25.8 C
Kocaeli
Cuma, Eylül 12, 2025
Ana SayfaGüncelKuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Sonbahar…

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Sonbahar…

        Kıbrıs’ta yaşanan kavurucu sıcaklardan sonra adanın en güzel mevsimini, ‘’Sonbaharı’’ bulursun karşında…

       Adanın yaz günlerini sarmalayan o cehennemi sıcaklardan sonra gelen serin hava, insana huzur verir. Bir de tenhalaşan kumsalların, o engin denizlerin mavimsi yalnızlığı düştüğünde sahil boylarına, düşler dünyasında bulursun kendini…

     Her yıl hem kuzeyine, hem güneyine milyonlarca turistin gelmesiyle yaşanan hareketli, renkli, güzelliklerle dolu bir huzur adasıdır Kıbrıs.

      Aslında her mevsimiyle bir rüya ülkesidir bu ada. Bir rüya ülkesidir ama 50 yıl öncesinde burada yaşanan savaşın acılı izlerini de taşır hala.

     Bir türlü çözüme kavuşmayan sorunlarıyla dünyanın gözü kulağı da bu adadadır. Her yıl sanki yapılması mecburiymişçesine müzakere masaları kurulur, adada kurulu iki ayrı devleti nasıl birleştiririz senaryoları konuşulur. Ama hiçbir zaman bir çözüm bulunamadan bu görüşmeler son bulur.

     1968 yılından beri devam eden bu sürecin ardından tam 57 yıl geçmiş, hala ‘’Birleşik Kıbrıs’’ nasıl kurulur diye koşuşturup durulur.

    Sanki adada 1974 yılı yaşanmamış, Rumlar tarafından yok edilmekten, ezici baskısından kurtarılan Kıbrıs Türk Halkı özgürce yaşam hakkına kavuşmamış, 42 yıldan beri yaşayan kendi devletini Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini kurmamış gibi dünya devletleri habire çözüm adına görüşmeler başlamalıdır diye didinip durur.

     Hâlbuki bu siyasi didiniş olmasa adada yaşam daha güzel olacak. Ada halkı mevcut durumu çoktan kabullenmiş, kendi doğrularının peşinde geleceği daha iyi planlayacak.

     Her sonbahar geldiğinde çözüm sürecine yeniden başlanır. Adalı siyasileri bir araya getirme gayretleri yeniden canlanır.

     Bu yıl da öyle olacak. KKTC de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra yine müzakere süreci gündeme gelecek. Ama ne çare ki Rum tarafı adanın sahibi benim tavrından vazgeçmediği sürece bu görüşmelerden hiçbir sonuç alınamayacak.

    Bu siyasi ortam yaşanırken, ada halkının yaşamındaki zorluklar da bitmeden devam edecek. Özellikle KKTC’de yaz aylarının kuraklığı ile tarım da yaşanan verimsizlik, adada ki su sıkıntısı nedeniyle geçen zor günler, enerji kaynaklarının yetersizliği nedeniyle insanların yaşadığı zorluklar, ekonominin getirdiği ağır yükler insanların bu güzel adadaki yaşamını karartan olumsuzluklar olacak.

    Pekiyi, bu zorlukları görmezden gelerek yaşamak mümkün mü? Tabii ki değil. Ama her ne olursa olsun gelecekteki güzel günleri düşünerek, yaşamdan umudu da kesmemek gerek.

   Yeniden mevsimlerin sarışın güzeline dönecek olursak; bu mevsimin serinliği ile birlikte, yakın zamanda başlayacak yağmurlu günler bir nebze de olsa adalılara nefes aldıracak huzur verecek.

    Bu yazımı siyasi gelişme haberlerinden uzak kalmaya çalışarak kaleme aldım. İstedim ki, adada yaşayan, adayı ziyaret eden insanlarımız ada yaşamının güzelliklerinin farkına varsın, tüm sıkıntılarını geride bıraksın, bu güzellikleri yaşasınlar.

   Hele ki, KKTC’ye gelen turistler sadece otel kumarhanelerine sıkışıp kalmasın. KKTC de gezip görülecek o kadar güzel yer var ki, buraları da görsünler. Kıbrıs Türk mutfağının o güzel lezzetinden de tat alsınlar.

    Bu günler adayı gezip görmenin en güzel vaktidir. Eylül ayı, adanın boynuna takılı en güzel inci kolyedir. Bu kolyedeki her inci tanesi görülmeye değer en güzel hazinedir.

   Ege adalarına giderek Yunan turizmine yüz binlerce Euro kazandıran Türk turist kafilelerinin KKTC deki turizm hazineleri de görmesi gerekir. Kaldı ki bu hazinelerin görülmesi için harcanan her bir Euro adalı Türk kardeşlerimizin ekonomisine yapılan en önemli destek olacaktır.

   Şöyle düşününüz, KKTC’ye gelmişsiniz, kaldığınız otelin bir yüzü Beşparmak dağlarına bir yüzü Girne sahillerine bakıyor. Sabahın serin rüzgârı ile uyanıp, doğal ürünlerden oluşan mükellef bir Kıbrıs kahvaltısından sonra yosun kokulu denizin mavilikleriyle kucaklaşıyorsunuz. Bundan güzel bir sabah olabilir mi?

   Sonrasında bırakın kendinizi Eylül güneşinin kollarına o sizi götüreceği yerleri bilir. İster tarihi güzellikleriyle dolu bir mekân, ister doğal güzelliklerle dolu bir belde, zamanın nasıl geçtiğini anlamazsınız bile.

    Akşam güneşinin batışı ile başka bir sihrin doğuşunu yaşarsın adada. Girne yat limanına yansıyan mehtabın o doyum olmaz seyri ile coşarsın. İyi ki gelmişim buraya dersin, yeniden gelebilmenin hayalini kurarsın…

  Haydi bakalım şimdi bir kez daha düşünün KKTC’de yaşanan sonbaharın o güzelliklerini, seyahat planlarınızı bu güzelliklere göre yapın.

  Adanın siyasi gelişmelerine takılı kalmayın. Çünkü Kıbrıs’ın siyasi yüzü her zaman parçalı bulutlu olacaktır!

  Siz Eylül ayının keyfini çıkarmaya bakın…

Atilla Çilingir
Atilla Çilingirhttp://www.atillacilingir.com/
1967 yılında Teğmen rütbesiyle T.S.K da göreve başladığı zaman, Kıbrıs olayları adada tüm hızıyla devam ediyor, Yunanistan’ın da desteğini alan Rum’lar; adada yaşayan Kıbrıs Türk’üne her türlü mezalimi yapıyor, gerçekleştirdikleri toplu katliamlar, uyguladıkları ekonomik ambargolarla Kıbrıs Türk Halkını adadan göçe zorluyorlardı… O dönemde Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 1960 yılında imzalamış olduğu, BM’ler tarafından da onaylanmış garantörlük anlaşması gereğince, ada da bulunan ‘Şanlı Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayında’ görev almak için defalarca dilekçe veren Teğmen Çilingir; 1974 yılının 20 Temmuz Cumartesi sabahı kendisini Kıbrıs’ta savaşın içinde buldu. Bölük komutanı olarak Kıbrıs Savaşlarının her iki safhasında da bu görevini başarıyla sürdürdü, ‘Gazi‘ unvanı ile onurlandırılarak Türkiye’ye döndü. 1974–1975, 1985–1987 yıllarında Kıbrıs’ta görevli olduğu yıllardan sonra da, adada yaşanan olayları yakinen takip eden Çilingir; 2004-2011 yılları arasında Kıbrıs Türk Kültür Derneğinin İstanbul Şubesi yönetim kurulunda da görev yaptı. Bu uzun süreçte ’mili davamız’ olarak bilinen Kıbrıs konusuna sahip çıkarak, Kıbrıs Türk Halkının kazanılmış tarihsel ve hukuksal haklarını savunmak adına değişik platformlarda görev aldı. Sempozyumlara, panellere, televizyon programlarına konuşmacı olarak katıldı, makaleler yayınladı. Yakinen takip ettiği Kıbrıs konusu başta olmak üzere, ülke meseleleriyle ilgili güncel yazılarına, konferanslarına devam etmektedir. T.S.K.’dan 1990 yılında, kendi isteği ile emekli olduktan sonra; Kıbrıs konusuyla ilgili kaleme almış olduğu; ’’Özgürlük Nefesi (K.K.T.C Cumhurbaşkanlığı yayını 1995)’’, ‘’Girne’den Doğan Güneş (1997)‘’, ‘’Unutanlar Unutturulanlar ya da Hatırlayamadıklarımız (2004)’’, ‘’Elveda Kıbrıs Ama Bir Gün Mutlaka (2006)’’, ‘’Andımız Olsun ki Bu Topraklar Bizim (2007)‘’,’’Tarihten Gelen Çığlık (2010)’’, Kıbrıs ‘’Yes Be Annem’’ 2002-2016 (Eylül-2016) isimli kitaplarıyla; Ülkemizin son 65 yılında öne çıkan, yaşanmış önemli olayları anlatan: ‘’10’ların İzleriyle Türkiye (2014)’’,’’Kırılmadık Ne Kaldı?-Zaman Asla Kaybolmaz (2015)’’, ‘’Önce Vatan (Eylül 2017) isimli kitapları da bulunmaktadır… Sivil iş hayatına ‘Türkiye Sigorta Sektöründe’’başlayan Atilla Çilingir Koç YKS bünyesinde uzun yıllar görev yaptıktan sonra, halen dünyanın 18 ülkesinde hizmet veren, sağlık bilişim şirketlerinden birisi olarak ülkemizde de faaliyet gösteren; ‘’CompuGroup Medical Bilgi Sistemleri A.Ş’’ bünyesinde, görevine devam etmektedir. Pek çok üniversitenin ‘Bankacılık-Sigortacılık Fakültelerinde, Yüksek Okullarında, vermiş olduğu seminerler, konferanslar ile sektöre bu yönde de hizmet vermeye devam eden Çilingir’in: Sigorta sektöründe 27 yıldan beri vermiş olduğu hizmetlerini anlatan; ‘’Sigortalı Hayatın Gerçekleri’’ (2012) isimli bir kitabı daha bulunmaktadır. Atilla Çilingir; bugüne değin kitaplarından elde etmiş olduğu telif gelirleriyle; Sosyal sorumluluk projeleri kapsamında: 2010 yılında ‘K.K.T.C Lefkoşa Şehit Aileleri ve Malul Gazileri Derneğine’ ‘Tarihten Gelen Çığlık’ isimli kitabının telif gelirini bağışlamış, 19 Şubat 2012’de Van’da yaşanan büyük depremden sonra Van’ın Muradiye İlçesi Akbulak Köyü İ.M.K.B. (İstanbul Menkul Kıymetler Borsası) Yatılı Bölge İlk Öğretim Okulunda içinde 20 adet bilgisayarı bulunan ve kendi adını taşıyan bir BT (bilgi teknolojisi) sınıfı açmış. 02 Haziran 2017 tarihinde de Samsun’un Tekkeköy ilçesi Büyüklü İlköğretim okulunda da adını taşıyan, içinde 2500 kitabı, 2 adet bilgisayarı bulunan bir kütüphanenin açılışını sağlamıştır.

Seçtiklerimiz

spot_img