Leoparın Kurtuluşu

85

1970’Li yıllarda, yabancı bir filim izlemiştim. Rus ve ABD’li iki diplomat, Birleşmiş Milletler toplantı salonunun bir köşesinde oturmuş tartışıyorlar. Rus Diplomat: -“Siz ABD’liler, bir eyleme geçeceğiniz zaman, meclisi toplayalım, görüşelim, senatoya havale edelim, oradan onay çıkarsa harekete geçelim diyorsunuz. Ama biz Ruslar; sizler bu görüşmeleri tartışırken, görevimizi yapıp bitirmiş ve evimize dönmüş oluyoruz diyordu”.

Rusya devlet başkanı Viladimir Putin, Demirperde yıllarındaki soğuk savaş taktiğini aynen sürdürüyor.  Suriye konusunda başından beri kararlılığını devam ettirip hep Esad’ın arkasında durdu. Başta ABD olmak üzere Avrupa devletleri, Türkiye, İran, NATO parmağını sokmayan kalmadı Suriye’nin içine. Bir o kadar da muhalif gruplar. Tam bir cıfıt çarşısı. Başta Türkiye dâhil koalisyon güçleri,  Öylemi olsun böylemi olsun diye oyalanırken birde bakmışız, Rus uçakları Suriye’yi bombardıman yağmuruna tutmuş.

Rusya’ya göre asıl hedef IŞİD militanları ama bakıyoruz ki, IŞİD haricin de Türkmenler ve ÖSO (Özgür Suriye Ordusu). Hatta bir rivayete göre CİA Suriye merkezi de bombardımandan nasibini almış. Buradan şu sonucu çıkarırız ki, her milletin Suriye üzerinde ayrı ayrı çıkarları var. Ama ABD ve Rusya’nın tek ortak noktaları, PYD yi koruyor ve kolluyorlar. ABD’nin, Irak’ı işgalinden buyana en büyük hedefi, kukla bir Kürt devleti kurdurmak. Rusya’nın PYD üzerindeki niyeti ise henüz belli değil.

Geçen hafta birçoğunuz televizyonlarda görmüş ya da gazetelerde okumuştursunuz. Hindistan’da başını metal su kabına sıkıştırmış bir Leopar, sıcak çöl ortasında bir o tarafa bir bu tarafa şuursuzca gidip gelirken, köylüler Leoparın zor durumunu görüyor ve derhal doğal hayatı koruma görevlilerine haber veriyorlar. Görevliler önce Leopar’ı iğne ile uyuşturuyorlar, sonra metal kabı kafasından çıkarıp hayvanı tekrar doğaya salıveriyorlar.

Türkiye’nin bu günkü durumu da aynı başı su kabına sıkışmış Leopar’ın haline benziyor. Aslında bizim başımızın su kabına sıkışması, Türk askerinin başına çuval geçirilmesiyle başladı. Türk askerinin başına çuval geçiren ABD’ye nota verecek misiniz diye soran gazeteciye o günkü başbakanın verdiği cevap: “Ne notası, müzik notası’mı” cevabı oldu.

Çuval hadisesinden sonra Ergenekon, Balyoz gibi davalarla Türk ordusunun moral gücü iyice çökertildi, ordu aşağılandı. Hatta öylesine aşağılandı ki, başbakan yardımcısı Bülent Arınç: “İyi ki böyle bir orduyla savaşa girmemişiz” diye ordunun itibarını (kendilerince)sıfıra indirdi.   Ama aynı orduyu yürürlükten kaldırdıkları (Emasya) protokolüne ve değiştirdikleri anayasanın 35. Maddesine göre iç güvenlikte kullanılmaması gerekirken hükümet, iş başa düşünce pek alâ PKK ile mücadelede kullanabiliyor.

Suriye de akıl almaz oyunlar tezgâhlanıyor. 2011 yılından buyana Suriye’nin içine düştüğü bunalımdan 1. Derecede sorumluluğu olan hükümetimizin uyguladığı yanlış politikalar sayesinde, bugün orada olup bitenleri ne yazık ki kenardan seyrediyoruz. Daha şimdiden Suriye’ye IŞID’ terör örgütünü bombalamak için gelen Rus uçakları, Türk F16 ları taciz etmeğe başladılar bile. 911 Km. uzunluğa sahip Türkiye-Suriye sınırı, önümüzdeki günler ve yıllarda birçok olaylara gebe kalacak. Dua edelim ki bu olayların Türkiye ye hissedilir, kalıcı bir zararı olmasın.

Hindistan da Leopar’ın başındaki metal kabı, Doğal Hayatı Koruma görevlileri geldiler, çıkardılar ve Leopar kurtuldu. Türkiye’nin başındaki kabı ise ancak Türk Milletinin bizzat kendisi çıkarmak zorunda. Çünkü Türkiye’nin başka seçeneği yok. Bunun çaresi ise, 1 Kasım seçimleri. Ya 13 yılda ülkenin başına türlü belaları saran AKP hükümetiyle yoluna devam edecek, ya da “önce devletim, sonra partim sonra ben” diyenlerle beraber yürüyüp kendi kurtuluşunu kendisi sağlayacak.

Saygılarımla.

 

Önceki İçerikNeden Biz?
Sonraki İçerikÖlü Metin’de yitik diriliş
İdris Türkten 1 12 1949 tarihinde Tokat/Artova da doğdu. İlkokulu Artova Gaziosmanpaşa ilkokulunda, Ortaokul ve Liseyi Turhal da okudu. Berlin Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünün 2. Sınıfından ayrıldı. Kocaeli Petkim Petro Kimya Fabrikasından emekli oldu. Ülkü Ocakları ve Milliyetçi Hareket Partisi teşkilatlarının her kademesinde görev yaptı. İYİ Parti Kocaeli İl kurucuları arasında bulundu ve İYİ Parti yönetim kurulunda bir dönem görev yaptı. Halen Kocaeli Aydınlar Ocağı İdari Sekreterliği görevini yürütmektedir. Editörlük ve güncel Köşe Yazarlığı yapmaktadır. Biri kız, iki erkek evladı var.