Kimden Yanayız ?

67

Hakk’tan yana mıyız, Halk’tan yana mı?

Hakk’tan yana mı olmalıyız, Halk’tan yana mı?

Söyle ne dersin cancağızım?

Yoksa her ikisinden yana olup, ne şiş yansın ne kebap mı?

Her ikisinden yana olunmaz cancağızım!

Her ikisinden yana olmak, her ikisinden de mahrum ve yoksun olmak demektir.

Çünkü bir kalbde iki sevgi olmaz. Olursa biri hakikî sevgi, diğeri mecazî olur.

 Asıl olan Hakk’ı sevmektir. Halk ise mecazî olarak, O’nun nâmı hesabına sevilmeli.

Ama sırf Halk’tan yana olacaksak; Hakk’ı bir tarafa bırakmış oluruz.

Sırf Hakk’tan yana isek, Halkı da yanımıza almış bulunuruz.

Çünkü Hakk’ın yanında olana Hakk; Halk’ı onun etrafına toplar.

Söyle bana cancağızım:

-Sınıfta, öğretmeni mi kendimizden memnun etmeli, yoksa öğrencileri mi?

– Bölükte, komutanı mı kendimizden memnun etmeli, yoksa eratı mı?

– İş’te, ustayı mı kendimizden memnun etmeli, yoksa işçileri mi?

– Hakk’ı mı kendimizden râzı etmeli, yoksa Halk’ı mı?

– Yeryüzünde Hakk’ı mı kendimizden razı etmeli, yoksa Yaratılmışları mı?

– Dünya’da Hakk’ı mı kendimizden râzı etmeli, yoksa insanları mı?

Şöyle bir düşünelim cancağızım:

– Öğretmeni memnun edenden, öğrenciler de memnun olmaz mı?

– Komutanı memnun edenden, erat da memnun kalmaz mı?

– Ustayı memnun edenden, işçiler de memnun değil midir?

– Hakk’ı râzı edenden, Halk da râzı olmaz mı?

– Hakk’ı râzı kılandan, Yaratılmışlar da hoşnut sayılmaz mı?

– Hakk’ı râzı edenden, insanlar da râzı olmaz mı?

Çünkü cancağızım:

Öğrenciler, Öğretmen’in gözüne bakar. Ona kendilerini sevdirmek için O’nun sevdiğini de severler.

Erat, komutanın sözüne bakar, ona kendilerini beğendirmek için, O’nun beğendiğini de beğenir.

İşçiler ustaya bakar, onun incitmediğini, onlar da incitmemeye çalışır.

Halk, Hakk’a bakar. O’nun râzı olduğundan, onlar da razı olur.

Daha doğrusu Hakk; onları öylesi kulundan razı eder.

Yaratılmış olanlar, Hakk’a bakar. O’nun memnun olduğundan, onlar da memnun olur.

Aslında Hakk, onları öylesi kulundan razı eder.

İnsanlar, Hakk’a bakar. O’nun razı olduğundan onlar da razı olur.

İşin aslı, Hakk; onları öylesi kulundan razı eder.

Çünkü cancağızım, bir göz hatırı için çok gözler sevilir.

Başa dönersek, Halk’ı memnun eden Hakk’ı memnun edemez.

Ama Hakk’ı razı eden Halk’ı da razı etmiş olur.

Çünkü Hakk bir, Halk sayısız.

Kaldı ki bütün Halk’ı memnun etmek imkânsız.

1071

Çünkü her şeyin dizgini Hakk’ın elinde.

Çünkü her şeyin emri Hakk’ın dilinde.

Çünkü her şeyin gücü Hakk’ın gücünden.

Çünkü her şeyin tasarrufu Hakk’ın kudret elinde.

Öyleyse O’nu bulan her şeyi bulmuş olur.

Öyleyse O’nu bilen her şeyi bilmiş olur.

Öyleyse O’nu sevene O, her şeyin onu sevmesini sağlamış olur.

Kısaca onu sevince, O, herkese onu sevdirir.

İşte cancağızım!

İşte sırf bu yüzden Halk’ın değil, Hakk’ın yanında olacağız.

Çünkü Hakk’ın yanında olmak, Halk’ın da yanında olmaktır.

Fakat Halk’ın yanında olmak, -her zaman- Hakk’ın yanında olmak değildir.

“Hakk’a kulluk, Halk’a hizmetten geçer.”

Sözü doğru.

Fakat bu, başka bir konu.

Önceki İçerikDeğişmenin Psikiyatrisi
Sonraki İçerikKaliteli Yaşamda Üzüntü Yönetimi
Avatar photo
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.