Kurbanlık Düşler Düzinesi

102

 

Oltaya para takın

Sazanlara bir bakın

 

Beni musallada salla

Yolla posta kutusuna

 

Biz mi vefasızız vefa mı bizsiz

Bu kaç yüzyıl oldu yürek kirişte

 

Öçtür gençlik iksiri, intikamdır kalp ateşi

Ey benim sabrımın kalkanını harlı tutanım

 

İradeyi idareli kullanamadık gitti

Ki daralttıkça daralttık ruhu

Gayri kabına sığamaz oldu

 

Ve senin gözlerin bulutlu dağ

Gözbebeklerin doruk

Yalnızca sana yakışıyor ağlamak

 

Ne teslimiyetimiz tam

Ne iradelerimiz sağlam

Bu kaç asırlık geceymiş Yarab

İsmail’in nesline acı bu bayram

 

Bir sefine gibi delip geçtik böğründen zamanın

Ambarlar sabun köpüğü

Ömür tersine bir nehir

Belirsiz nere döküldüğü

 

Kurbanlık bir koyun gibi boğazladım kalbimi

Etraf şampanya içindeydi

Ve acelesi yoktu bıçağın

Söktü içimden iki şerit namluya sürdü

Eskiden olsa ruh tetik düşürürdü

 

Işıklar senden bir gölge

Gölgelerse sana işaret

A efendim mürekkep yürek

 

Ey şimdi gecenin boyadığı ten

Korkunun yoldaşı

Yarasaların sarktığı anten

Vay damarımdan cenaze geçiyor

Göçüyor gönül nedamet kervanıyla beraber

 

Yanık türküsünde gurbete çıkmış bir turnanın

Bulursan

Bende sende kaybolmuş bir ben bulacaksın