, akıl hastanesinin parmaklıklarına yaklaşmış. İçeride gördüğü deliye:
– Hey deli, diye seslenmiş. Siz içeride kaç kişisiniz?
Deli şöyle bir durup düşünmüş:
– Bizim içeride kaç kişi olduğumuz mühim değil, demiş. Asıl siz dışarıda kaç kişisiniz?
Çoğunuzun bildiği bu deli fıkrası dışarıdaki delilerin sayısının içeridekilerden fazla olabileceğini anlattığı gibi; içeridekilerin bir kısmının dışarıdakilerden daha akıllı olduğunu da anlatır.
****
Bu anlamda, Karakuşî hükümlerden bana göre günümüze en çok ışık tutacak olanı şudur:
Kadı Karakuşî bir gün hapishaneyi teftiş eder. Herkese suçunu sorar. Sekiz kişi hariç diğerleri masum olduklarını söylerler. Diğer sekiz kişiyse, suçlarını itiraf ederek: ‘’Biz suçluyuz! Cezamızı elbette çekeceğiz!’’ demişler.
Bunun üzerine Karakuşî zindancı başına şu emri vermiş: ‘’Şu sekiz suçluyu derhal sokağa atın ki burada kalan bunca masumun ahlâkını da bozmasınlar!’’
Bu fıkra hapishanelerin içindekilerden çok suçlunun dışarıda olduğunu, içeridekilerin bir kısmının da dışarıdaki bir kesime göre çok masum olduğunu da düşünmemize sebep oluyor.
Acaba Karakuşî bu hükmü günümüzde verse “tuhaf” karşılanır mıydı?