Küreselleşme ve Mustafa Kemal Atatürk – 5

82

Bir önceki yazımızda, I. Dünya Savaşı’nı tamamlamış ve Millî Mücadele dönemine gelmiştik.

Çanakkale Savaşları, I. Dünya Savaşı’nın iki yıl uzamasına neden olmuş, bu durum da Küresel İngiliz gücünün kırılmasına, sarsılmasına yol açmıştır. İngiltere’de 1916 Aralığında Başbakan olan Loyd Corc başta olmak üzere, İngiliz yönetiminin ciddi bir kısmı bu sonuçtan Mustafa Kemal’i ve Türkleri sorumlu tutmuştur.

I.Dünya Savaşı’nın bitmesiyle, sırasıyla Almanya ile Versay, Avusturya-Macaristan ikiye bölünerek, Avusturya ile Sen Germain, Bulgaristan ile Nöyi ve Macaristan ile de Triyanon Anlaşmaları yapılmıştır.  En son olarak İstanbul ile Sevr Anlaşması 10 Ağustos 1920’de yapılmıştır. Neden en son bizimle yapılmıştır? Üzerinde durulması gereken bir konudur. Çünkü, bizi yok etmek, ağır bir ceza vermek, bir daha ayağa kalkamayacağımız bir duruma getirmek için, ince ince ve derin çalışmalar yapılmıştır.

Diğer bir ifade ile hâlâ kendisini küresel güç gösterme gayretinde olan İngiltere, Türklerden ağır intikam almak gayesindedir.

Ancak, bir kez daha hesap tutmamıştır.

“Ben ezelden beridir hür yaşarım, Hangi çılgın bana zincir vuracakmış, ” diyen Türk Milleti, Mustafa Kemal önderliğinde, hakkında verilen bir idam fermanı olan Sevr’i reddetmiş ve yırtıp tarihin çöplüğüne atmıştır.

Bu konuda çok önemli bir tarihî konuşma ile durumu örnekleyelim:

Adana olayları sonunda, Fransa, Franklin Buyyon’u anlaşma zemini aramak üzere Türkiye’ye göndermiştir. Buyyon, Mustafa Kemal ile görüşmüştür. Görüşme sırasında, Buyyon, daha fazlasını koparmak taktiği ile lafın arasında Sevr’in imzalanmasından bahsetmiştir.

Mustafa Kemal ( o zaman ATA, TÜRK soyadını almamıştı) derhal müdahale etmiş;

–          Ekselansları, anlaşmak üzere görüştüğüm bir dostun ağzından Sevr’i duymak beni çok üzmüştür. Türk Milleti, Sevr’i tanımamaktadır ve yok saymaktadır. Sizin de görüşmelerinizde bu temelden hareket etmenizi tavsiye ederim.

I.Dünya Savaşı’nın mağlupları ile ilgili olarak yapılan Anlaşmaların ağırlığı herkesin üzerine çökmüş ve bazıları da İngiliz gücüne teslimiyeti kurtuluş olarak görmeye devam etmektedir. Buna bir örnek verelim.

Vahdettin, Yunan-Ankara mücadelesi için İngilizlere şunları söylemiştir:

-Kuvvayı Milliyeciler bir avuçtur. Koskoca Almanya’yı dize getiren İngiltere, bu Ankara-Yunan mücadelesini neden durduramıyor”. Ne ibretlik değil mi?

Türk Millî Mücadelesi, İngiltere’nin yeniden toparlanma, yeniden küresel güç olma ümitlerini tüketmiş, söndürmüştür. Yaklaşık 150 yıldan beri sürdürülen dünyaya hâkim olma ve küresel güç olma mücadelesinin sonunun gelme sürecini başlatmıştır.

İngiltere, kendi iç işlerindeki mücadeleyi yakından bilen, ayrıca, müttefikleri ile ilişkilerini çok yakından takip neden, bu müttefiklerin aralarına girmeyi başaran bir deha ile karşılaşacağını hesap edememiştir.

İngiltere, öne sürdüğü Yunan’ın 9 Eylülde denize dökülmesi üzerine, boğazları elde tutma gayretlerine girmiş, ancak, Mustafa Kemal dehası, müttefikler arası ilişkileri bozarak, önce Çanakkale, sonra da İstanbul’un işgalden kurtulmasını sağlamıştır. Bu olayları yakından takip eden dünya, İngiltere’nin gücünün artık dikiş tutmayacağını görmüştür. Dünyanın bu olayları yakından takip ettiğinin en büyük delili şudur.

İngilizlerin oluşturduğu topluluğun en büyük üyesi olan Hindistan’ın lideri Gandhi, bu gelişmeler üzerine şu sözleri söylemiştir:

-Mustafa Kemal İngilizleri alt edene kadar, ben İngilizleri Tanrı zannederdim.

Bu örnek, tüm dünyada, o dönem yaygın bir düşüncenin temeli olmuştur.

İngiltere’nin bu duruma düşmesi, kendi iç siyasetini oldukça dalgalandırmış ve Türk düşmanlığını, Mustafa Kemal düşmanlığını saplantı haline getiren Loyd Corc, 1922’nin 12 Ekiminde Muhafazakâr Parti’nin koalisyondan çekilmesiyle Başbakanlıktan indirilmiş ve Liberal Parti bir daha İngiltere tarihinde iktidara gelememiştir. Böylece Türk Milleti’ne kefen biçmenin bedelini çok ağır ödemişlerdir.

1922’nin 20 Kasımında başlayan Lozan görüşmeleri, olağanüstü mücadeleler ile iki dönem halinde yaklaşık 8 ay sürmüş ve imzalanmıştır. Lozan görüşmeleri, İngiltere’nin dünya gücü olduğunu göstermesinin son mücadelesi olmuştur. İngiliz temsilcisi Lord Kürzon, Sevr’i imzalayan İstanbul delegeleri tipinde kişilerle karşılaşacağı beklentisi ile görüşmelere gelmiş, ancak karşılaştığı delegelerin kimler olduğunu 8 ay sonra anlayabilmiş ve böylece, İngiltere, son KÜRESEL GÜÇ olma ümidini de Lozan’da bırakmak zorunda kalmıştır.

Bu haftalık da bu kadar!

Lütfen TAKİP ETMEYE DEVAM EDELİM!