Kimin Polisi?

74

 

Bir ülke ancak böyle parçalanabilir!

Vatandaş, Polise, Savcıya, Yargıca güvenemiyorsa; “ADALET” e inanç kalır mı?

Adaletine güven duyulmayan bir düzen “Demokratik bir HUKUK Devleti” olabilir mi?

Kim yıktı bu güveni?

Polis polise, Savcı Savcıya, Yargıç Yargıca karşı!

Neden?

Çünkü, bu ülkede “siyasal iktidarı ele geçirmek” ve “Türkiye Cumhuriyeti’nin kimliğini değiştirmek” isteyen kimileri, özellikle Hukuk ve Siyasal Bilgiler Fakülteleri’nde kendi “hizmet erlerini” yetiştirdiler!

Onlar, polis oldu, savcı oldu, yargıç oldu!

Devlet kurumlarında kadrolaştılar!

Bıçak biler gibi bilediler bu hizmetkarları!

Kendileri gibi olmayanları “düşman” bellettiler!

Hedeflerinde Apoletsiz Darbe” vardı!

Türkiye Cumhuriyeti’nin “Demokratik, Laik, Sosyal bir Hukuk Devleti” kimliğini kökten değiştirmekti hedefleri!

Bunu “silahlı kuvvetlerle” yapamazlardı!

“Silahlı kuvvetlere rağmen” de yapamazlardı!

Önce, yabancı istihbarat örgütleriyle “işbirliği” yaparak, sahte belgeler, sahte ve gizli tanıklarla kumpasa getirdiler Türk ordusunu!

“ULUSAL DEĞERLERİ” ayaklarının altında çiğnediler!

Kutsal inancı, “Siyasal çıkarları için” Allah’tan korkmadan, kuldan utanmadan kullandılar

Oysa,akıllarının ermediği bir temel yasa vardı;

“Her şey kendi içinde kendi zıddını yaratır!”

Çıkar kavgası başladı aralarında!

Karşılıklı olarak “iplikleri pazara çıktı!”

Ama olan bu ülkenin vatandaşlarına oldu;

Polisimize, Savcımıza, Yargıcımıza güvenemiyoruz artık!

ADALET’e olan inancımızı yok ettiler!

Yargı yoluyla “hak arama” cesaretimiz kalmadı!

Hangi siyasal tercihte olursanız olun, bir düşünün lütfen;

“polis kimin polisi, Yargıç-Savcı hangi cemaatin mensubu?” diye düşünmüyor musunuz?

Kimler bizi bu hale getirdi?

Bizi nasıl bir gelecek bekliyor?

Farkında mısınız?