Bundan önceki yazımda 12 Mayıs 2017 Cuma günkü programı tamamlamak suretiyle akşam saat 22.oo sıralarında odalarımıza giderek istirahate çekildiğimizden bahsetmiştim.
13 Mayıs Cumartesi günü Şuranın programı sabah saat 9.oo da başlayacaktı. Bu itibarla, sabah kahvaltısını açık büfe olarak yaptıktan sonra toplantı salonuna çıktık. Bugün öğleden önceki programa göre isteyen Ocak Başkanları tebliğlerini sunacaklardı.
Bu bakımdan sabah oturumu başlayınca Divan Başkanı, ilk sözü tebliğini sunmak üzere, Kocaeli Aydınlar Ocağı Başkanı Av. Ruhittin Sönmez’e verdi. Ruhittin Bey, daha ziyade Anayasa referandumu ağırlıklı tebliğini sundu. Ruhittin Bey’in tebliğinin beğenildiği yapılan alkışlardan anlaşıyordu. Daha sonra diğer Ocak Başkanları da sırası ile tebliğlerini sundular. Bu arada Sakarya Aydınlar Ocağı Başkanı Yard. Doç. Dr. Mustafa Kemal Cerrahoğlu ile Yönetim Kurulu Üyesi İnş. Müh. İş Adamı Cengiz Arslan Beyler de birer tebliğ sundu. BU arada şu hususu ifade edeyim ki her konuşmacıya tebliğini sunmak üzere 15 dakika süre verilmişti. Ancak görüldü ki, 15 dakikalık bu süre, hiçbir konuşmacıya kâfi gelmedi. Zira tebliğ sunanlar konularına çok iyi hazırlanmışlardı. Bu arada şu hususu da ifade edeyim ki, yapılan konuşmalardan ziyadesiyle istifade ettik diyebilirim. Sabah oturumunun son kısmında 45. Şuranın Sonuç Bildirisini hazırlamak üzere komisyon seçim yapıldı. Bu komisyona Av. Ruhittin Sönmez Bey de seçildi.
Tebliğlerin sunulmasından ve Şura Sonuç Bildirisi Hazırlama Komisyonunun seçilmesinden sonra, sabahki oturum tamamlamış oldu. Bu arada saat da 12.oo’yi geçtiği için öğle yemeği için yemek salonuna gidildi. Öğle yemeği de açık büfe şeklinde hazırlanmıştı.
Öğleden sonraki programda ise şehir gezisi vardı. Bu cümleden olarak, saat 14.oo de otelin önünde bekleyen arabalara binerek şehir turuna başladık. Gördüğümüz kadarıyla Samsun bir hayli gelişmiş bir şehir. Bu vesile ile şu hususu ifade edeyim ki, Samsun 1.295.000 nüfusu ve 17 İlçesi ile birlikte Karadeniz Bölgesinin en büyük vilayeti durumundadır.
Önce şehrin merkezi yerinde bulunan bir parkın yanında durduk. Bu parkta Atatürk’ü şaha kalkmış bir at üstünde gösteren, heybetli bir heykelin olduğunu gördük. Bu heykelin önünde Samsun hatırası olarak, bütün Ocakların mensupları ile hep beraber fotoğraf çektirdik. Burada yarım saat kadar durduktan sonra şehir turuna devam ettik.
Parktan sonra ikinci ziyaret yerimiz, Atatürk’ü 19 Mayıs 1919 tarihinde İstanbul’dan Samsun’a getiren Bandırma Vapuru oldu. Ancak ziyaret ettiğimiz bu vapur, tarihi vapurun aslı değilmiş. Aslına sadık kalınarak 2003 Yılında inşa edilmiş. Vapura giriş ücreti olarak her birimiz ikişer lira ödemek suretiyle girdik. Vapur bildiğimiz eski tip vapurlardan. Muhtelif yerlerine o günün hatıralarını taşıyan bazı eşyalar ve resimler ile balmumundan yapılmış heykeller konulmuş. Ocak mensupları olarak vapurun her tarafında birçok resim çektirdik.
Bandırma Vapuru ziyaretini tamamladıktan sonraki ziyaret yerimiz Amazon Köyü Müzesi Oldu. Bu Müzenin Samsun ile ne gibi bir alakasının olduğunu anlayamadım. Ancak Samsun’a böyle bir müze açılmış. Bu müzenin de giriş ücreti kişi başına 2 TL. İçeriye girince gördük ki, kumandanları dâhil bütün askerleri kadınlardan müteşekkil. Arallarında iki erkek var. Onlarda ne suç işledi ise, nezarete atıp, üstelik bir de zincire vurmuşlar. Efsane Kadın Savaşçı Amazonlar okların yaylarını iyi çekebilmek için kadınların çocukken sağ göğüslerini kestiklerini ve bu sebeple de kendilerine “Memesiz” demek olan “Amazon” adının verildiği söylenmektedir.
Amazon Köyü Müzesi‘ni de gezdikten sonra program icabı AMİSOS Tepesine çıktık. Burası şehre ve bilhassa Samsun Parkına hâkim bir yer. Manzara itibariyle çok güzel ve hoş bir mekân. Tepede güzel çay bahçeleri ile yemek yenebilecek yerler var. Birde teleferik yapmışlar. Fiyatı da çok ucuz. Kartı olanlar için gidiş geliş 2 TL imiş. Fakat burayı asıl cazibe haline getiren hususun, çay bahçeleri ve manzarasının güzelliği yanında, tepede bulunan kayaların oyulması ile yapılmış eski devirlerden kalma tarihi mezarlardır. Bu mezarlar çok geniş olup, bazılarının içinde insan iskeletleri bulunmaktadır. Fakat bu tarihi mezarlar defineciler tarafından kıymetli eşya aramak maksadıyla tahrip edilmiş. Bu arada şu hususu ifade edeyim ki, bu tepenin ismini biraz yadırgadım. Evvelce bu tepenin ismi Baruthane Tepesi imiş. Fakat her nedense sonradan AMİSOS ismini koymuşlar. Bu ismin Yunanca menşeli olduğu ifade edilmektedir. Hâlbuki birçok yerlerde olduğu gibi bu tepeye de uygun Türkçe bir isim bulunabilirdi.
AMİSOS tepesini ziyaret ettikten sonra akşam vakti yaklaştığı için kaldığımız AMİSOS Oteline döndük. Burada şiir dinletisi eşliğinde akşam yemeği yedik. Bu arada Av. Ruhittin Sönmez Bey, her zamanki içten okuyuşu ile Rahmetli Necip Fazıl Kısakürek’in meşhur Sakarya Şiirini okudu. Ben şahsen oldum olası, bu şiiri Ruhittin Bey’in sesinden dinlemeyi çok severim. Sakarya Aydınlar Ocağından İnş. Müh. Cengiz Arslan Bey de güzel ve duygulu sesi ile birkaç tane şiir okudu. Her iki arkadaşımızın okuduğu şiirler çok beğenildi. Daha sonra odalarımıza çıkarak istirahate çekildik. Bu arada Şura Sonuç Bildirisi hazırlama Komisyonu çalışmalarına devam etti.
14 Mayıs Pazar günü programına göre, kahvaltıdan sonra Şura Sonuç Bildirisi okunacak, arkasından da Bafra Kuş Cenneti gezisine gidilecekti. Bu program aynen uygulanmak suretiyle, sabah kahvaltısından sonra 45. Büyük Şuranın Sonuç Bildirisi Samsun Ocak Başkanı doç. Dr. Taner Tunç tarafından okundu. Sonuç Bildirisi, Av. Ruhittin Sönmez Beyin Kocaeli Aydınlar Ocağı Sitesinde 18 Mayıs 2017 tarihinde yayımlanan “Aydılar Ocakları Samsun’dan Seslendi” başlıklı yazısında teferruatlı olarak anlatıldığı için ben burada tekrar etmek istemiyorum. Sonuç bildirisinin okunmasından sonra Aydınlar Ocakları Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Erkal bir kapanış konuşması yaparak 45. Şura’nın değerlendirmesini yaptı. Böylece Samsun da tertip edilmiş olan Aydınlar Ocaklarının 45. Büyük Şurası hayırlısı ile nihayete ermiş oldu. 12.06.2017 (Devam Edecek)