‘’Bir devletin varlığı, onun
başkaları tarafından tanınmasına bağlı değildir. ‘’
1968’ten
beri Kıbrıs’ta çözümü konuşuyoruz. Zaman yarım asrı çoktan geçmiş. Hala
Kıbrıs’ta çözüm aranıyor!
Sanki Rum tarafının bu konuya
olumlu bir yaklaşımı varmış gibi!
Rumlar her defasında çözüm
masasını devirmemiş gibi!
Güney Rum kesiminin başına hangi
yöneticisi gelirse gelsin, hedefinde Kıbrıs adasını Yunanistan’a bağlamak
sevdası yokmuş gibi!
Kıbrıs Türk’üne azınlık hakkından
bir fazlasını vereceklermiş gibi!
Yok, kardeşim olmuyor işte!
Adada çözüme ulaşmak adına ‘’Federasyonmuş’’, ‘’Konfederasyonmuş’’,
‘’Gevşek Federasyonmuş’’ modelleriyle bu ısrar niye?
1983 yılından bugüne yaşayan, dimdik ayakta
duran kendi kurduğun KKTC devleti yaşamın için yetmiyor mu o yerde?
Türlü
modeller için masaya oturmak niye?
Kıbrıs’ta bu model kabul olursa çözüm kalıcı
olur dediler! Ama her defasında Türk
tarafından bir taviz daha koparıp gittiler!
Neredeyse 2023 yılına geldik, hala
Kıbrıs’ta müzakere denir!
Hala Kıbrıs’ta çözümü konuşur siyasilerimiz!
Hala türlü başlıklar altında Rum
tarafına işbirliği öneririz!
Anlayın artık! Rumlarla müzakere olmaz!
İşbirliği de olmaz!
Onların adada istedikleri bir tek şey var!
O da; bu adanın sahibi de biziz, yöneteni de
bizden başkası olamaz! Zaten tüm dünya
devletleri bu adanın resmi hükümeti olarak bizi tanır. Sen de bunu böyle kabul et! Bitsin bu iş!
Sanki Kıbrıs Türkleri 1955’leri, 58’leri yaşamamış.
63’lerde, 74’lerde toplu mezarlara gömülmemiş gibi…
Sanki Rum’un türlü ambargolarıyla Kıbrıs
Türk’üne yaşadığı topraklar zindan edilmemiş, hala edilmiyormuş gibi…
Bugün, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
ekonomisinin, müşterek milli davada iş birlikteliği yaptığı Anavatan Türkiye’ye
muhtaç olması geçici bir olaydır. Türkiye’nin askeri desteği, adadaki varlığı
uluslararası anlaşmaların verdiği garantörlük hakkı nedeniyledir.
Bugün, dünya haritasında kimseden destek
almaksızın, tek başına ayakta durabilen devlet yoktur. Rum tarafı üyesi olduğu
AB’den, anavatanı Yunanistan’dan, işbirliği yaptığı Rusya, İsrail, Mısır,
Fransa ve İngiltere’den destek almamakta mıdır?
Bugün, Rum liderliği Kıbrıs’ta Helenizm için
mücadele ettiğini açıkça ilan etmektedir. Yunanistan, Rum Ulusal Konseyi ve Rum Kilisesi
bu mücadelenin en büyük destekçisidir.
Rum liderliği, Yunanistan ile her konuda
anlaşarak, görüş birliği içinde hareket ediyoruz diye övünmektedir.
Kıbrıs Türk Halkı da Anavatan Türkiye ile uyum
içinde hareket etmekle övünmeli, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini yaşatmak için
mücadele etmelidir.
Esas olan; KKTC de yaşayan Kıbrıs
Türk’ünün özellikle de genç nesillerinin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinden
vazgeçildiği takdirde, Rum çoğunluğun içinde istenmeyen, ‘’Türkçe konuşan Kıbrıslı’’ muamelesi karşısında eriyip gidileceğini
iyi bilmesi gerekir.
Günümüz Kıbrıs’ında KKTC’nin varlığı göz ardı
edilemez. Kıbrıs’ta tarafların bugünkü durumu çoktan çözümü sağlamıştır.
Olması imkânsız türlü çözüm arayışlarıyla masaya
oturmak, sadece zaman kaybından ibarettir. Artık KKTC devletinin uluslararası
platformda tanınması zamanı gelmiştir.