Kuşbakışı AKP’nin Ekonomi Karnesi

111

“20 yılda 2,8 trilyon dolar ihracat yapılmış, 4,1
trilyon dolar ithalat yapılmıştır. Dış ticaret açığı 1,3 trilyon
dolar.
Bu, bütün dünya ölçeğinde bile olsa çok büyük bir rakam. Bu dış
ticaret açığı, üretmeden tükettiğimiz rakam demek.”

CHP İstanbul Milletvekili İlhan Kesici’nin
sözleri bunlar. İlhan Kesici partisi adına 2023 Bütçe görüşmelerinde TBMM Genel
Kurulunda yaptığı konuşmada ekonomimizin yapısal sorunlarını net bir vizyonla
tespit etti. Meseleye kartal gözü ile geniş bir perspektiften bakan Kesici, gerçek
durumu, propaganda boyasına bulanmamış çıplak rakamlarla açıkladı.

İlhan Kesici DPT Müsteşarlığı yapmış ciddi bir bürokrat, mühendis
ve siyasetçidir. O’nun verdiği rakamlar güvenilir doğru rakamlardır. Zaten
iktidar kanadı bile bugüne kadar hiçbir rakamına itiraz etmedi.

Türkiye önceden de cari açık veren bir ekonomik yapıdaydı.
Fakat AKP döneminde üretmeden tüketmek veya ürettiğinden çok tüketmek
alışkanlığı inanılmaz büyüklüğe erişti.

Ürettiği tükettiğinden fazla olan başka milletlerin tasarruflarını
borç alarak harcamanın elbette bir bedeli var. Borç bu, vadesi geldiğinde -faizi
ile birlikte- ödenecek ki ileride tekrar borca ihtiyaç duyduğunuzda borç
bulabilesiniz. Nitekim Türkiye 20 yılda, 112 milyar doları dış borç olmak
üzere toplam 545 milyar dolar faiz ödemesi yaptı.

Faize karşı olduğuna inanmamızı isteyen ve “Nas varken bize ne
düşer” diyen Erdoğan’ın milletimize ödettiği faiz bu.

İlhan Kesici “Bizim iliğimizi, kemiğimizi perişan eden bu
faiz rakamlarıdır. Bu rakamlara dünyanın hiçbir ekonomisi dayanamaz.
Bizim
ekonomimiz de dayanamıyor, dayanamadı” derken en temel soruna dikkati
çekiyordu.

Nitekim “2023 bütçesinde faize ayrılan kalem 565,6 milyar lira
oldu.” Bu rakamın büyüklüğünü anlamak için 2023 yılı bütçesinde tarım ve
hayvancılıkla geçinen milyonlarca insanımıza verilecek tarım desteğinin sadece
54 Milyar TL olduğunu
hatırlatalım.

Faize giden paranın yarısını tarım desteğine verebilseydik tarım
desteği 5-6 katına çıkacaktı. Ve bugün temel gıda maddelerine bile erişemeyen
milyonlarca vatandaşımız bu dramı yaşamayacaktı.

Rakamlar açıkça “Türkiye tarihinde faiz lobilerine en çok para
kazandıran iktidarın AK Parti iktidarı olduğunu”
ortaya koymakta.

Bu bir yönetim tarzının ekonomiye yansıması ve siyasi bir tercihin
sonucudur.

****************************

Siyasetçi – Devlet Adamı

R. T. Erdoğan usta bir siyasetçidir. Fakat ülkenin
orta ve uzun vadeli menfaatleri ile kendisinin kısa vadeli çıkarları
çatıştığında, tercihini ülke menfaatlerini maksimize edecek seçenekten yana
kullanan bir devlet adamı değildir.

Erdoğan daima kısa vadede kendi gücünü artıracak, seçim
kazandıracak seçenekleri tercih eden bir siyasetçidir.
Seçim
yaklaşınca ve seçilmeme korkusu ağır basınca, daha önceleri “ülkeyi batırır”
dediği düzenlemeleri yapması bu karakterin sonucudur.

Bütün ekonomistler “21’inci yüzyılda global rekabete hazır
olabilmenin en önemli unsuru yüksek teknoloji üretecek, yaratacak,
kullanacak vasıflı insanlar yetiştirmektir”
diyor.

Fakat “ekonominin kitabını yazan” “ekonomist Başkanımız”
döneminde dünyada ilk 500’e giren üniversitemiz kalmadı.

“Türkiye’nin birçok araştırma alanında yayın
performansı
ksek gibi görülse de söz konusu yayınlara çok düşükzeyde atıf yapıldığı tespit edilmiştir. Türkiye yayın başına düşen atıf sayısı bakımından
AB üyesi 30 ülke arasında sadece Romanya’yı geride bırakabilmiştir. Bu yayınlarda
yenilik getirici ç
alışma sayısı çok azdır.”

“Bilimde ileri sayılan ülkelerle yarışabilmenin yolu niceliğe
(sayıya) değil niteliğe (kaliteye) yatırım yapmaktan geçmektedir.”
Ama AKP neredeyse
her büyük ilçeye bir, büyükşehirlerde yüzlerce apartmanda üniversite açtı. Ama içinde
bilim yok, kalite yok.
Çünkü akademik yü
kseltme ve atama ölçütleri
liyakat esaslı değil iktidara sadakat öncelikli.

Az miktarda iyi yetişmiş doktor, mühendis vd dallardaki vatandaşlarımızı
da yurtdışına kitlesel beyin göçü ile kaybediyoruz.

Çünkü büyük devlet olmak için yapılması gerekenler uzun vadeli
işlerdir.
Bu işler kısa vadede seçim kazandırmaz, inşaat işleri gibi
dikkat çekmez, kendi zengin kölelerini yaratmaz, geniş kesimleri devlete
göbekten bağlı sadık kitle haline getirmez.

Bu yüzden “Millî Eğitim Bakanlığının ve üniversitelerin
bütçesinin toplam rakamı 571 milyar lira.
25 milyon öğrenci ve 1 milyondan
fazla öğretmene” sadece faize ödediğimiz kadar bir para harcayacağız.

Ülkenin ve milletin kısıtlı kaynaklarını çok verimsiz bir şekilde
savuran AKP iktidarı itibarı gösteriş ve israfta aradı. Alınan
borçlar, ödenecek ana para ve faiz toplamından da çok gelir getiren, verimli
alanlara harcanmadığı için borcu borçla kapattı.

Fakat borç verenler bu durumu bildiği için risk primi
yüksek olan Türkiye’ye tefeci faizleri ile borç verdiler.

İYİ Partili Prof. Bilge Yılmaz’ın açıklamasına göre: “Yunanistan,
bugün 1000 dolar borç almak için yıllık 41 dolar faiz ödeyecek. Biz, 1000 dolar
borçlanmak için 97,5 dolar faiz ödüyoruz!”

Hatta Türkiye bu faizlerle bile borç bulmakta zorlanıyor. Erdoğan’ın
şahsi ilişkileri ile BAE, S. Arabistan gibi ülkelerden gelen üç beş milyar
dolarlık geçici swap anlaşmalarıyla Merkez Bankası rezervine makyaj yapıyor.

Demek ki dünya sermayesi nezdinde Yunanistan’ın itibarı bile Türkiye’nin
itibarından kat kat fazla.

İlginç olan ise “dış güçler” ile ekonomik ilişkisi bu vahim
boyutta olan partili Cumhurbaşkanının kendisini “yerli ve milli”, bu
politikaları eleştirenleri ise “dış güçlerin kuklası” gösterebilmesi.

Önceki İçerikNamık Kemal Zeybek ve Türklük
Sonraki İçerikBirand ve Türk Olmayan Medya…
Avatar photo
Doğum 20.07.1956 BUCAK-BURDUR Eğitim Cumhuriyet İlk Okulu, Bucak Lisesi (Mezuniyet 1973) İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliği (Mezuniyet 1978) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Mezuniyet 1995) Çok sayıda şirket içi ve şirket dışı eğitim programlarına iştirak. (ISO 9000, Toplam Kalite Yönetimi, Verimlilik, İş İdaresi, Pazarlama, İstatistiksel Proses Kontrol, Kişisel Gelişim, Kişisel İmaj ve diğer konularda onlarca eğitim programı) 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. (2001) 03.03.2010- Serbest Avukat Medeni Hal :Evli ve İki Çocuklu Lisan : İngilizce (İntermedite level) Sosyal Faaliyetler :İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve halen Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubunda korist. 250 mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Halen Yönetim Kurulu Başkanı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de, "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada bir köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.