Türkiye’de
halkın tarih birikimi eskiden
rivayetlerden ibaretti, şimdilerde
dizilerden ibaret. Entelektüellerinki ise Batıda fırınlanmış ön bilgi ve
yargılardan ibaret. Misal mi istersiniz: Boşnaklarla
Sırplar ve Ruslarla Ukraynalılar
aynı ırktır ama Türklerle Kürtler
ayrıdır. Aynı ırk dedikleri niye birbirine ölümüne düşman ve farklı ırk
dedikleri neden tüm çabalara rağmen birbirinden ayrışmıyor? Cevap veriyorum:
Yanıt yok.
Hâlbuki meraklısına
meramını giderecek çokça akademik yayın var. Ve fakat bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma hastalığından şekvacı
değilse yapacak bir şey yok. Hint Yarımadasından
Ortadoğu coğrafyasına değin mantra/zikir denilen sakızın/esrarın sosyal
ve siyasal izdüşümüne abonelik bu vesilelerle toplumsallaşır, salgınlaşır. Otomatik kullar, tele-sekreter
enteller, kanaat diye geviş getirenler…
‘Tarihi Yeniden Yorumlamak’ kitabımız bu bağlamda bir yeniden
değerlendirme ve farklı bakış denemeleri hüviyetindeydi. Örneğin “Coğrafya Ölçeğinde Devlet” bahsinin Ukrayna Coğrafyası kısmındaki
sayfalarda (57-59) bu bölgede kurulan Türk/Türkî devletler sıralanmış: Bir Oy Bil
Konfederasyonu, İskit (Saka) İmparatorluğu, Aktaş Hanlığı (Kıpçak İsitepi),
Sabar Hakanlığı, Büyük Bulgarya İmparatorluğu, Ograyna Kağanlığı, Hazar
İmparatorluğu, Peçenek Hanlığı, Kiev Krallığı, Doğlat Prensliği, Suzdal
Knezliği, Volga (İtil) Bulgar Devleti, Kuman – Kıpçak Federasyonu, Altın Orda İmparatorluğu, Kazan
Hanlığı, Ejderhan Hanlığı, Kırım Hanlığı, Nogay (Orda) Hanlığı, Küçüm (Sibir)
Hanlığı, Kasım Hanlığı, Kazak Atamanlığı, Kırım Halk Cumhuriyeti, Kuban Halk
Cumhuriyeti, Don Cumhuriyeti, Tavrida (Kırım) Sovyet Cumhuriyeti, İdil – Ural
Devleti, Kırım SSC, Karaçay – Çerkes SSC, Özerk Kırım SSC, Şapsığ Özerk SSC, I.Kırım
Otonom SSC, Karaçay – Çerkes Özerk Bölgesi, II.Kırım Otonom SSC, Adigey Özerk
Bölgesi, Kırım Cumhuriyeti (Rusya Federasyonu), Karaçay – Çerkes Cumhuriyeti
(Rusya), Kırım Özerk Cumhuriyeti (Ukrayna)…
4-5 yıl önce
hazırladığımız ve birçok konferansa konu ettiğimiz fakat henüz yayımlanmayan ‘Bilinmeyen Türkler’ adlı çalışmamızda Ukrayna Bölgesi hakkında yine
meraklısına notlar bâbında / tarih taramalarına girizgâh meyanında bilgiler
var:
“91 – UKRAYNA
TÜRKLERİ / TÜRKÎLERİ: Adı bile muhtemelen Karay’lardan gelen (Ukraina /
Karay-na) Ukrayna; Sakalardan Kıpçaklara, Sabarlardan Bulgarlara, Hazarlardan
Tatarlara, Nogaylardan Sibirlere;
devletten devlete, hanlıktan hanlığa onlarca Türk siyasal
organizasyonuna sahne olan Deşt-i Kıpçak topraklarındaki soydaşlarımız ne oldu?
Yarmalenko,
Nazarenko, Sevçenko, Tıkaçenko, Aliyev, Sapunov, Tagirov, Aldatov, Temirov,
Turçinov, Alkımova, Yanukoviç, Garmaş, Butko, Karsak, Şelek, Kozar, Koval,
Baran, Şişkin, Karlan, Saladukha, Kuşer, Mancuk, Tereşuk (Güncel İsimlere Düşürdüğümüz İzler bölümünde tek tek inceledik)..
Çıkarın “oğlu” anlamına gelen –enko’ları, -ov’ları, -oviç’leri, -ova’ları hatta
birçoğundan bir şey çıkarmayın; yalıngözle bakın, bakalım ne çağrıştırıyor?
Nasıl ki “Bir Rus’u
hamamda yıkayınca altından Tatar çıkıyor”sa yani Rus Devlet geleneği ve
toplumsal kültür Tatarlardan miras ise bir Ukraynalı’yı kazıyın altından
Kıpçak-Hazar-Bulgar çıkar. Yetmez; Başkurt, Çuvaş, Kazak, Nogay, Kalmuk,
Çerkez, Türkmen, Özbek, Çeçen hatta Gagavuz, Udmurt, Tuvan, Hakas, Buryat,
Evenk, Nenet, Mişer, Oset de çıkabilir.
45 milyonluk
Ukrayna’nın en az % 10’u, yani 4 yada 5 milyonu akrabamız. Örneğin “-enko”
soyadlarının Türkik aileleri nitelediğiyle ilgili akademik çalışmalar bile var.
Zaten stratejik birlikteliğimiz coğrafî zorunluluk gibi gözüküyor. Yeni Rus
Yayılmacılığına (Putinizm) karşı Ukrayna’yla safları sıklaştırmanın ve
Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü öncelemenin tam zamanı..” (s.57-58)
“Kiev: Ukrayna’nın
başkenti, diğer okunuşla Kyiv. Proto Türkçe hane anlamındaki ‘key’den türetme
Ev-hane, kurucu Kyi’den gidildiğinde Kayı’ya ait.” (Coğrafyaya Düşürdüğümüz İzler – s.93)
“10 – KIRIM ÖZERK CUMHURİYETİ:
Mustafa Cemiloğlu önderliğindeki ve Kırım Tatarlarının varlık yokluk
mücadelesinin meyvesi ve sürgünler – katliamlar sonrası yeni yeni yeşeren bir
devletti; 2014 yılında Ruslar bir oldu-bittiyle yeniden ele geçirdi. Rusya
Federasyonu’na karşı Türkiye ile Ukrayna’nın kesişim kümesiydi; sonuçta Rus
Donanması tekrar Azak Denizi’ne (Sıcak Denizler) indi.
Nüfusu 2 milyon,
yüzölçümü 26.100 km2 ve doğrudan Rusya’ya bağlanan Sivastopol bu verilere dâhil
değil. Bu nüfusun 300 bini Türk; Türkiye’dekiler hariç 100 bin civarında Kırım
Tatarı da komşu coğrafyalarda mukim. Hâlen Başkent Simferepol / Akmescit (350
bin) ve diğer önemli kentler: Kezlev / Gözleve, Kerç, Yalta, Kefe (100 bin
üzeri).” (s.31)
“79 – KARAYLAR:
Musevilikte Karaim mezhebini kuran ve Hazar Devleti’nin hatırasını yaşatan
Türkler. Musevîlikleri İsrail’den farklıdır ve günlük hayatta halen Türk
kültürünü yaşatırlar. Birçok yer adı onlardan türemiştir: Karaim – Kırım
(Crimea), Karayna/Karaina – Ucraina, Gara/Garay (Macaristan),
Craiova/Krajina/Karay-ova (Romanya).
Yahudi bankerlerin
desteklediği Hitler’in öldürdüğü Musevîlerin Hazarların bakiyesi olanlar olduğu
kuvvetli bir iddiadır. Nitekim II.Dünya
Savaşı’nın bitiminden 3 yıl gibi kısa bir süre sonra bağımsız İsrail Devleti
kurulmuştur. Hem ebedî mazlum pozisyonu aldılar hem de Yahudilerin çoğu – korkudan – Filistin’e adeta aktı.
Bugün sayıları 40 bin
civarında.. Bu sayıya Kırım’da yaşayan ve Karay’larla karışmış olan Musevî
Kırımçaklar da dahil. Litvanya’da Vilnius ile Trakay, Polonya’da Krakovi ve
Ukrayna, Dağistan (Cuhutlar), Beyaz Rusya, İsrail, ABD gibi ülkelerde
yaşamaktalar.”
Türkiye’de de hatırı
sayılır Karay göçmeni vardır. Kara(y)köy’ün adının buradan geldiği kabul
edilir. Bir de meşhur şahsiyet; Refik Halit Karay. Dünyaca meşhurlar arasında
Arjantin Millî Takımı futbolcusu Ezeqiuel Garay; Belarus millî atlet Natalya
Karayeva, ABD’nin finans ve akademisyen ailelerinden Moşe, Paul ve Aleksander
Baran; İsrail Dışişleri Bakanlarından Zippi Livni ile Genelkurmay
Başkanlarından Silvan Şalom da var.” (s.53)
“80 – SABATAYLAR:
Delilikle dâhilik arasında tarif olunan ve biraz da her devre farklı görevler
almasından kaynaklanan bilgi bolluğuyla tuğla kitaplar yazan Yalçın Küçük, her
taşın altında bir Sabataist-Dönme-Gizli Yahudi arama geleneğini başlatarak Türk
Milleti’nin diz bağlarını gevşetme operasyonunun koçbaşılığını yaptı. Ve
spordan sanata, kültürden siyasete her şeyimizi hatta bayrağımızı, başkentimizi,
marşımızı hep onlar belirlemişti. Oysa Yahudilikle Musevîliği eşdeğer göstermek
bile başlı başına büyük bir aldatmacaydı.
Sabataizm de Karaim
gibi Musevîlikte ayrı bir mezheptir. Ve 17.yy Osmanlı’sında yaşayan Sabatay Sevi’nin
ardılları olarak bilinirler. Fakat bize Yeniçağda Kırım Hanlığı’ndan, Leh
Krallığı’ndan, Rus Çarlığı’ndan gelenlerin ve yakınçağda da Polonya, Ukrayna,
Beyaz Rusya ve Rusya gibi yerlerden gelenlerin içinde mühim miktarda Musevî
Türk vardı.
Bunlar arasında
Türkçülüğün kitabını yazan Moiz Kohen (Tekin Alp), hem Leh Ordusunda dövüşen
hem de Osmanlı Ordusunda dövüşerek şehit düşen Mahmut Celalettin Paşa
(Konstantin Borzeçki) gibi Türk Kurtuluş
Savaşı’nda ve yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin yaşatılmasında görev alan pek çok
Sabataycı mevcuttur.
Türkiye’deki her
Musevî Sabataycı değildir. 15 ve 16.yy İspanya’sından kaçan Seferadlar
çoğunlukla Yahudidirler fakat Doğu Avrupa ve Sovyetler tarafından gelen ve
Eşkenaz olarak isimlendirilenler ise genelde Yahudi olmayan Musevîlerdendirler.
Ernest Renan’dan Wittmayer’e, Samuel Krauss’dan Firkoviç’e Subbotniklerin
(Rusça Sabataistler) Hazar-Türk bakiyesi olduğu fikri paylaşılır.
Sabataycılardan millî
ülküye hizmet edenler de olmuştur, düşmanla işbirliği edenler de.. Tıpkı diğer
Türkler gibi. Sayısal bir tasnif çok akıllıca olmasa da birkaç yüzbinlik bir
kitleden söz etmekteyiz.” (s.54)
“109) URUMLAR- Diğer
ismiyle Urum Kıpçaklar ama kendilerine Greko Tatar diyorlar. Diyar-ı Rum
tabirinin günümüzdeki uzantıları. Gagavuzlar gibi hem Ortodokslar hem de
Türkçeye ve Türk kültürüne sadıklar.
110) Ukrayna’da Eski
Kırım, Balıklava, Kerç, Kefe, Yalta, Gözleve ile Donetsk şehirlerinde ve
Abhazya, Ermenistan, Kazakistan gibi ülkelerde yaşıyorlar. Sayıları 80 ila 100
bin arasında. Yunanlıların üzerlerinde yoğun bir Helenleştirme politikası var.”
(108 – Küçük Topluluklar, s.77)
“77) RUMEYLER –
Urumların din haricinde dil olarak yabancılaşanları. Yunanca konuşuyorlar ve
Yunanistan’la Güney Kıbrıs’a öğrenci gönderiyorlar. Sayıları 40 – 50 bin
civarında. Urumlar gibi ağırlıklı olarak Ukrayna’da yaşıyorlar.” (108 – Küçük Topluluklar, s.75)
Isınma hareketleri
olarak kabul buyrunuz efendiler; şimdilik..