24.4 C
Kocaeli
Pazartesi, Eylül 15, 2025
Ana SayfaGüncelKimin Arkasında Kim Var?

Kimin Arkasında Kim Var?

Okuyucu köşe yazılarında güncellik bekler. Hiç olmazsa çoğunlukla siyasetten bahsetmesini, siyasilerden haber vermesini ister. Eh okuyucu karşısında boynumuz kıldan ince. Güncellik ederken bir de polemik patlatırsam. Hele hele başımı belaya sokmayacak ölçüde birilerini itibarsızlaştırır, “aslında” ne mal olduklarını faş edersem tadından yenmez. “Tadından yenmez” yenmesine de bu yapıya yaklaşan yazılar, hele yazarı bensem, ağzımda lezzet değil kekremsi bir tat bırakıyor.

Yok benden öyle “kodu mu oturtan” yazar olmaz.

Bu köşedeki ilk yazımın başlığı kurnazcaydı: KARAR Verdim Aktüel Yazmaya. Fakat yazının metninde bir açıkgözlük yapıp, ama, diyordum, sizin aktüelinizle benim aktüelim aynı olmayabilir.

Gerçekten benim aktüelim çoğu zaman televizyonlarda izlediğiniz, dört-beş uzmanlı aktüalite oturumlarının aktüalitesinden farklı. İtiraf edeyim: İnsanların hatalarını yakalayıp teşhir etmek pek hoştur. Eleştirdiğiniz adamın hemen bir tık üstüne çıkarıverirsiniz. Statü kazanırsınız. O yüzden, hatasını yakaladığınız kişi ne kadar yüksekse onu tenkit de o kadar kazançlıdır.

Kimin arkasında kim var?

Hataya bir de kasıt eklerseniz, iş daha da tatlanır hâle gelir. O hata yapıyor… Ama aslında hata yapmıyor. Aldığı talimatı uyguluyor. Yaa… O falanın adamı. O falan da filanın adamı. Böyle bir “arkasında kim var” zinciri kurarsanız macera veya polisiye film seviyesinde bir heyecana yelken açarsınız. Onun arkasında şu var, onun da arkasında öbürü…

Bir salon toplantısıydı. Bir kuruluş muydu, şahıs mıydı hatırlamıyorum, eleştiriliyordu. Konuşmacı, “Onun arkasında falanca var.” dedi. Protokol sırasında oturan dinleyicilerden biri, “Falanca’nın da arkasında filanca var…” diye devam etti. Konuşmacı yangına körükle gidiyordu ve gizli faile gizli fail ekliyordu. Ben de fena hâlde sıkılıyordum. Makul konuşmalar, çözümlemeler dinleyeceğim ümidiyle gelmiştim. Onun yerine komplonun teselsül zinciri uzuyordu. Nihayet el malum, “Onun da arkasında İngilizler var.” telaffuz edildi. Protokol sırasındaki dinleyici bu belirlemeye, cevabını bildiği” bir soruyla karşılık verdi: “Peki, İngilizlerin arkasında kim var?”. Dayanamadım ve oturduğum yerden bağırdım: “Ben varım!”. Bazen gençleşir ve böyle saçma sapan çıkışlar yaparım. “Ben varım!” atışmayı kesti. Hani “Deli deliyi görünce değneğini saklar.” kuralı gereğince daha makul sözler edilmeye başlandı.

Sizin bilmedikleriniz var

Köşe yazısına dönelim. Demek ki neymiş: 1. Adamın hatasını ifşa edeceksiniz. O hata yaptığı ve siz de o hatayı yakaladığınıza göre siz ondan akıllısınız; statünüz ondan yukarıda. Akıllılığınızı ispat etmenin kısa yolu. 2. Adamın arkasındakini, daha da iyisi, arkasındakinin arkasındakini göstereceksiniz. Otoritenize bir de heyecan katacaksınız. Statik otoriteyi kim ne yapsın? Dinamik otorite istihbarat teşkilatı gibi olmalı.

Bu kurallar bizim siyasilerin önemli bir kısmı için de geçerli. Siyasette başka bir yazarı değil, öteki partinin adamını hedef alacaksınız. Tık, siz ondan akıllısınız. Tık, siz daha yukarıdasınız. Adamın arkasındaki zinciri ifşada siyasette daha avantajlısınız. Çünkü zinciri sadece ima etmeniz yeterli. İşin mahkemesi var, şikâyeti var. Yazılı polemikte bunlardan az biraz tırsarsınız. (Tabii iktidar yandaşıysanız tırsmanız da gerekmez. Kimse saat 4’te kapınıza dayanıp sizi gözaltına almaz. Ne yani? Türkiye bir hukuk ülkesidir.) Fakat siyasette, yazıda bulunmayan iki kaçamak daha var. Biri, “Sizin bilmediğiniz şeyler var” dersiniz. Afiyetle yerler. Öyle ya. Siz devlet adamısınız. Değilseniz de ilerde olma ihtimaliniz var. Bu yüzden her şey açık açık söylenmez. Alelade halkın bilmedikleri var. Bilmeleri de gerekmez. Ama siz ötekinin arkasındakileri ve onun da arakasındakileri biliyorsunuz ama söylemezsiniz.

M16 Belek’te

Ben hiç mi güncel yazmıyorum? Demek istediğim, ben hiç mi polemik yapmıyorum? Hiç mi insanların hatasından, yanlışından söz etmiyorum. Topluma, ülkeye zararlıysa ve görüyorsam, söylememek, görmezden gelmek de doğru değil. Ama tenkit ettiğim zaman kendimi daha akıllı değil, daha aptal hissediyorum. Lezzet almıyorum, yukarda söylediğim gibi ağzımda kötü bir tat kalıyor.

Peki ne yapmak istiyorum? İnsanların hatalarını, aptallıklarını değil, dehalarını, başarılarını öğrenip yazmak istiyorum. Aptalların bir tık yukarısında değil akıllıların, onları anlayacak kadar yakınında olmak keyifli. O zaman ağzımda kekremsi bir tat değil, keyif verici bir lezzet kalıyor.

Ama kim kimin arkasında da eğlenceli; itiraf edeyim. Hadi bir istihbarat hikâyesi ile bitireyim: 2014-17 arasında Birleşik Krallık’ın Ankara sefiri Richard Moore, Türkçe eğlenceli Tweetler atmasıyla meşhurdu. Bir Twitter sakininin (İmam Ekremoğlu, @mumtazisiksacan) “Başkanım Türkiye üzerinde oyunlar oynuyor musunuz?” sorusuna verdiği cevap viral olmuştu: “Evet. Golf oynuyorum. Belek üzerinde.” Sir Richard Moore, Türkiye’deki görevinin ardından Birleşik Krallık Gizli İstihbarat Servisi’nin (MI6) Başkanlığı’na atandı. Bu yılın Ekim ayına kadar da o göreve devam edecek.

.

İskender Öksüz
İskender Öksüz
İskender Öksüz 14 Eylül 1945 tarihinde İzmir'de dünyaya gelmiştir. 1966 yılında Ege Üniversitesi Kimya-Fizik Bölümü'nde lisans eğitimini tamamlamıştır. Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumunun yurtdışı bursuyla ABD'de Yale Üniversitesi'ne kabul edilmiş, burada, Oktay Sinanoğlu'nun danışmanlığında, 1968'de yüksek lisansını 1969'da da doktora derecesini almıştır. İskender Öksüz 1968-1979 yılları arasında; Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde bölüm başkanlığı, rektör yardımcılığı ve rektör vekilliği görevlerinde bulunmuştur. Yine aynı yıllarda senato üyeliği (ADMMA), Türkiye Atom Enerji Komisyonu 7. Dönem üyeliği, Atom enerjisi konusunda bakan danışmanlığı ve Töre-Devlet Yayınevi yöneticiliği yapmıştır. Öksüz, 1981-1987 yılları arasında, Suudi Arabistan'da bulunan University of Petroleum and Minerals'da akademik ve idari görevler, bilgisayar destekli öğretim koordinatörü, yeni öğretim üyesi seçimi ve terfi komitesi üyeliği yapmıştır. 1987 yılından itibaren sağlık, bilişim ve eğitim sektörlerinde çeşitli firmalarda üst düzey yöneticilik yapan Öksüz, çeşitli şirketlerde yönetim kurulu üyeliği, genel müdürlük ve holding genel koordinatörlüğü yaptı. İskender Öksüz 2012 yılında Gazi Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümünden emekli oldu. Otuzun üstünde bilimsel yayını yedi yüzün üzerinde atıfı bulunan Öksüz, KÜBİTEM (Kültür, Bilim ve Teknik Merkezi) kuruculuğu, Türk Ocağı Hars Heyeti ve Yönetim Kurulu üyeliği, Millî Düşünce Merkezi Yönetim Kurulu üyeliği; Töre, Devlet, Bozkurt, Türk Yurdu dergilerinde makale ve başka yazıları yayımladı. Üniversiteler de dâhil olmak üzere çeşitli platformlarda konferans, söyleşi ve röportajlarda bulundu.[5][6] Ayrıca Son Havadis, Yeni Ufuk ve Ayyıldız gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. Karar gazetesinde köşe yazarlığına devam etmektedir. İskender Öksüz, 5 Mayıs 2021 tarihinde vefat eden ünlü romancı Emine Işınsu ile evliydi. Eserleri[7] Millet ve Milliyetçilik Bilim, Din ve Türkçülük Alt Akıl: Aptallar ve Diktatörler Türk Milliyetçiliği Fikir Sistemi Türk'üm Özür Dilerim Niçin Geri Kaldık? Çin Dünyayı Ele Mi Geçiriyor? (Konuralp Ercilasun ile birlikte)

Seçtiklerimiz

spot_img