24 Nisan yine geldi…
Sayın müttefik ülkelerimizde bir telaş aldı başını gidiyor…
Türkler Ermenileri kesti mi, kesmedi mi diye meclislerinden karar çıkartmak için uğraşıp duruyorlar.
Her 24 Nisan’da rutin olarak yaşadığımız bu Demokles kılıcı operasyonundan dolayı ben vatandaş olarak bıktım artık.
Her yıl Türkiye’den çeşitli tavizler koparmak için güzel bir yol bulmuşlar, ülkemizi söğüşlemeye çalışıyorlar.
Devlet olarak biz ise tutturmuşuz bir yol gidiyoruz…
“Tarihi olaylara tarihçiler karar verir!”miş.
İyi de arkadaş olay, tarihi değil ki!
Siyasi!
Hatta ve hatta Ermenileri katletme diye bir olay yok ki, kim neyin kararını verecek?
Ha, şu denilse anlarım.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da 1915 öncesi yaşayan 500 binden fazla Müslüman Türk nasıl birkaç ay içinde ortadan yok oldu?
Bu insanlar nasıl buharlaştı?
Bunu bize Rusya, Ermenistan, Fransa, İngiltere, ABD önce bir izah etsin.
Bir önceki nüfus sayımında var olan Türk köyleri, bir anda nasıl haritadan silindi, koca koca camiler, nasıl bir anda yandı yıkıldı?
Önce tarihçiler buna bir karar versin…
Çünkü bunlar somut gerçek.
İzleri hâlâ Doğu Anadolu’da duruyor.
Sonra, Ermeni iftiralarını araştırsınlar…
***
Aslında en güzel savunma, ‘hücumdur’ derler.
Biz de ülke olarak bu konuda karşı atağa kalkarsak, belki de daha güzel sonuçlar alabiliriz.
Meselâ Macaristan’daki Milliyetçi Parti olarak da bilinen ‘Daha İyi Macaristan Hareketi’nin (Jobbik) Macar Meclisi’ne sunduğu bir yasa teklifi var.
Buna göre Macaristan Parlamentosu, Ermenilerin Dağlık Karabağ’da Azeri Türkleri’ne karşı toplu katliam gerçekleştirdiğini tanıyan bir karar tasarısını gündeme aldı.
Jobbik’in teklifiyle gündeme gelen tasarı önümüzdeki günlerde oylanacak.
Ancak tasarı Erivan’ı daha şimdiden ayağa kaldırdı.
Ermenistan hükümeti tasarıya tepki göstererek, kabul edilmesi halinde Macaristan’ın uluslararası imajının sarsılacağını iddia ederek tehdit etti.
AB nezdinde baskı ve caydırma politikasına başladı.
Buna karşı Jobbik Partisi ise soydaş olarak tanımladığı ‘Türklere karşı yapılan bu soykırıma karşı sessiz kalınması insanlık suçudur’ diyerek tasarının parlamentodan geçmesi için Atilla’nın torunları olarak birbirimize yardımcı olmalıyız diyerek bir karşı kampanya başlattı. (Hürriyet – 15 Nisan 2011)
***
Şimdi acaba diyorum, diğer dost ve kardeş ülkeler nezdinde bu şekilde peş peşe kararlar çıkartsak da Türkiye olarak biraz rahat nefes alsak diyorum…
Çünkü bu Demokles kılıcı artık çok oldu…
Ne dersiniz?