Kırım Kongo Kanamalı Ateşi

14

“Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayınız.”  (Bakara Suresi 195)

Bu günlerde KKKA kısaltmalı bu hastalıkla ilgili haberleri çok okumaya, görmeye başladık. Her yıl mayıs- haziran aylarında başlayıp yaz boyu devam eden süre içinde benzeri haberleri daha çok görmekte ve ölüm vakalarını da okumaktayız.

Nedir bu KKKA?

Bu bir zoonotik viral hastalıktır. Zoonoz hayvanlarda bulunan, onlarda da hastalık yapabilen mikroorganizmaların insanlara bulaşarak hastalık yapmasıdır. Kuduz viral, şarbon bakteriyel, tokzoplazmozis protozoe gibi hastalıklar zoonotik örneklerdir. Yakında atlattığımız Covid-19 da bir zoonoz idi. KKKA olarak kısaltılmış şekli ile yazılan kırım kongo kanamalı ateşi de zoonotik bir hastalıktır. Bu hastalığa sebep olan virüsler daha çok ot,çimen ve çalı gibi bitkiler üzerinde bulunan kenelerde yaşarlar. Sıçrama ve uçma özelliği bulunmayan bu canlılar hayvanlara ve insanlara yapışıp yerleşir ve kanlarını emerek yaşarlar.

Bu adlandırmanın hikâyesi ise şöyledir. 1944’de Kırım’da tarım ürünleri hasadında çalışan bazı askerlerde yüksek ateşle başlayan ve bazılarında ölümle sonuçlanan kanamalı bir hastalığa kırım kanamalı ateşi adı verilmiştir.1956 da Kongo’da da yine yüksek ateşle başlayıp bazılarında kanamaların da görüldüğü bir hastalığın varlığı tespit edilmiştir. Bunun viral bir zoonoz olduğu düşünülmüş olup 1969 da her iki hastalığın da Nairo virüs gurubundan olan ve kenelerden bulaşan bir etken olduğu tespit edilerek KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ olarak adlandırılmıştır. Bu hastalık ülkemizde ilk olarak 2002 yılında Tokat ilimizde görülmüştür. Daha sonra Sivas, Çorum, Yozgat,Erzurum gibi orta anadolu ve doğu anadolunun kırsal kesimlerinden gelen hastalarda da teşhis edilmiştir. Ülkemizde daha çok bu bölgelerde olmak üzere kene teması şüphesi olan durumlardaki yüksek ateşli vakalarda düşünülmesi gereken hastalıklardandır. Bu hastalık Afrika, Asya, Doğu Avrupa, Orta doğu ülkelerinde görülebilen hastalıklardandır.

Hastalık kene temasından 1-3 gün sonra ateşle başlar. Ateş 39-41 dereceye kadar çıkabilir. Buna baş ve adale ağrıları,bulantı-kusma, ishal eklenebilir. Gözlerde kızarma ve kanama, burun kanaması dahil diş eti kanamaları,deri altı kanamaları, sindirim sistemi kanamaları gibi bulgular gelişebilir. Bulaşma hasta bir insan veya hayvan çıktılarından olmuş ise şikâyetler 9-10 gün sonra görülmeye başlar.

Erken teşhis ile tedavi imkânı olan bu hastalıkta önemli olan bu ihtimalin akla getirilmesidir. Erken teşhis ile daha kolay tedavi edilebilir olan KKKA %5 e kadar ölümcül olabilen bir hastalıktır. Hayvancılık yapanlarda, yaz mevsimi yapılan kır pikniği sonrası, sebebi belli olmayan yüksek ateş durumlarında KKKA da düşünülmeli, tetkik ve takip buna uygun yapılmalıdır.

Korunmada kenelere karşı tedbirli olmak önceliklidir. Bunun için kır gezileri, doğal ortam gezileri, tarım alanları ile ilgili çalışmalarda kol ve bacakların olabildiğince korunması, açık renk elbiselerin giyilerek kenelerin daha kolay görülebilir liğinin sağlanması tavsiye edilir. Bu ve benzeri etkinlikler sonrası vücudun, özellikle kol altı, diz arkası, kulak arkası gibi derimizin kıvrımlı alanlarının bu bakımdan kontrol edilmesi önemlidir. Kene yapıştığı görülürse onu ezmeden, mümkün ise cımbızla baş kısmından tutup çıkarmalı veya aldırılmalıdır. Çıplak elle keneye dokunulmamalı veya üzerine bir şeyler

bastırılarak ezilmemelidir. Hastalık ihtimali olan hayvan çıktılarına da çıplak ten ile temas yapılmamalıdır. Tabiiki bu hastalığın görüldüğü bölgelerde hayvanların da kenelerden korunmasına yönelik tedbirler uygulanmalı ve bu yöndeki uygulamalar takip ve desteklenmelidir.

KKKA dâhil tüm hastalıklardan uzak, sağlıklı yaşamanız dileğiyle.