KKTC’den Bir Mücahit Daha Kaydı

98

Kıbrıslı gazi, örnek mücahit, önemli aydın, çağdaş teknik adam ve de radyo-televizyon kurucusu ve yayıncısı kahraman aziz dostum, meslektaşım Özer Berkem’in vefat ettiğini ancak gazete ilanı ve KKTC medyasından öğrendim. Ruhuna Fatiha gönderdim, dua ettim. Başsağlığı ilanlarında Özer Beyin Derviş göbek adının da olduğunu böylece belledim. Derviş Özer Berkem Hakka yürüdü, mekanı cennet olsun, nurlar içinde yatsın, Türk Dünyasının başı sağ olsun.

KKTC’de yayınlanan gazete haberlerine göre; yakalandığı menhus hastalıktan kurtulamayan Özer Berkem 14 Mayıs 2019 günü Lefkoşe’de vefat etmiş. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bayrağı’na sarılı tabutu önce kurucusu olduğu ve yönetimini üslendiği kısa adı BRTK olan Bayrak Radyo Televizyon Kurumu genel müdürlüğüne getirilerek bir tören yapılmış. Törende ortak dostumuz ve KKTC Meclis Başkan Yardımcısı Zorlu Töre bir konuşma yapmış. Özer Berkem’in naaşı daha sonra İsmail Safa Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Lefkoşe Mezarlığında toprağa verilerek defnedilmiş. Tabuta sarılı olan KKTC Bayrağı da yetkililer tarafından kızına teslim edilmiş.

Milli Mukavemet Teşkilatında Bir Üniversiteli

80 yaşında vefat eden Özer Berkem Lefkoşe’de doğdu(1939). İlk, orta ve lise tahsilini doğduğu, büyüdüğü, gençlik yıllarına adım attığı Lefkoşe’de yaptı. Kısa adı İTÜ olan İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Fakültesi’nden mezun oldu(1963).

Enerji konusunda uzmandı. Söz konusu seneleri hatırlarsanız  Rumların acımasızca Adadaki Türkleri katlettiği, köylerin basılıp yakıldığı, kızların taciz edildiği yıllar. Bugünlerde de batıda moda olan Makarios’un soykırım politikası uygulanıyordu. Türk adası Kıbrıs’ta Türklere yaşama hakkı verilmiyordu. Belirli bir plan dahilinde ya göçe mecbur bırakılıyor veya katlediliyordu. Türk insanı Kıbrıs’ta her gün ölümle yüz yüzeydi. Ya ölecekti, ya olacaktı.

Genç Özer Berkem zor zamanın adamı olduğunu üniversite talebesi olduğu günlerde göstermeye başladı. Kanlı Noel saldırılarını yaşadı. Artık bıçak kemiğe dayanmıştı. Türk’ün ölüm kalım savaşı alarm veriyordu. Kıbrıs Türkleri için oluşturulan ve kısa adı MMT olan Milli Mukavemet Teşkilatına girdi. Rumların saldırılarına karşı verilen her görevi yerine getirdi.

Kıbrıs Türklerinin Acılı ve Sancılı Günleri

Mücahidin Sesi Bayrak Radyosunu kurdu. Böylece Kıbrıs’ta yaşayan Türkler gelişmelerden anında haberdar oluyordu. Kıbrıs Türkleri bir yandan Rum katliamlarına karşı mücadele ediyor, bir yandan da Bayrak Radyosu’ndan anavatanlarındaki gelişmeler hakkında ses verebiliyor ve nefes alabiliyordu.

Bu inanmış mücahit Özer Berkem başarılı olacaklarına da iman etmişti. Bu zulüm, bu katliam, bu taciz, bu işkence ve eziyet mutlaka bitecek, Kıbrıs Türkleri muzaffer geleceklerdi. Onlarca mücahit Kıbrıslı Türk böylesi bir iman ile çarpışıyordu. Mücahidin Sesi Bayrak Radyosu da anı anına gelişmeleri haber veriyor, Türk’ün moral gücünü artırıyordu. Bu gelişmeleri benim kuşağım günü güne gazete manşetlerinden haberdar oluyordu. Gerçekten çok sancılı ve acılı günler içinde bulunuyordu Kıbrıs Türkleri. Ankara’da hop oturup hop kalkıyordu.

Yaşasın Özgürlük

Nihayet bu zulüm Başbakan Bülent Ecevit, yardımcısı Prof. Dr. Necmettin Erbakan koalisyon hükümeti zamanında gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekatı ile sonlandırıldı (1974). KKTC kuruldu. Rauf Denktaş Cumhurbaşkanı seçildi. Özer Berkem de o yıllarda teknik yapılaşmada iddialı bir donanıma sahip olduğundan Bayrak Radyo Televizyon Kurumu BRTK’yı kurdu, ilk genel müdürü oldu. Yeni ve genç iletişimci mücahitlerin önünü açtı, ufuk gösterdi. Türkiye ile yeni Türk Devleti KKTC arasında gidip gelmeler arttı. Kurum ve kuruluşlar sil baştan dizayn edildi. Gerek TRT’nin KKTC temsilcisi olarak ve gerekse kurucularından olduğum Türkiye Yazarlar Birliği’nin programları çerçevesinde defalarca KKTC’ye gittim. Daha ilk seferinde tanıştığım isimdi Özer Berkem. Bunda meslektaş olmamın da etkisi vardı. Bu çerçevede Özer Berkem’in KKTC’deki arkadaş grubuyla da tanıştım. Bunların başında da halen dostluğumuzun sürdüğü ve görüştüğümüz Maarif Koleji Müdürü Işılay Arkan, o günlerde işadamı Erhan Arıklı(halen Yeniden Doğuş Partisi Genel Başkanı ve Gazimagosa milletvekili, Prof. Dr. Diplomat), Ülkücü Zorlu Töre (Ulusal Birlik Partisi Lefkoşe Milletvekili olarak görevini hala sürdürüyor) hemen aklıma gelen isimlerdi.

Damdan Düşenin Halinden Kim Anlar?

Dünya İslam Birliği Jakarta’dan sonra ikinci uluslararası gazeteciler konferansını Lefkoşe’de yapmıştı. Türkiye’den ben ve Selahattin Eş katılmıştık. Tebliğ sunmuştum. Türkiye Yazarlar Birliği olarak Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı da ziyaret etmiş, uygulanabilir kültür, sanat programları önermiştik. Ayrıca Yakın Doğu Üniversitesi’nin konferansına konuk oldum. Söz konusu gelişmelerde KKTC’deki bu değerli dostlarım hep vardı. Onlarca defa gittiğim KKTC’de her seferinde buluşurduk. Özer Berkem az konuşurdu, sır vermezdi, çok ketumdu. Kerküklü Türkler katliama uğradığında(1993) hepimiz gibi içi yanmıştı Özer Berkem’in. Bu sıkıntılı günlerde Özer Berkem Kerkük Türklerinin yardımına koştu. “Damdan düşenin halinden ancak damdan düşen anlar. Bu coğrafyalarda Türk olmak çok zordur” diyerek Kerkük Türklerine teknik yardımda bulundu, onların radyo ve televizyon yayınları için destek oldu.

TV Yayınlarını Türk Dünyasına Çeviriyor

Mukavemetçi, gazi, milli ve manevi değerlere bağlı Özer Berkem KKTC’de düzen oturunca Türkiye’den gelen teklifleri değerlendirdi. önce Show Televizyonunda genel müdür yardımcısı, sonra da Genel Müdür olarak TGRT’ye transferi gerçekleştirimdi. Başta TRT ve TGRT olmak üzere Türk Televizyonlarının Türk dünyasına açılmasını vesile oldu, söz konusu bölgelerden izlenmesini sağladı.  O yıllarda ziyaret ettiğim Balkan ülkeleri öncelikli olmak üzere Kazan ve Bakü’de bu yayınları keyifle izlemiştim.

Rahmetli Özer Berkem’le sanırım birkaç yıl kadar önce Lefkoşe yakınlarındaki bir banliyöde buluşmuştuk. Belki de evine yakındı. Genelde emeklilik sonrası bir şey yapmadığını, evden camiye, camiden eve gittiğini, ailesi ve torunlarıyla vakit geçirdiğini söyleşmişti. Hatıralarını yazmadı, yazmak içinden gelmedi her halde. Keşke yazabilseydi zor günlerin adamı ve sır vermeyen bu mücahit. Camide birlikte vakit namazı kılmış, dua etmiştik. Sonra çay içip derin bir sohbete girişmiştik. Hatıralarımızı yad etmiştik. Birbirimize arkadaşlarımız hakkında bilgi vermiştik.

Mücahit, mukavemetçi, gazi, iletişimci, mühendis, milliyetçi, kahraman, bir aydın insan; Derviş Özer Berkem Hakka yürüdü. Türk Dünyasının başı sağ olsun.