Sedat Peker’in 5. videosu
çıktı, bakalım yeni bir izlenme rekoru kırılacak mı? Videoların
tamamının izlenme sayısı 15 milyonu geçti.
Bunları yorumlayan videolar,
köşe yazıları, haberler ve TV yorumlarıyla Peker’in en az 30-40
milyonluk bir kitleye mesajlarını ulaştırabildiğini gösteriyor.
Siyasetin kayıtlı
aktörleri olan Cumhurbaşkanından muhalefet
liderlerine kadar hiçbirinin ulaşamadığı bir iletişim başarısı bu.
“Organize Suç Örgütü Lideri”
Sedat Peker’in bu alakayı görmesinin O’nun şahsına karşı duyulan bir sempatinin
sonucu olduğunu sanmıyorum.
Muhtemelen halkımızın
çoğu resmî açıklamalarda gerçeklerin gizlendiği veya örtüldüğüne inanıyor.
Devleti yönetenlerin, kayıt dışı siyasi aktörlerle, çeşitli
ilişkiler ve iş birlikleri oluşturduğuna dair yaygın
bir kanaat var.
Bunların iç kavgaları sebebiyle birbirleri hakkında ifşa ettikleri bilgilerden, “resmi kaynakların gizlediği vahim
gerçekleri” öğrenmek için bu tür kaynakları merakla takip ediyor.
Halkımız “görevi
siyaset olmadığı halde, siyasetçilerden çok
daha fazla belirleyici olan kayıt dışı unsurların” gücünün nerelere kadar uzandığını anlamaya
çalışıyor.
************************
Kayıt Dışı Ekonomi
Türkiye’de Kayıt Dışı Ekonominin
GSYH’a oranı konusunda çeşitli
çalışmalar var. Türkiye ekonomisi için kayıt dışı ekonominin büyüklüğü yapılan
hesaplara göre %29 civarında. Bu
oran zengin Batı ülkelerinde %10’un altında bulunuyor.
“Kayıt dışı ekonomi, bir çeşit resmi olmayan ekonomidir.” Bir başka ifadeyle “Kayıtdışılık, genellikle, devletten gizli yürütülen yasal
ekonomik faaliyet olarak tanımlanmakta olup, kayıt
dışı işletmeler, kayıtlı olup bazı ekonomik faaliyetleri kayıt altında olmayan
işletmeler ve serbest meslek erbapları gibi kategorileri kapsamaktadır.”
Sosyal güvenlik sistemine kayıt
ettirmeden işçi çalıştırma olayı, naylon
fatura, vergi cenneti adalarda kurulan
şirketler üzerinden yapılan ticaret gibi vergi
kaçırmak maksatlı birçok uygulamaları bu
kapsamda sayabiliriz.
Bunlara yasal olmayan ekonomik faaliyetleri yani izinsiz ithalat ve ihracatı, kısaca kaçakçılık
faaliyetlerini de ilave ediniz. Akaryakıt,
içki, sigara, çay, kahve, telefon gibi
kullanımı yasal olan mallar ile uyuşturucu, insan ve organ kaçakçılığı
gibi yasal olmayan alanlarda çok büyük paralar
dönüyor.
Bu işlemleri yürüten
mekanizmanın en önemli figürleri ise mafya
veya organize suç örgütü denilen
oluşumlar. Bunların bir kısmı iş adamı veya siyasetçi kimliğiyle görülebiliyor. Bir kısmı da siyasetçi ve
bürokratlarla sıkı fıkı ilişkiler içinde olan aktörler olarak.
Bu anlamda baktığımızda “Organize
Suç Örgütü Lideri” olarak anılan Sedat Peker ve Alaattin Çakıcı’nın kaçakçılık
işlerine bulaşmış olduğuna dair bir bilgi yok. Bu alanın babaları veya
baronları başka. Ancak bu “kabadayıların”
devlet içinde bazı unsurlar tarafından belli amaçlar için kullanıldığı
anlaşılıyor.
Fakat Sedat Peker’in
videolarında uyuşturucu kaçakçılığı
konusu da geçiyor. Kolombiya’dan Türkiye’ye gönderilmek üzere iken Kolombiya
güvenlik güçlerince yakalanan 4,9 ton kokain konusu çok önemli. Bu miktar kokainin piyasa değerinin 1 milyar
dolar civarında olduğu bildiriliyor.
Peker bu dehşet verici
miktardaki kokain kaçakçılığı ile “derin
devletin başı” diye andığı Mehmet Ağar’ın “çöktüğünü” iddia ettiği, Ağar’ın ise “Müdürüyüm” dediği, marinayı ilişkilendirmeye çalıştığı
görülüyor.
Kabadayılar aleminin diğer “Reis”i
Çakıcı da bir video çekerek Peker’e “sus”
mesajı verdi.
Kayıt dışı ve yasadışı faaliyetler için savcılıklar ve hukuk harekete geçeceğine Reisler arası “racon” devreye sokuldu. Ama Peker konuşmaya devam etti ve
edeceğini söyledi.
Ancak hala bu dehşet verici
iddiaları soruşturmak için savcılar harekete geçmedi. Cumhuriyet tarihinin en
kudretli devlet başkanından da tek bir söz çıkmadı.
************************
Siyasetin Merkezi Kayıt Dışına Kaydı
Bütün dünyada kayıt
dışı ekonomi olduğu gibi kayıt dışı
siyaset aktörleri de var. Fakat ülkelerin
gelişmişlik seviyesi ve kişi başına düşen milli gelir seviyeleriyle orantılı
bir kayıt dışı siyaset olduğu kanaatindeyim.
Ayrıca kayıt dışı ve
yasa dışı ekonomi oranı ne kadar yüksekse, kayıt
dışı siyaset oranı da o kadar yüksek oluyor.
Çünkü bu tür faaliyetlerin
sorunsuz yürütülebilmesi için siyasetçi ve bürokrat desteği şart. Siyasetin finansmanı için de çok paraya
ihtiyaç var.
İki taraf birbirini destekleyince siyasetin merkezinin, meşru
zeminden kayıt dışı alana doğru kayması mukadder oluyor.
Kayıt dışı siyaset oranı yükseldikçe milli iradenin Meclis’e doğru yansıması mümkün olmuyor ve bürokraside
liyakat yerine sadakatin esas alınmasına yol açıyor.
Türkiye’de Ak Parti döneminde “kayıt
dışı siyasi aktörler” olarak cemaatler,
tarikatlar, yandaş medya, parti içi hiziplerden sonra, tamamen yasadışı
aktörlerin yani mafya ve “derin devlet”
denilen birtakım insanların öne çıktığı anlaşılıyor.
Peker konuştukça endişelerimiz
büyümekte. Ülkemiz sanki “Kurtlar Vadisi”
gibi. Yasal ve yasadışı güçlerin kirli ilişkiler ağı ile kuşatılmış ve karanlık
güçlerin mücadele alanına dönmüş.
Kafamızda deli sorular:
Bizim iktidar zannettiklerimiz
ne kadar muktedir? Bizim muktedir zannettiklerimizin arkasındaki görünmeyen payandalar
kimler?
Oy vererek devletimizi
yönetsinler, milletimizin varlıklarına sahip çıksınlar diye seçtiklerimiz
içinde kimler kirli ilişkiler içinde?
Konuş Sedat Peker konuş! Bütün
pislikler ortaya çıksın. Çıksın ki temizlenebilelim.