Kütüphaneler Haftası

86

Her yıl Mart ayının son Pazartesi günü başlayan hafta kütüphaneler haftası olarak kutlanmaktadır. 

Bu çok önemli kültür yuvalarının başlangıcı, M.Ö. 3000’li yıllara kadar uzanmaktadır. Mezopotamya bölgesinde Asurluların önderliğinde ilk izlerine rastlanmıştır.  Nippur yerleşim bölgesinde çivi yazısıyla yazılmış tabletlerin tapınaklarda saklandığı, Sümerologlar tarafından bulunmuştur.

Daha sonraki yıllarda, yazının bulunması ve yazı tekniğinin iyileşmesiyle kitapların biriktirilmesine başlanmıştır. Eski Yunan’da, Roma’da, İskenderiye’de, Bergama’da, Konstantiniye’de kütüphanelerin geliştikleri bilinmektedir.

Doğu Asya’da ise Çinlilerin kağıdı bulmalarıyla, yazılı belgelerin çoğalması ve biriktirilerek saklanması kütüphaneciliğin ilk adımları olmuştur.

Orta Asya’da zamanının bilim merkezi olarak tanımlanan  Taşkent, Buhara ve Semerkant üçgeni, M.S. 1000’li yıllardan itibaren Türklerin İslamiyeti kabul edip müslüman olmalarıyla daha da zenginleşmiştir.  Tabii bu dönemde Gazneli Mahmut’un  öncülüğünde kitaplar çok önem kazanmıştır. Böylece büyük kütüphaneler, bilim dünyasının merkezi konumuna gelmişlerdir. Ne yazık ki, Moğol istilası bu çok önemli gelişmeyi darmadağın etmiş, yakıp yıkmıştır.

Anadolu’ya gelen Selçukluların ve devamında  Osmanlıların zamanlarında, kütüphaneler yeniden hayat bulmuştur. Konya, İznik, Bursa, Amasya, Manisa, Edirne ve fetihten sonra Ayasofya, Eyüp Sultan ve Fatih Camî’leri  medrese ve külliyelerinde, el yazması ve  basılı kitaplar belli mekânlarda muhafaza edilmeye başlanmıştır. Bu gelenek  diğer camilerimizin bünyesinde de devam ederek,  günümüze kadar ulaşmıştır.

Matbaanın faaliyete geçmesiyle Avrupada köklü değişiklikler olmuştur. Fransa, İngiltere, Almanya, İtalya gibi ülkelerde kraliyet ve üniversite kütüphaneleri kurulmuştur.

En önemli gelişme ise kütüphaneciliğin özel bir meslek olarak tanımlanması olmuştur. Tüm belli başlı üniversitelerde kütüphanecilik kürsüleri faaliyete geçirilmiştir.

Ülkemizde de  çağdaş kütüphanecilik ile ilgili çalışmalar 1925 yılında (School of Library Education Colombiya mezunu) Fehmi Ethem Karatay  öncülüğünde başlatılmıştır.

1936 yılında Milli Eğitim Bakanlığı denetiminde kurslar açılmış, 1950 yılından sonra üniversitelerimizde kütüphanecilik bölümleri faaliyete geçirilmiştir. 

 Halen, Kültür Bakanlığı Kütüphaneler Genel Müdürlüğü’ne bağlı 900’e yakın kütüphanelerde 7 milyon civarında kitap bulunmakta ve bu sayı sürekli olarak artmaktadır.

İstanbul Süleymaniye Kütüphanesi’nde, yıpranmış kitapların tamiri, yenilenmesi için bilimsel ve çağdaş bir kitap hastanesi çok başarılı olarak hizmet vermektedir.

Kitapların yaşantımızda çok önemli işlevleri vardır. Duygularımızı, düşüncelerimizi, izlenimlerimizi, çevremizi, yaşadıklarımızı hal ve durumlarımızı, yaşam koşullarımızı, bizden uzaktaki uygarlıklara ve bizden sonra gelecek kuşaklara en doğru ve en çeşitli şekilde  anlatmamızı kitaplar sağlar.

Bizden önce yaşamış olan kuşakların olaylarını, medeniyetlerini ve kültürlerini  de gene yazılı belgelerden öğreniriz. Kitaplar yazıldıkları dönemleri günümüze ulaştıran, günümüzden de yarınlarımıza ulaştıracak ve yansıtacak en değerli tanıklardır.

Kütüphaneler kitapların evidir. Halkın, araştırmacıların, öğrencilerin, meraklıların uğrak yeridir.

Japon atasözü “kütüphaneler, ruhumuzun gıdasıdır” diyor.

Çağdaş kütüphanecilik bilinçli kadrolara sahip olmak zorundadır. Kitapların korunması, sınıflandırılması, yeni kitapların izlenmesi, eskimiş kitapların tamiri, istenilen kitapların okuyuculara teslimi, takibi, mekânın temizliği ve hijyeni  gibi bir dizi faaliyet ancak uzman kadroların görev yapması ile temin edilebilmektedir.

Ayrıca günümüz kütüphanelerinde bilgisayar çıktıları, fotokopi, fotoğraf, mikrofilm alma gibi yeniliklerin de kullanıma sunulması gerekmektedir.

Kütüphaneler, en önemli yardımcılarımız, dostlarımızdır. Hayal gücümüzü genişleten, bizi eğlendiren, düşündüren, bilmediklerimizi öğreten, dünyaya bakış açımızı etkileyen, bildiklerimizi çoğaltan, zenginleştiren, kişiliğimizi geliştiren kitaplarımızdır.  

Kültürel değerlerimizin ve birikimlerimizin geleceğe aktarılacağı, kütüphanelere olan ilgimiz övünülecek düzeydedir. Okullarımızda, büyük işletmelerde, bazı bankalarımızda,  iş yerlerimizde, kıraathanelerde ve belediyelerimizde sabit ve gezici kütüphanelerimiz yurdumuzun her yöresinde bizlere  hizmet vermektedirler.