Kuloğulları – Kuzey Afrika Türkleri

88

 

İç gündemden içi daralanlar için dış politik rehabilitasyon önerilerimizden biridir Kuloğulları. Son yıllarda iyice yayılan Kuloğlu tabiri; babası Anadolu Türk’ü, annesi Kuzey Afrikalı anlamında. Koloğlu, Kurogli, Kulugul gibi söylenişleri de olan bu kavramı kendisi de bu soyadı taşıyan ve babası Libya’nın ilk Başbakanı (Sadullah Koloğlu) olan Orhan Koloğlu “Türk Korsanları” kitabında bir güzel işlemiş.

Kuloğlu demek Garp Ocakları demek.. Osmanlı, oraları yönetmek için başta Trablusgarp (Libya) olmak üzere Tunus ve Cezayir’de daimî olarak 20 bin Anadolu Türk’ünü bürokrat ve asker olarak istihdam etmiştir. Ve her yıl 5-6 bin civarında – bilhassa da Ege’den – Anadolu delikanlısıyla takviye etmiştir. Koloğlu kitabında, 3 asırda 1 milyon gencin yöreye nakledildiğini beyan ediyor.

Wikipedya’ya göre Mısır da dâhil olmak üzere 13 milyon Kuloğlu var. Muhtemelen bu sayı çok daha yüksek. Yalnızca Libya’nın 6,5 milyonluk nüfusunun % 15 ila % 40 arasında Türk kökenli olduğu söyleniyor. Bu da 1 ila 2,5 milyon ediyor. Türk işçileri hariç..

Başta başkent Trablus, Bingazi, Derne, Sirte, Tobruk gibi tarih kokan şehirlerde yaşayan Kuloğulları ordu, yüksek bürokrasi ve bilim, sanat dünyasında söz sahibiler. Kendi içlerinden Karamanlı Hanedanı adında bir hanedan bile çıkarmışlar. Kaddafi sonrası derhal Türk Bayrağına dönülmesi de bu izlerden..

3,5 asır Osmanlı idaresinde kalan Tunus’unsa 11 milyonluk nüfusunun % 20 ila % 25 kadarı Türk. Bu da 2,2 ila 2,7 milyon arası bir rakam yapıyor. Çoğunluğu başkent Tunus ile Mehdiye gibi kıyı kentlerinde ve Cerbe gibi adalarda yaşıyor. Arapça, Fransızca, Türkçe biliyorlar ve ordu ile bürokrasiye hâkimler. Ticaret ve zanaatlarda da varlar.

Sünnî ve Hanefîler.. Bol camileri ve büyük pazarları (Bazaar of the Turks) var. Rumdanlı, Kazdağlı, Ağa, Bayram, Hamza, Sinan, Slim, Zimerli, Türkî gibi sülaler Tunus’ta çok etkin. Bir Belhoca Sülalesinden hem siyasetçi hem dinî kâtip hem de feminist hareket öncüsü çıkmış; bir Mater / Materî Sülalesinden hem fizikçi-siyasetçi, hem kıdemli asker, hem de işadamları çıkmış. Bir de hanedan çıkarmışlar; Hüseynîler.

Cezayir’in nüfusu ise 38 milyon ve bu nüfusun Türk kökenli oranı % 2 ila % 25 arasında değişiyor: Yüzde 2 diyenler (T.C.) için Türkî nüfus 700-800 bin civarında, yüzde 5 diyenler (Oxford) için 1,9 milyon civarında, yüzde 6 diyenler (Fransa) için 2,2 milyon civarında, yüzde 10 diyenler (Zaman) içinse 3,8 milyon civarında. Sabri Hizmetli’nin “Osmanlı Yönetimi Döneminde Tunus ve Cezayir’in Eğitim Kültür tarihine Genel Bir Bakış” makalesine göreyse bu oran yüzde 25’e yani 9,5 milyonluk bir nüfusa tekabül ediyor.

Tunus’taki gibi Arapça, Fransızca ve Türkçe bilen Cezayir Türkleri de çoğunlukla Kuloğlu olarak anılardan. Daha çok Cezayir, Konstantin, Mediye, Mostaganem, Oran, Tlemsen, Biskra, Kasba, Mezegran, Zeytun gibi şehirlerde yaşıyorlar ve Torkî, Turkî, Osmanî, Stanbulî, Barbaros, Hayreddin, Silahtar, Başterzi, Demirci, Hazneci, Uluçalı gibi soyadları taşıyorlar.

Askerî ve idarî elit olarak bilinen bu Türksoylular Cezayir’in kültürel, sanatsal ve müzikal hayatında da çok etkinler. Börek, lahmacun ve Türk kahvesini unutmamışlar. Tunus’taki gibi bir hanedan da onlar çıkarmışlar; Muradîler. Bir de Emir Abdülkadir gibi bir millî kahramanı..