16.8 C
Kocaeli
Çarşamba, Ekim 8, 2025
Ana SayfaGüncelKKTC Cumhurbaşkanlığı Seçimine Giderken…

KKTC Cumhurbaşkanlığı Seçimine Giderken…

    19 Ekim 2025 Pazar günü KKTC’de Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacaktır. Bugüne kadar bağımsızlar da dâhil 8 adayın başvurduğu bu seçimin en güçlü iki adayı var.

    İlki halen Cumhurbaşkanlığı görevini yürüten Sn. Ersin Tatar, diğeri ise CTP Genel Başkanı Sn. Tufan Erhürman…

    Seçimin bu iki aday arasında geçeceği kesin. İlk Turda %50+1 oy alan yeni Cumhurbaşkanı olacak. KKTC’de yapılan anketler bu seçimin başa, baş geçeceğini gösteriyor. %14 civarında olan kararsızlar bu seçimin sonucunu belirleyecek.

    Her iki adayın seçim vaatlerine bakıldığında Sn. Tatar halkının kayıtsız şartsız egemenliğini, adada iki devletli çözümü, Sn. Erhürman ise sonu ‘’Birleşik Kıbrıs’’ olan federasyonu destekliyor.

   Ancak 1968 yılından beri adada devam eden çözüm sürecine bakıldığında federasyon odaklı hiçbir çözüm modeli kabul görmedi!

   Çünkü bu modelin içinde var olan ve Türk tarafına verilmesi düşünülen en küçük taviz dahi Rum tarafınca ret edildi.

  Yönetim, toprak paylaşımı, mülkiyet ve garanti başlıklarının içerisindeki federatif çözüm modeli ne zaman ortaya konulsa Rum tarafı çözüm masasını terk etti.

  2016-2017 yıllarında Crans Montana’da yapılan son görüşmeler devam ederken, GKRY okullarında Enosis’in yıl dönümü kutlanıyor, Rum Ortadoks Kilisesi Kıbrıs Türk tarafına azınlık haklarından başkası verilemez açıklamasını yapıyordu…

   Sözün özü Rum tarafı adanın yönetimi kendilerinde olmadığı sürece; ne federasyona ne de başka bir çözüm modeline evet demeyecektir.

  Rumların bu saplantılı davranışları üzerine özellikle Türkiye bundan böyle federasyon modelinin artık çözüm olmaktan çıktığını, adada iki yapılı devlet modelinin gerçekçi bir çözüm olacağını açıklayarak, KKTC’nin uluslararası camiada tanınması için her platformu kullanmaya başlamıştır.

  İşte 19 Ekim Pazar günü KKTC de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi yıllardır yaşanan bu sürecin Kıbrıs Türk Halkının üzerinde yapmış olduğu etkiye göre şekillenecektir.

   Yani bir tarafta federasyoncular, diğer tarafta iki devletli yapıyı destekleyenler olacaktır…

   Pekiyi, hangi tarafın adayı ipi göğüsleyecektir?

    Aslında yaklaşık 60 yıldan beri konuşulan çözüm sürecine, yapılan seçimlere bakıldığında hiçbir model sonuca etki etmeyeceğinden, halk sadece kendisine yakın gördüğü, geleceğini iyi savunacak adayı seçecektir.

  Bugünün KKTC’sinde Sn. Ersin Tatar halka en yakın, halkın içinde yaşayan bir Cumhurbaşkanlığı sergilemektedir.

  Sn. Tufan Erhürman ise 1,5 yıllık başbakanlığı ile tanınmaktadır…

   Bu arada KKTC’de unutulmaması gereken iki cumhurbaşkanlığı dönemini de hatırlatmak gerekirse; Mehmet Ali Talat ve Mustafa Akıncı’nın cumhurbaşkanı olduğu dönemlerde; federasyonun savunulduğu çözüm adı altında Rum tarafına verilen teslimiyetçi tavizlerin unutulmaması, bu süreçleri yaşayan halkın 19 Ekim de oy kullanırken Rumlarla iç, içe yaşayıp yaşayamayacaklarını da değerlendirmeleri gerekir.

  Bir hatırlatmada KKTC Cumhurbaşkanlarının seçildikten sonra yapmış oldukları yeminin içeriğidir. Bu yemin metni Kurucu Cumhurbaşkanı rahmetli Sn. Denktaş döneminden beri değişmemiş, seçilen her cumhurbaşkanı aşağıdaki yemini yapmıştır.

    ‘’Devletin varlığını ve bağımsızlığını, yurdun ve halkın bölünmez bütünlüğünü, halkın kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ve Atatürk ilkelerine bağlı kalacağıma; halkımın refah ve mutluluğu için çalışacağıma; her yurttaşın insan haklarından ve temel hak ile özgürlüklerden yararlanması ülküsünden ve Anayasa ve yasalara bağlılıktan ayrılmayacağıma; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma namusum ve şerefim üzerine ant içerim.”

  Daha ilk satırında ‘’yurdun ve halkın bölünmez bütünlüğünü, halkın kayıtsız ve şartsız egemenliğini’’ koruyacağına dair namus ve şerefi üzerine yemin edecek olan Cumhurbaşkanı nasıl olur da sonu ‘’Birleşik Kıbrıs’’ olan Federasyon modelini yeniden halkın önüne koyacaktır?

   Ben siyasetçi değilim ama adadaki siyasi gelişmeleri yakinen takip ederim. 1985 yılında yapılan ilk genel seçimde adada görevliydim. O zamanki coşkuyu hala hatırlarım.  Ancak aradan geçen 40 yıl çok şeyi değiştirmiş, adada defalarca yapılan seçimler, hayat şartları her şeye yeni baştan şekil vermiştir.

  Bu nedenle adanın kuzeyinde de, güneyinde de yaşam çok değişmiş, halkın önceliği seçim şartlarına değil; yaşam şartlarına odaklanmıştır.

  Ada coğrafyasındaki uluslararası gelişmelerin Kıbrıs’a yansımaları da farklı olmuş, bu bölgedeki enerji yataklarının zenginliği, adanın jeostratejik konumu siyasi gelişmeleri de çok etkiler olmuştur.

  Ancak her ne yaşanırsa yaşansın önemli olan halkın kendi geleceğini nasıl görmek istediğine odaklanmıştır. Bu seçimlerin sonucunu da bu gelecek belirleyecektir.

  Kıbrıs Türk Halkı eğitim seviyesi yüksek, milli menfaatlerine öncelik veren, 42 yıldan beri özgürce ve mutlu bir şekilde yaşadıkları devletinin kıymetini bilen, seçeceği adayın niteliklerini, becerilerini, yapabileceklerini ölçümleyen bir toplumdur.

  İşte bu nedenledir ki, yeni cumhurbaşkanı bu değerler ve ölçümler çerçevesinde seçilecektir.

Atilla Çilingir
Atilla Çilingirhttp://www.atillacilingir.com/
1967 yılında Teğmen rütbesiyle T.S.K da göreve başladığı zaman, Kıbrıs olayları adada tüm hızıyla devam ediyor, Yunanistan’ın da desteğini alan Rum’lar; adada yaşayan Kıbrıs Türk’üne her türlü mezalimi yapıyor, gerçekleştirdikleri toplu katliamlar, uyguladıkları ekonomik ambargolarla Kıbrıs Türk Halkını adadan göçe zorluyorlardı… O dönemde Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 1960 yılında imzalamış olduğu, BM’ler tarafından da onaylanmış garantörlük anlaşması gereğince, ada da bulunan ‘Şanlı Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayında’ görev almak için defalarca dilekçe veren Teğmen Çilingir; 1974 yılının 20 Temmuz Cumartesi sabahı kendisini Kıbrıs’ta savaşın içinde buldu. Bölük komutanı olarak Kıbrıs Savaşlarının her iki safhasında da bu görevini başarıyla sürdürdü, ‘Gazi‘ unvanı ile onurlandırılarak Türkiye’ye döndü. 1974–1975, 1985–1987 yıllarında Kıbrıs’ta görevli olduğu yıllardan sonra da, adada yaşanan olayları yakinen takip eden Çilingir; 2004-2011 yılları arasında Kıbrıs Türk Kültür Derneğinin İstanbul Şubesi yönetim kurulunda da görev yaptı. Bu uzun süreçte ’mili davamız’ olarak bilinen Kıbrıs konusuna sahip çıkarak, Kıbrıs Türk Halkının kazanılmış tarihsel ve hukuksal haklarını savunmak adına değişik platformlarda görev aldı. Sempozyumlara, panellere, televizyon programlarına konuşmacı olarak katıldı, makaleler yayınladı. Yakinen takip ettiği Kıbrıs konusu başta olmak üzere, ülke meseleleriyle ilgili güncel yazılarına, konferanslarına devam etmektedir. T.S.K.’dan 1990 yılında, kendi isteği ile emekli olduktan sonra; Kıbrıs konusuyla ilgili kaleme almış olduğu; ’’Özgürlük Nefesi (K.K.T.C Cumhurbaşkanlığı yayını 1995)’’, ‘’Girne’den Doğan Güneş (1997)‘’, ‘’Unutanlar Unutturulanlar ya da Hatırlayamadıklarımız (2004)’’, ‘’Elveda Kıbrıs Ama Bir Gün Mutlaka (2006)’’, ‘’Andımız Olsun ki Bu Topraklar Bizim (2007)‘’,’’Tarihten Gelen Çığlık (2010)’’, Kıbrıs ‘’Yes Be Annem’’ 2002-2016 (Eylül-2016) isimli kitaplarıyla; Ülkemizin son 65 yılında öne çıkan, yaşanmış önemli olayları anlatan: ‘’10’ların İzleriyle Türkiye (2014)’’,’’Kırılmadık Ne Kaldı?-Zaman Asla Kaybolmaz (2015)’’, ‘’Önce Vatan (Eylül 2017) isimli kitapları da bulunmaktadır… Sivil iş hayatına ‘Türkiye Sigorta Sektöründe’’başlayan Atilla Çilingir Koç YKS bünyesinde uzun yıllar görev yaptıktan sonra, halen dünyanın 18 ülkesinde hizmet veren, sağlık bilişim şirketlerinden birisi olarak ülkemizde de faaliyet gösteren; ‘’CompuGroup Medical Bilgi Sistemleri A.Ş’’ bünyesinde, görevine devam etmektedir. Pek çok üniversitenin ‘Bankacılık-Sigortacılık Fakültelerinde, Yüksek Okullarında, vermiş olduğu seminerler, konferanslar ile sektöre bu yönde de hizmet vermeye devam eden Çilingir’in: Sigorta sektöründe 27 yıldan beri vermiş olduğu hizmetlerini anlatan; ‘’Sigortalı Hayatın Gerçekleri’’ (2012) isimli bir kitabı daha bulunmaktadır. Atilla Çilingir; bugüne değin kitaplarından elde etmiş olduğu telif gelirleriyle; Sosyal sorumluluk projeleri kapsamında: 2010 yılında ‘K.K.T.C Lefkoşa Şehit Aileleri ve Malul Gazileri Derneğine’ ‘Tarihten Gelen Çığlık’ isimli kitabının telif gelirini bağışlamış, 19 Şubat 2012’de Van’da yaşanan büyük depremden sonra Van’ın Muradiye İlçesi Akbulak Köyü İ.M.K.B. (İstanbul Menkul Kıymetler Borsası) Yatılı Bölge İlk Öğretim Okulunda içinde 20 adet bilgisayarı bulunan ve kendi adını taşıyan bir BT (bilgi teknolojisi) sınıfı açmış. 02 Haziran 2017 tarihinde de Samsun’un Tekkeköy ilçesi Büyüklü İlköğretim okulunda da adını taşıyan, içinde 2500 kitabı, 2 adet bilgisayarı bulunan bir kütüphanenin açılışını sağlamıştır.
Önceki İçerik

Seçtiklerimiz

spot_img