Kokteyl ve Molotof Kokteyli Tarihi

85

Araştırmacılara göre kokteyl’in aslı cock-tail (Horoz kuyruğu) anlamındaki İngilizce sözcükten gelmektedir.

Kokteylin sert bir içki olduğu,  alkol yüzdesi yüksek içkilerin karıştırılmasıyla elde edilebildiği ve   kokteylin genelde yaygın olarak pek tüketilmediği söylenmektedir. 

Bazı davetlerde ve barlar gibi mekanlarda meraklılarına sunulduğu anlaşılmaktadır.

Kokteyl’in nasıl ortaya çıktığı hakkında  ise  değişik hikâyelere rastlanmaktadır.

Bir rivayete göre, ABD’nin özgürlük savaşında (1775-1783) İngilizlere karşı savaşan Amerikalı askerler, izinli olduklarında bayan Betsy Flannagan’a ait barda eğlenirlermiş.

Birgün bayan Betsy, savaş nedeniyle pek hoşlanmadığı komşusu İngiliz ailesine ait horozu yakalatıp, kuyruğunu kestirmiş ve o akşam hazırladığı yeni bir içki karışımını Amerikalı ve Fransız askerlere sunarken, kadehlerin kenarına horozun kuyruğundan bir tüy koymuş. İçkiler tüketilirken askerlerden biri “-Daisy Cocktail!” (horoz kuyruğu enfes!) diye bağırınca içkinin ismi kokteyl olarak kalmış.

Diğer bir hikâyeye göre ise;

1700’lü yıllarda İngiltere’de horoz dövüşleri çok rağbet görürmüş. Dövüşü kaybeden horozların kuyrukları kesilerek,  kazanan horozların sahiplerine verilirmiş.

Galip gelen  horozların sahipleri içkilerini bu tüylerle karıştırıp içmekten sadistçe bir zevk duyarlarmış. Zavallı hayvanları dövüştürerek acıları üzerinden bahis kazanarak  bu çirkin davranışta bulunmak günümüz dünyasında muhakkak ki kabul görmez.

Ne var ki bu davranış sonucu; kokteyl adının bu içkiye verildiği söylene gelmiştir.

Bir başka söylentiye göreyse;

Kokteyl, yemeksiz olarak verilen partilerde sunulan yüksek alkol dereceli  bir içki karışımıdır.  

Kanepe diye tanımlanan küçük ekmek parçalarının üstüne konarak hazırlanıp kürdan batırılarak  servis edilen peynirli, zeytinli, domatesli, biberli, taramalı, salamlı, sosisli, sucuklu, ançuezli, kornişonlu ve daha nice türlü üretilebilen atıştırmalıklarla beraber sunulan bir içkidir*.

Bazı davetliler bu tür yiyecekleri ve içkiyi fazla kaçırınca mide rahatsızlığı geçiriyor ve yiyip içtiklerini istifra ediyorlar. Yedikleri envai çeşitli yiyecekler dışarıya rengarenk çıkarken, bu durum horoz kuyruğuna benzetildiği için, onları bu hale sokan içkinin adı da kokteyl olarak ifade edilmiştir.

Bir başka yakıştırma da, güzel bir hikayeye dayanmaktadır ve bu öykü tarihi açıdan en eski döneme aittir, belki de aslı budur;

Aztek uygarlığından gelen bir rivayete gore; 1469-1481 arasında hüküm süren Kral Axayacatl’a çok güzel ama fakir bir kız hizmet edermiş. Kralın ziyaretine bir prens gelir. Kral içecek ikramı yapılmasını ister.

Yakışıklı prensin etkisinde kalan genç kız bir hayli heyecanlanır. Telaş içinde hoş kokulu, güzel  rahiyalı   çiçek ve meyva sularını yanlışlıkla birbirine  karıştırır. İçecekleri çaresizce bu şekliyle  sunar.

Prens içkiyi çok beğenir,  kıza iltifatlar eder. Kızın ismi Xoctail(Kokteyl)’dir. Gün görmüş yaşlı kral, Xoctail’i  misafirliği süresince prensin emrine verir. Ve prensin kızı çok beğenip, etkisi altında kaldığını anlar. Evlenmelerine müsaade eder.

Böylece bu karışıma ve benzer yöntemle hazırlanan içeceklere,  bu güzel  kızın  adı  olan       Xoctail (cocktail ) verilir.

Molotof  kokteyli’nin  hikayesi

Gelelim molotov kokteyline…Orjinal adı molotov kokteyli olmakla beraber, Türk Dil Kurumu yazım kılavuzunda dahi artık molotof kokteyli olarak geçtiği için ben de bu ikincisini kullanıyorum.

Molotof kokteyli yakıcı bir silahtır. Yapılışı kolaydır. Genelde bir şişe içerisine değişik fosil kökenli yakıtlar konur. Şişenin ağzından içeri tıkılan ve fitil görevini gören bez parçası bulunur.

Hazırlanan şişenin ucundaki fitil yakılarak, şişe hızla hedefe fırlatılır. Çarpma sonucu kırılan şişenin içindeki yakıt yayılarak yanmaya başlar.

Molotof kokteyli Rus-Fin savaşında (Kış Savaşı), Fin’li savaşçılar tarafından Kızıl Ordu (Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği Ordusu -SSCB-) tanklarına karşı kullanılmıştır (Kasım 1939- Mart 1940).

II. Dünya Savaşı döneminde (1939-1945) Ruslar, Alman tanklarına karşı, 1941 yılında bu silahı kullanmışlardır.

23 Ekim 1956 tarihinde ise Macarlar işgalci Rus ordusunun tanklarına karşı yine bu silahı kullanılmışlardır.

İşin aslı ise, Finliler aralarındaki saldırmazlık paktını hiçe sayarak vatanlarına saldıran Sovyet Rusya’ya karşı bu silahı kullanmışlar, antlaşmayı bozan Ruslara kızdıklarından dolayı SSCB Dış İşleri Yüksek Komiseri olan Molotov’un ismini bu silaha vermişlerdir.

(*) Milli Eğitim Bakanlığı,MEGEP Modülleri, Yiyecek İçecek Hizmetleri Dersi, Ankara 2006.