Neşe Düzel’in Türkiye’nin en yetkin siyaset bilimcilerinden ve anayasa hukukçularından olan, Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ergün Özbudun’la yaptığı konuşmadan bazı alıntılar:
– KCK operasyonları hakkında ne düşünüyorsunuz?
– Operasyonların yapılması esas itibariyle doğru. Eğer KCK illegal bir örgüt ise ve şiddeti tahrik ve organize ediyorsa, bu operasyonlar yapılmalı. Nitekim operasyonları eleştirenler de dahil, hemen herkes KCK’nın legal bir örgüt olmadığını kabul ediyor. Gerçekten bazı eylemler var ki, bunları ancak PKK’nın şehir örgütü düzenleyebilir. Mesela esnafın kepenk kapatmaya zorlanması, kapatmayanların tehdit edilmesi, bölgede kendileri gibi düşünmeyenleri ikna kamplarına alıp, orada bunların “ikna edilmeye” çalışılması, mahkemelerin kurulması, infazların yapılması, bölgede esnaf ve tüccardan haraç alınması… Bunlar legal faaliyetler değil ve bunları Merih’ten gelen insanlar yapmıyor. KCK’yı masum siyasi faaliyette bulunan bir örgüt olarak telakki etmek mümkün değil.
(Neşe Düzel, Taraf, 21 Kasım 2011)
X
“KCK, PKK’nın Kandil’de Mayıs 2007’de yapılan, Türkiye, Irak, İran ve Suriye’den 213 PKK’lının katıldığı 5. Kongresinde kurulmuş, Birleşik Kürdistan Devleti’nin altyapı örgütüdür… KCK aynı zamanda A. Öcalan’ın Türkiye ile yapılacak müzakereler sonrasında Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu bölgesinde kurulmasını planladığı, PKK tarafından denetlenen özerk adı verilmiş bölgedeki devletsel yapının bürokratik teşkilatıdır…
“Oslo Müzakerelerinde PKK, KCK’nın örgütsel yapısının yaşama geçmesini sağlayacak şekilde Türkiye’den taleplerde bulunmuştur. Ancak KCK, bunun ötesinde uzun vadede Suriye, Irak ve İran’daki Kürtleri kapsayacak pankürdist bir devlet projesinin temelini oluşturmaktadır. KCK çatısı altında örgütlenen Kürdistan Barolar Birliği, Kürdistan Doktorlar Birliği gibi yapılar bu pankürdist hedefin sonuçlarıdır…
“KCK, PKK’nın devletidir demek en doğru tanımlamadır…
“Güneydoğu Anadolu’da kentlerde başlayacak…bir ayaklanma sonrasında KCK – PKK, Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu’da Cenevre Sözleşmesi’ni çiğnediğini, sivil halka karşı TSK’nın ve Emniyet güçlerinin aşırı şiddet kullandığı iddiasını Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve AB üyesi ülkelerin gündemine getirerek, Türkiye’ye yönelik müdahale talebini savunacaktır. Bu konuda KCK ile Belçika arasında bazı görüşmelerin yapıldığı tespit edilmiştir.” (Ümit Özdağ, Yeniçağ, 18 Ocak 2012)