Bir ay öncesine kadar ilimizde, hayvanları ve aileleri ile göçer şekilde yaşayan, yörük vatandaşlarımızın Gebze’nin kuzeyindeki ormanlarda yaşadığını bilmiyordum. Gazeteci-Araştırmacı yazar Sn. İsmail Kahraman Beyin, Kent Konseyi Başkanı olarak, ilgilenmem gereken bir sorun alanı olarak aktarılan bilgiler ile durumdan haberdar oldum. Yedi yüzyıl öncesi Orhan Gazi zamanında gelip buralarda yaşamaya başlayan ataları gibi hayvancılıkla geçinen ve yerleşik düzene geçmeyen on sekiz haneydiler. Dört bine yakın haneye varan akrabaları ise Kandıra-Gebze-Karamürsel-Derince-İzmit’e göçmüşlerdi. Bunlar ise akrabalarına inat Denizli Göleti’nin kuzeyinde, orman içindeki muhtelif, 60-70 dönümlük meralarda kendi gelenekleri içinde yaşamaktaydılar.
1982 yılında bölgeden geçen kadastro çalışmaları, havadan yapıldığı için bunların varlığından haberdar olunmamış, bu vatandaşlarımızın buralardaki hukuki dayanakları olacak olan köy-yayla-mera gibi kendilerine verilmesi gereken tapu-belge imkanı bulamamışlardı. Devlet buraları orman alanı olarak ilan etmiş ve bu insanları dedelerinin-atalarının yaşadığı bu yerlerden çıkmalarını istiyor, derme çatma yaptıkları ağıl ve evciklere bile müsaade edilmiyordu.
Marmara Yörük Türkmen Federasyonları Başkanı Mehmet Özer beyi ve göçerlerden 3 kişiyle birlikte önce Kocaeli Valisi Sn. Ercan Topaca’yı ziyaret ile sıkıntılar hususunda bilgi sunduk. Konu ile çok özel ilgilenerek çözüm çalışmaları yapacağı sözünü verdi. İlgililere talimat ile bu vatandaşlara yardımcı olunmasını istedi. İlgi ve alakasına teşekkür ederiz. Daha sonra bu vatandaşlarımızın durumunu aktardığım Büyükşehir Belediye Başkanımız Sn. İbrahim Karaosmanoğlu bu insanları bizzat yaşadığı yerlerde görmek istedi ve ziyaret ettik. Gebze Göletinden kuzeye, orman içinden giden toprak yolda 10-12 kilometre giderek sığırlık merasına vardık.
Yol boyu sığır ve küçükbaş hayvan gruplarının olduğu alanlardan geçtik. Buralarda ki iptidai-küçük kulübe kalıntıları ilgimizi ve hayretimizi çekecek özellikteydi. Meraya vardığımızda 150-200 kişilik kadınlı, erkekli güler yüzlü insanlılarla karşılaşmak, bazıları yerel kıyafetli kadın ve genç kızlarımızı görmek bizler için sorumluluk hatırlatan bir duygu, onlar için ise ilk defa meralarına gelen yöneticilerini ağırlamak mutluğunu yaşatmaktaydı. Günümüzün modern imkanlarının(elektrik-su-yol vs) olmadığı bu yerde vatandaşlarımız yaşadıkları haksızlıklara rağmen bizleri güler yüzle ve samimi ev sahibi anlayışı ile karşılayıp ağırladılar. Etli pilav-ayran-höşmerim tatlısı ikramı tamamlayan bir zenginlikti.
Konu hakkında bilgilendirilen Büyükşehir Belediye Başkanımız yakın tarihteki bir akşam iftarını burada yaparak daha da detaylı bilgilenmek ve çözüm için çalışma sözü ile ziyaretini tamamladı.
18.07.2013 tarihinde buradaki iftar kararlaştırıldı. Büyükşehir Belediyesinin verdiği bu iftara, yöreden ve ilçelerden gelmiş ailelerle birlikte 600’e yakın vatandaşımız iştirak etmiştir. Kurulan Yörük çadırları sığırlık merasına ayrı bir zenginlik ve güzellik katmıştı. Devletin hizmetini bu vesile ile yanlarında gören Yörük vatandaşlarımızın yüzleri gülmüştü. Jeneratörle de olsa elektrik, tankerlerle de olsa su, prefabrikte olsa tuvaletleri bir geceliğine Sığırlık merasına gelmişti. Daha da önemlisi Kocaeli’nin Valisi, Büyükşehir Belediye Başkanı, Gebze Kaymakamı ve birçok bürokrat yanlarında idi. Yani Devlet bu sefer onlara jandarma ve orman memurları ile gelmemişti. Sığır ve keçilerinin ağılları yaşamaya çalıştıkları evcikleri yıkılmayacak, kendilerine buradan gidin denilmeyecekti. Şehrin en üst yöneticileri onların ellerini sıkacak, dertlerini dinleyecek ve çözmeye çalışacaklardı. Gelen misafirlerin tamamına yakını Kocaeli’deki bu göçer vatandaşlarımızın varlığından habersizlerdi ve yaşadıkları karşısında hayretler içinde kalmışlardı.
Samimi bir yemek ortamı, sorunların mutlaka hukuki boyutu ile çözüleceği sözü, bu yaşantının kültürel boyutu ile muhafazası ve zenginleştirilmesi gerektiği kanaati herkes tarafından paylaşıldı.
Kocaeli Kent Konseyi Başkanı olarak, aktarılan bir sorunun Yörükler Derneği Başkanı Mehmet Özer Bey ve yönetiminin aracılığı ile ilgililerin bilgilendirilmesi ve çözüm çalışmalarını başlanması bizler içinde derin bir mutluluk, sorumluluğunu yapma duygusu sağlamıştı.
Sığırlık merasının adı bunda sonra Kocaeli-Gebze Sığırlık Yörük Obası olmuştur. Sn. İbrahim Karaosmanoğlu’nun hediyesi olan kıl Yörük çadırları, ilgili ve meraklı hemşerilerimiz için orada bir müddet kurulu kalacaktır. Buradaki Yörük ailelerimiz kendi imkanlarınca ev sahipliğiyle ve zengin tertemiz doğal güzellikleriyle sizleri bekler. Bu çalışma ve bilgilenme dileriz ki kendi ürettikleri ürünlerin değerlendirilmesinde de yeni imkanlar sağlar.
Kocaeli’mizin farklı ve özgün bu Yörük kültürü temenni ederiz ki yeni çalışmalarla zenginleştirilerek yaşatılır. Bu hususun yöneticilerimiz ve bizler için önemli bir görev olduğu bilinciyle konuyu siz değerli okuyucularımla paylaşmak istedim.