Kardelenler İçin Karla Karışık Düşler

100

Tek tekbirde

Onsekiz tomurcuk devrildi dağlardan

Zemheride

Onsekizbin âlemin şanı için

İleride

Ödensin diyeti vakit kalbe dayandığı an

Ve haczedilsin yaşamak

Seksensekizbin civanın canı için

 

Bir kardelen gülümsemesi gibi

Çekildik doruklardan denizlere

Ipıssız mermiler yaktı ağıdımızı

Karlı – mayınlı sevgiler döküldü benizlere

 

Ben Urfa’nın Halfeti köyünden Viran Osman

Mavzer sırtımda pas

Ben ninnisiz doğdum anam

Ölüm hüznümü saramaz

 

Karla karışık hasret dokunamaz göğsümüze

Ki biz Hızır’ın boz güvercinleriyiz

Siz günü yaşarsınız güneş değer içinize

Bizimse gecemiz yok kıyamet habercisiyiz

Çorum Osmancık’tan Halil oğlu İsmail

Rütbesi er, kınalanmış asker

Emret kurbanınım

Kumandanım bunu bil

 

Ağıdımız henüz bestelenmedi

Destanımız kaldı yarım

Kafiyelerin zincirine sığmaz ki

Benim bu beyaz mahkûmiyetim

 

Sarıkamış’tayım ağam sararmış bir yaştayım

Yüreciğim üşüyor kumandanım

Bir garip telaştayım

 

Bilinmese de kıymeti sevdamız dağlarcadır

Ki beyaz bir örtüden başka süsümüz yok

Konuşursak karışmayın lisanımız karcadır

Kabir aramayız, kefen lüksümüz yok

 

Kardelenlerin açmaya korktuğu rakımlarda

Zemherinin avuçları bir titreme nöbetiydi

Bir dağ gölgesi gibi beliren bir damla kanda

Çığ düşüren bir şehidin heybetiydi

 

Aydın’ın Çine kazasından Sarı Cemil

Konuşamam kumandanım

Beni gözyaşlarıma bağışla

 

Ben sana ne diyeyim güzelliği gölgeleyen er

Gel ey bizim heyecanımıza da bir top kar düşür

Ey merhamete kumandan ey sonsuz nefer

Kardelenler üşür ama bu bir diriliş düşüdür

 

Ayaklarımı hissetmiyorum dizime kadar

Dürbünün demirleri gözüme yapıştı ağlayamam

Gece üç-beş nöbetçisi Keşanlı Satılmış

Kumandanım görev tamam

 

Allahuekber Dağlarında her kış

Tüter hüzünsoylu kardelenler

Gün susar ağaçlar alkış tutarmış

Kalktıkça karlar altından ölenler

 

Ve takvimler onsekizbin âlemin sırrında

Ve saatler akrebin zehirli kollarında baygın

 

Karın alnı tomurcuk tomurcuk ter

Yiğidim bana sessiz teslimiyetini göster

 

Enver, Enver nedir bilir misin?

Enver demek eksi kırk demek

Genizde donmuş hıçkırık demek

 

Bizi anlatacak tablo boydan boya ak olacaktır

Bozulmamış destanımıza asırlar sonra bakılacaktır

 

Dağlar ayağa kalksın, denizler göğe aksın

Dalgalar sussun, toprak bu yana baksın

Dur bre Mevlana’nın müridi dünya!

Kar şehitlerine fatihalarla selâma duracaksın