Tek tekbirde
Onsekiz tomurcuk devrildi dağlardan
Zemheride
Onsekizbin âlemin şanı için
İleride
Ödensin diyeti vakit kalbe dayandığı an
Ve haczedilsin yaşamak
Seksensekizbin civanın canı için
Bir kardelen gülümsemesi gibi
Çekildik doruklardan denizlere
Ipıssız mermiler yaktı ağıdımızı
Karlı – mayınlı sevgiler döküldü benizlere
Ben Urfa’nın Halfeti köyünden Viran Osman
Mavzer sırtımda pas
Ben ninnisiz doğdum anam
Ölüm hüznümü saramaz
Karla karışık hasret dokunamaz göğsümüze
Ki biz Hızır’ın boz güvercinleriyiz
Siz günü yaşarsınız güneş değer içinize
Bizimse gecemiz yok kıyamet habercisiyiz
Çorum Osmancık’tan Halil oğlu İsmail
Rütbesi er, kınalanmış asker
Emret kurbanınım
Kumandanım bunu bil
Ağıdımız henüz bestelenmedi
Destanımız kaldı yarım
Kafiyelerin zincirine sığmaz ki
Benim bu beyaz mahkûmiyetim
Sarıkamış’tayım ağam sararmış bir yaştayım
Yüreciğim üşüyor kumandanım
Bir garip telaştayım
Bilinmese de kıymeti sevdamız dağlarcadır
Ki beyaz bir örtüden başka süsümüz yok
Konuşursak karışmayın lisanımız karcadır
Kabir aramayız, kefen lüksümüz yok
Kardelenlerin açmaya korktuğu rakımlarda
Zemherinin avuçları bir titreme nöbetiydi
Bir dağ gölgesi gibi beliren bir damla kanda
Çığ düşüren bir şehidin heybetiydi
Aydın’ın Çine kazasından Sarı Cemil
Konuşamam kumandanım
Beni gözyaşlarıma bağışla
Ben sana ne diyeyim güzelliği gölgeleyen er
Gel ey bizim heyecanımıza da bir top kar düşür
Ey merhamete kumandan ey sonsuz nefer
Kardelenler üşür ama bu bir diriliş düşüdür
Ayaklarımı hissetmiyorum dizime kadar
Dürbünün demirleri gözüme yapıştı ağlayamam
Gece üç-beş nöbetçisi Keşanlı Satılmış
Kumandanım görev tamam
Allahuekber Dağlarında her kış
Tüter hüzünsoylu kardelenler
Gün susar ağaçlar alkış tutarmış
Kalktıkça karlar altından ölenler
Ve takvimler onsekizbin âlemin sırrında
Ve saatler akrebin zehirli kollarında baygın
Karın alnı tomurcuk tomurcuk ter
Yiğidim bana sessiz teslimiyetini göster
Enver, Enver nedir bilir misin?
Enver demek eksi kırk demek
Genizde donmuş hıçkırık demek
Bizi anlatacak tablo boydan boya ak olacaktır
Bozulmamış destanımıza asırlar sonra bakılacaktır
Dağlar ayağa kalksın, denizler göğe aksın
Dalgalar sussun, toprak bu yana baksın
Dur bre Mevlana’nın müridi dünya!
Kar şehitlerine fatihalarla selâma duracaksın