Aşağıda verdiğim iki şiirden ilki Azerbaycan’ın (1862- 1911
arasında yaşayan) ünlü şairi Ali Ekber Sabir’e ait. Şiir Azerbaycan
Türkçesinden Türkiye Türkçesine kısmen uyarlanmış.
Şair önce tek başına dağlara çıktığında,
çöllere düştüğünde gördüğü ve çoğu insan için korkunç olay ve varlıklardan bile
korkmadığını, korkusuz olduğunu anlatıyor. Fakat şiirin son bölümünü
okuyunca yangından, volkandan, hortlaktan, cinden, ummandan, tufandan,
aslandan, kaplandan korkmayan Sabir’i korkutan bir şey olduğunu
öğreniyoruz:
Hiçbir şeyden korkmayan Şair Sabir nerede “Müslüman” diye
bilinen bir yobaz, softa ve molla görse korktuğunu anlatıyor. O’na göre,
bütün korkunç olaylardan ve varlıklardan daha da korkutucu olan Yobaz, Molla ve
Softaların riyakâr kandan fikirleridir.
Aslında Sabir sadece “Allah ile aldatanların” düşünce ve
eylemlerinden korkuyor.
****
İkinci şiir ise Ömer Lütfi Mete’ye (1950- 2009) ait.
Gazeteci, yazar, şair ve biraz da politikacı olan Ömer Lütfi Mete’yi halkımızın
çoğu Deli Yürek, Kurtlar Vadisi, Ekmek Teknesi vd TV dizilerinin
senaristi olarak tanır. Bu dizi ve filmlerde senaristimiz şairane ifadeleri ile
farklılık yaratır. Dahası kirli bir dünyada bile iyi işler yapmaya çalışan
karakterlerin (ve bizlerin) ruhlarını tasavvuf pınarından akıttığı sözler ile
yıkar.
Ömer Lütfi Mete’nin en bilinen şiirlerinden biri GÜLCE’dir.
Şairimiz kendisini sevgili Gülce’nin “güzelliğinin zulme çaldığı sınırda,
ölümcül nazın” etkisinde, “uçurumun kenarında” hissetmektedir.
Uçurumun o kadar kıyısındadır ki aşağı itmeye “bir gamzelik rüzgâr”
yetecektir.
Bu müthiş şairane ifadelerden sonra hiçbir şeyden korkmayan,
korkusuz şairimizi korkutan tek şeyi öğreniyoruz:
“Ateşten / Kalleşten / Mızrakla gürzden
/ Dabbetülarz’dan / Deccal’dan / yedi düvelden / Korku nedir bilmeyen ben…
Tir tir titriyorum Gülce’den / Ödüm
patlıyor Gülce’ye bakmaktan / Nutkum
tutuluyor, ürperiyorum…”
Ömer Lütfi Mete bu dizeleri yazarken Sabir’den
etkilenmiş midir bilemem. Ama aralarında önemli bir fark var.
Sabir’in korktuğu “Allah ile aldatan” riyakâr
Müslümanları, yobaz, molla ve softaları sevmediği açık.
Oysaki Ömer Lütfi Mete’nin tek
korktuğu şey, en sevdiği varlık olan Gülce’dir.
************************
Siz Korkmuyor Musunuz?
Bu iki büyük şair gibi beni de korkutan bir şey var. Fakat
ben şair değilim, böyle şairane ifade edemem.
Benim korkum şahsımla alakalı değil ülkem ve milletime ilişkin.
Ben de korkuyorum… Sözde yerli ve
milli olduğunu, İslam’ın ve Milliyetçilerin temsilcisi olduklarını söyleyen
riyakarlardan…
Bunların ülkemizin ve milletimizin kaynaklarını fakirden
zengine, yerliden yabancıya aktaran uygulamalarından… Buna rağmen herkesten
fazla yerli ve milli olduklarını iddia edebilen ikiyüzlülüğünden
korkuyorum.
Korkuyorum, dini kavram ve değerleri
hoyratça kullananların pervasızlığından.
Korkuyorum, “ahlaksız bir Müslümanlık”
anlayışından.
Korkuyorum, insanlarımıza yaşattıkları
derin Yoksulluktan… Tasavvur sınırlarımızı aşan Yolsuzluklardan…
Bir kabile devletine doğru götüren Yasaklardan… Hukuksuzluk ve
adaletsizlikten…
Korkuyorum, niteliksiz mezun fabrikası
Eğitim Sisteminden… Umudunu yitiren gençlerimizin, iyi meslek sahiplerinin
yurtdışına kapağı atmaya çalışıyor olmasından korkuyorum.
Korkuyorum dünün dostlarının düşman;
dünün “katil, darbeci, zalimlerinin” dost olmasından…
Ve daha nice benzeri riyakarlıktan, kötülüklerden… Umutlarımızın
ve hayallerimizin bile çalınmasından korkuyorum.
Ya siz? Siz korkmuyor musunuz?
*********************************
Mirza Aliekber Tahirzade Sâbir
KORKURAM
Ay Balam
Tek Başıma Çıkıram Ben Dağlara
Yangın, Volkan Görürem
Cin Görürem, Can Görürem
Korkmuram…
***
Mezerde Hortlak Görürem
Bin Türlü Tufan Görürem,
Gulyabani Görürem Korkmuram
Korkmuram…
***
Ay Balam
Şafak Vakti Düşürem Ben Çöllere
Kükremiş Aslan Görürem
Kan yiyen Sırtlan Görürem
Korkmuram…
***
Dalgalı Umman Görürem
Cin Görürem Can Görürem
Korkmuram…
***
Mezerde Hortlak Görürem
Bin Türlü Tufan Görürem
Gulyabani Görürem Korkmuram
Çok Tuhaf İnsan Görürem
Korkmuram…
***
Korkmuram
Korkmuram Bala
Korkmuram…
***
Ay Balam
Bir zifir karanlıkta düştüm yola,
Vurdum yolumu dağlara….
Bu Korkmazlığım ile
Vallahi Bala, Billahi Bala,
Tillahi Bala
Nerede bir Softa Görürem
Nerede bir Molla Görürem
Nerede bir “Müselman” Görürem
Korkuram Bala Korkuram, Bala Korkuram
***
Onun can alıcı, kandan fikirlerinden
Onun riyakâr zikirlerinden
Korkuram Bala Korkuram…
Korkuram Bala Korkuram
Vallah Billah,
Korkuram Balam…
Korkuram.”
Ömer Lütfi Mete
GÜLCE
Uçurumun kenarındayım Hızır
Ulu dilber kalesinin burcunda
Muhteşem belaya nazır
Topuklarım boşluğun avcunda
Derin yar adımı çağırır
Dikildim parmaklarımın ucunda
Bir gamzelik rüzgâr yetecek
Ha itti beni, ha itecek
Uçurumun kenarındayım Hızır
Güzelliğin zulme çaldığı sınır
Başım döner, beynim bulanır
El etmez
Gel etmez
Gülce’m uzaktan dolanır
Uçurumun kenarındayım Hızır
Gülce bir davet
Mecaz değil
Maraz değil
Gülce bir afet
Peri değil
Huri değil
Gülce beyaz sihir
Gülce ölümcül naz
Buram buram zehir
Yar yüzünde infaz
Bir gamzelik rüzgâr yetecek
Ha itti beni, ha itecek
Güzelliğin zulme çaldığı sınır
Uçurumun kenarındayım Hızır
Ben fakir
En hakir
Bin taksir
Ateşten
Kalleşten
Mızrakla gürzden
Dabbetülarz’dan
Deccal’dan, yedi düvelden
Korku nedir bilmeyen ben
Tir tir titriyorum Gülce’den
Ödüm patlıyor Gülce’ye bakmaktan
Nutkum tutuluyor, ürperiyorum
Saniyeler gözlerimde birer can
Her saniyede bir can veriyor