Kavak ve Alerji

144

1- GİRİŞ

Anadolu’da kavak ve kavakçılık, asırlardır önemli ve yaygın rastlanılan bir kültür alışkanlığıdır. Anadolu insanı, yaşamının her aşamasında kavakla özdeşleşmiştir. Özellikle karakavak yetiştiriciliği Anadolu insanının sevincini simgelemiş evlilik veya çocuk doğumu gibi özel günlerde dikimi gelenek haline almış ve yaşamı boyunca önemli bir gelir kaynağı olmuştur. Ancak son yıllarda olgunlaşma zamanı tohumlarının pamukçuklar halinde etrafa yayılmaları (7-10 gün) bahane edilerek  kesilmeleri ve kent peyzajından çıkarılmaları artarak sürmektedir. Bu müdahale kavak ve söğüdün ön planda olduğu İç Anadolu kentlerinde de artarak sürmektedir.

Kavak cinsinin (Populus sp.), dünya üzerinde özellikle ılıman yörelerde doğal yayılış gösteren 100’den fazla türü, alt türü, varyeteleri ve sürekli yenileri elde edilen sayısız melezleri ve klonları bulunmaktadır.

Botanik sınıflandırmaya göre kavaklar (Populus L.) Salicales takımına ait Salicaceae familyası içinde yer alırlar. Bu ailede erkek ve dişi çiçekler ayrı ayrı salkım halinde birleşmişlerdir. Bir cinsli ve iki evciklidirler (Dioik). Yani dişi ve erkek çiçekler genelde farklı bireylerde yer alırlar. Doğada tohumdan gelen bir kavak bireyi, bazı istisnaların dışında ya erkektir ya da dişidir. Dişi kavaklar tohum, erkek kavaklar polen üretirler.

2- Kavakların Kent Peyzajındaki Yeri

Kavakların kolay bulunup, kolay yetiştirilmelerinin yanı sıra, doğru tür ve klonlar seçildiği taktirde geniş bir iklim ve toprak toleransına sahip olmaları ve hava kirliliğine dayanıklı olmaları önemli bir husustur. Ancak kavaklar hızlı büyümeleri ve kısa zamanda gelişip boylu yeşil alanlar oluşturmalarına karşılık, kısa ömürlüdürler.

Kavak, diğer bitki türlerinin çoğu gibi istilacı köklere sahip bir türdür. Çevreye yayılan kökleri, lağım ve pis su borularının içlerine girerek onları çatlatır, parçalar veya ince kökleri ile tıkayabilir. Özellikle filitrasyon ve arıtma tesisleri civarında kullanılmaları büyük sakınca yaratır. Yüzeysel ve sık bir kök gelişimi oluşturana ağaçlar yollardaki asfalt ve beton kaplamalarını kaldırırlar. Bu yüzden caddeler boyunca, hat ve kanal yakınlarında kavak ve benzeri ağaçlar kullanılmaması önerilir.

Erkek kavak ağaçları henüz yapraklanmadan önce Nisan ayı içinde, 4-5 cm uzunluğunda ve 1-2 cm kalınlığında bordo renkli erkek çiçek salkımları oluşturmakta ve polenler olgunlaşan salkımlardan rüzgarın vasıtasıyla çevreye yayılmaktadır. Polenler sarı renkte ve toz halinde olup, görünüşleri toz kükürde benzer. Dağılan bu polenler, genelde kent halkı tarafından fark edilip şikayet konusu olmamaktadır. Dişi ağaçlarda ise mayıs ayı sonunda dişi çiçekler olgunlaşır ve açılan kapsüllerden pamukçuklara asılı küçük tohumlar uçuşup etrafa yayılmaya başlar. Bu pamukçukların görsel rahatsızlıktan başka hiçbir zararı yoktur.

Kavaklar, Yukarıda bahsedilen bazı olumsuz özelliklerin yanında birçok olumlu özelliklere de sahiptir:

  • Bazı taksonları, kent içinde oluşabilecek gaz ve duman zararlarına, özellikle kükürtdioksite karşı dayanıklıdır.
  • Budamaya karşı dayanıklıdırlar
  • Tuza dayanıklıdırlar (özellikle akkavak, boz kavak)
  • Park ve bahçelerde sonbaharda altın sarısı yaprak rengine sahip güzel görüntü oluştururlar.
  • Bazı estetik değerlerinden dolayı tek olarak kullanılabilirler (gri yapraklı ve beyaz gövde ve dala sahip akkavak gibi)
  • Kent ormanları veya parklar içinde (özellikle titrek kavaklar) estetik ve ekonomik katkı sağlarlar.

 

3- Polenler Ve Polen Sanılan Tohumlar

Kavak ağaçlarından erkek bireyler henüz yapraklanmadan önce İzmit şartlarında Nisan ayı başlarında erkek kavak ağaçlarından 4-5 cm uzunluğunda 1-2 cm çapında bordo renkli erkek çiçekler oluşmakta ve olgunlaştıktan sonra bunlardan rüzgar yardımıyla toz kükürde benzer polenler çevreye yayılmaktadır. Polenler alerjik etkiye sahip olmakla birlikte farkına varılmadığından şikayet konusu olmamaktadır.

Dişi kavak fertlerinden ise, Mayıs ayı başlarında çevreye pamuklu küçük tohumlar yayılmaktadır. Halk tarafından “Polen” zannedilen bu pamukçuklar ağacın çoğalmasına ve etrafa yayılmasını sağlayan tohumlardır. Bu pamukçukların alerjilere sebep olmadığı bilim adamlarınca belirtilmektedir.

 

 

Resim. Pamukcuklar olarak yayılan tohumlar (Üstte), Kavak polenleri

4- Polen Alerjisi Sorunları

Alerjinin, vücudun savunma sisteminin yabancı maddelere karşı kendini korumak maksadıyla aşırı tepki göstermesi olduğu kaydedilmiştir. Normal olarak bağışıklık sistemi, vücuda bakteri gibi bir mikroskobik zararlılar girdiğinde tepki gösterir. Alerjik insanların bağışıklık sistemi ise polen gibi nispeten zararsız maddelerin varlığına da tepki göstermektedir. Polenler, “çiçek tozu” da denilen ve boyutları mesela kayın ağacında 0.02 mm ile kabak’ta 0.2 mm arasında değişen erkek eşey hücreleridir. Alerjik reaksiyonun şiddeti, hafif bir rahatsızlıktan, yaşamı tehdit eder durumlara kadar değişebilmektedir. Alerjik maddeler nefes yoluyla, temasla, yiyecek ve içeceklerle veya alınan ilaçlarla bağışıklık sistemini uyarabilir. Aksırma, hapşırma, hırıltılı soluma, öksürme, mide ağrısı, gözlerde ve deride kaşınma gibi rahatsızlıkların biri veya birkaçı alerjik tepkimelerin genel belirtileridir.

Bazı Bitkiler ve Polenlerinin Alerjik Etkileri

Akçaağaç                    Bütün türleri alerjiye sebep olur

Ceviz                          Orta derecede allerjiktir.

Çam türleri                 Orta derecede allerjiktir.

Çınar                           Orta derecede alerjiktir.

Ihlamur                       Orta derecede alerjiktir.

Meşe                           Ortadan şiddetliye kadar alerjiktir.

Kavak                         Orta derecede alerjiktir.

Dişbudak                    Orta derecede alerjiktir.

Söğüt                          Alerjiktir

Çim bitkileri               Alerjiktir ve 10 000 kadar türü vardır          

Yukarıda görüldüğü gibi kent peyzajında kullanılan bütün ağaçların ve diğer tüm bitkilerin polenleri alerjiktir. Burada üzerinde özellikle durulmak istenen,  polen alerjisine sadece kavakların sebep olmadığıdır. Kavakların tamamı kesilerek yok edilse dahi, polen alerjisi sorunları bitmeyecektir. Çünkü, doğal olarak Türkiye’de yetişen veya ithal edilerek belediyeler tarafından şehirlerimizin yeşillendirilmesinde kullanılan bir çok ağaç ve bitki türü, diğer bitkilerle birlikte alerjik etkilere sahiptir. Çözüm, polen kaynağı bitkileri yok etmek yerine, ABD’de olduğu gibi polen sayımlarına dayanan nokta tespitler yaparak halkı uyarmaktır.

5- Sonuç Ve Öneriler

Türkiye’de maalesef alerji kaynağı olarak sadece kavaklar kabul edilerek, kavakların kesilmesi yoluyla polen alerjisi sorununun çözüleceği gibi bir ön yargı işletilmektedir. Bu konuda basın ve yayın organlarından da sürekli olarak yanlış ve yanıltıcı bilgiler verilmektedir.

Diğer ağaç türleri gibi kavak da kent içi peyzajında kullanılabilir. Ancak, kent içi peyzajında kavağa yer verilirken şu konulara dikkat edilmelidir:

  • Uzun ömürlü kavak türleri seçilmelidir. Örneğin Akkavak 200-300 yıl, karakavak 300 yıl yaşayabilmektedir.
  • Dikim yerinin koşullarına (iklim toprak ve su gibi) uygun tür ve klonlar seçilmelidir.
  • Ağaçlar alt yapıların geçtiği yerlerden uzağa dikilmeli, binalara fazla yaklaştırılmamalıdır.
  • Periyodik kontrollerle yaşları ilerlemiş, gövde ve dallarda çürüklük oluşmuş bireyler zamanında uzaklaştırılmalıdır.
  • Kavak polenleri Nisan ayında uçmaktadır. Kavak polenleri az zararlı sınıfa girmektedir. Polen allerjisi yönünden bütün bitkilerin az veya çok zararlı olduğu, bunların yanında kavakların masum kaldığı bilinmelidir.
  • Kavakların pamukçuklarından rahatsızlık söz konusu ise erkek kavak klonları kullanılmalıdır.

Bunlar:

Samsun (Populus deltoides)

                        I-45/51 (Populus x euramerican),

                        Gazi (Populus nigra),

                       Anadolu (Poplus nigra) isimli klonlardır.

Kavak, iklim ve toprak koşullarının elverişli olduğu bölgelerde kırsal peyzajı şekillendiren önemli bir unsurdur. Kavak ağacı, her iklimde yetişebilen türlerinin bulunması, kolayca yetiştirilebilmesi, yazın gölgesi, sonbaharda sararan yaprakları ile özellikle yeşile hasret Anadolu kentlerimizde kent peyzajında önemli bir açığı kapatmaktadır. Batı ülkelerinde de Karakavak ve Akkavak şehir içlerinde sıklıkla kullanılmaktadır. Planlamalarda, yukarıdaki hususlara dikkat edilerek kavağın kullanılması, dezavantajlarını en aza indirgeyerek başarılı bir şekilde kullanımına olanak sağlayacaktır.

 KAYNAKÇA

ANONYMOUS, 1994: Türkiye’de Kavakçılık. Kavak ve Hızlı Gelişen Tür Orman Ağaçları Araştırma Müdürlüğü, İzmit.

ASLANBOĞA, İ. 1986: Kentlerde Yol Ağaçlaması TÜBİTAK YAE, Yayın No. U3, Ankara.

ÇEPEL, N. 1994: Peyzaj Ekolojisi. İ.Ü. Orman Fakültesi, Yayın No:429 İstanbul.

DİRİK, H. 1991: Kent Ağaçları İ.Ü. Orman Fakültesi Dergisi, Seri:B, Cilt: 41/3-4, İstanbul

KOÇ, N.-ŞAHİN, Ş.1999: Kırsal Peyzaj Planlaması. A.Ü. Ziraat Fakültesi, Yayın No:1509,. Ankara

PAMAY, B., 1972: Park-Bahçe ve Peyzaj Mimarisi. İ.Ü. Orman Fakültesi Yayın No:264, İstanbul.

ÜRGENÇ, S. 1998: Ağaç ve Süs Bitkileri Fidanlık ve Yetiştirme Tekniği. İ.Ü. Orman Fakültesi, Fakülte No: 442,Yayınları, İstanbul.

YALTIRIK, F. 1993: Dendroloji Ders Kitabı II Angiospermae. İ.Ü. Orman Fakültesi Yayın No:420,  İstanbul.