Kısa Zamanların Özeti

131

Bir varlık ile bir hiçlik arasında giden demsiz, sürgün hallerimiz.

Ne iyi olabilmeyi kendimiz de hak ediliş gören ne de kötü olmak için zamanı kısaltan, menzili belirsiz özümüz.

Her şeyi ve herkesi bir anda yok sayıp olduğumuz yerde noktaladığımız yaşanmışlıklarımız.

Aşkı arayalım derken; aşksızlığa yemin etmiş vicdanlarımız.

Tükenirken, tükettiğimiz insanlar, sevdiklerimiz, hayatımız, hayatlar.

Nedensiz hiddetlerimiz.

Öyle ya da böyle bir gün geldiği yere geri döneceğimizi (toprağa) bile bile birbirimiz ile uğraşmalarımız. Boşa konuşmalarımız.

Bilerek ve severek kırdığımız gönüller.

Ağlamayı bilmeden ağlamaklı hallerimiz; sevmeyi bilmeden seni seviyorum deyişlerimiz.

Mutlu olur iken; mutluluğumuzu sorgulamamız ya da mutluyuz ya birazdan mutsuz olacağımızın endişesi.

Hayal kurarken bilmediğimiz bir dış elin bizi kolumuzdan çimdiklemesi ve hayallerimizin tebessümünün yerini kendi hakikatindeki acı gerçekleri.

Çok yiyip; çok uyumalarımız ve adına tembellik, miskinlik demektense artistlik patinaj ile kılıflarına uydurmalarımız.

Kolayı görünce erinmelerimiz, zoru görünce kaçışmalarımız.

 

Korkularımız.

Kayboluşlarımız.

Pişmanlıklarımız.

Endişelerimiz.

 

Umut edip; olmayınca umutsuzluğa düşen haybeden heybelerimiz.

Zamansız gelen güzelliğe, hoş geldin diyemeyişimiz.