Kimyasal Silahla Katliam mı?

103

Batı emperyalizmi ve işbirlikçilerinin Suriye’yi etnik köken ve mezhepsel farklılıkları kullanarak parçalama planları adım adım sona yaklaşıyor!

Peki neden Suriye’yi parçalamak istiyorlar?

1-    Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ve Büyük İsrail Projesi’ni gerçekleştirmek,

2-    Ortadoğu’nun petrol ve Doğu Akdeniz’in doğalgaz kaynaklarına sahip olmak için.

İşe önce Irak’la başladılar!

Batı emperyalizminin “kullandığı” Saddam Hüseyin 8 yıl İran’la savaştı. ABD ve Batı’lı devletler Saddam’a her türlü desteği verdiler. Hatta Irak’ta Kimyasal silah fabrikaları kurdular! Sekiz yıl sonunda Saddam, Irak’ı maddi açıdan çökertti. Bu arada, BOP’un parçası olan “Kürdistan” hayali içindeki Celal Talabani‘ye bağlı Peşmergeler, İran ordusunun Mart 1988’de düzenlediği “Zafer-7 Harekâtı” sırasında İran ordusuyla işbirliği yaparak Halepçe kasabasına girdi ve isyan başlattı! Saddam’da “kimyasal silah” kullanarak Halepçe’de yaklaşık 5 bin kişiyi katletti, 8-10 bin kişi de yaralandı.

Sonrasında, Saddam Kuveyt’e saldırdı ve “kapana sıkışan fare” misali ABD ve çıkar ortağı Batı’lı devletlerin tuzağına düştü! Körfez Savaşları sonucu Saddam, çocukları ve başlıca komutanları idam edildi, Irak Petrolü ABD’li tekeller tarafından paylaşıldı ve bölündü. Irak Yüksek Mahkemesi, 1 Mart 2010’da Halepçe Katliamı’nı bir “soykırım eylemi” olarak tanıdı. Ama; Saddam’a kimyasal silah fabrikası kuran İngiltere ve Hollanda’ya hesap sormak kimsenin aklına gelmedi!

Yıllardır Suriye’yi parçalamak isteyen ABD, İsrail ve Batılı devletler, bir başka emperyalist devlet Rusya araya girince birkaç adım geriye çekildiler! Ama bu emperyalist devletlerin oyununa gelenler oyun ortasında “ebelendiler!”

Esad yok edilemedi. Ama Suriye, fiilen parçalandı ve parçalanıyor!

Suriye Ordusu’nun son olarak İdlip kentine yaptığı hava saldırısında çoğu çocuk, 50’nin üzerinde insan öldü. Yaklaşık 200 de yaralı var. İddia o ki; “Suriye kimyasal silah kullandı!”

Bu iddia doğruysa, Esad’ın savunulacak hiçbir yanı yoktur! Bu bir “İnsanlık Suçu” niteliğindedir.

Çünkü “Kimyasal Silahların Üretilmesi, stoklanması ve kullanılmasını” yasaklayan uluslar arası sözleşmeye aykırıdır. Bu bir yana, “İnsan Haklarına, YAŞAMA HAKKI’na aykırıdır!”

Diyelim ki olay doğru ve Saddam suçlu.

Peki bu kimyasal silahları üreten, stoklayan, satan ve bu ülkelerde fabrikalar kuran, Batılı emperyalistler suçsuz mu?

Körfez saldırılarında ve Afganistan’da kimyasal silah, fosfor bombası kullanan ABD ve yandaşlarından hesap soruldu mu?

Saddam’ı, Esad’ı suçlayalım, lanetleyelim hatta yargılayalım.

Peki ya “azmettirici” ve “üretici” olan emperyalistleri ne yapalım?

Ne işleri var Ortadoğu’da?

Neden her kirli eylemlerinde “taşeron tetikçi” kullanırlar?

Irak’tan, Suriye’den, Türkiye’den ve İran’dan koparılacak toprak parçaları üzerinde kurulması planlanan “Kürdistan” Kürt halkının insanca yaşamına mı hizmet edecek yoksa “BÜYÜK İSRAİL” ve “BOP” projesine mi?

“Terörist güçleri” kimler oluşturup besliyor, en modern silahlarla donatıyor?

Yaşanan olayları anlık duygularla ve gaza gelerek değil, “tarih bilinci” ile ve akılla irdelemeli, “insanlığın, mazlum ulusların ortak düşmanı emperyalizmin farkına varmalıyız!”