Kaliteli Yaşamda Birlikte Yaşama Sanatı

97

İnsanoğlunun güzel ve kaliteli bir hayat sürebilmesi için, birlikte yaşayarak bir çok şeyi paylaşma zorunluluğu vardır. Yalnızlık insana göre bir yaşam tarzı değildir. Belki aşırı yoğunluğa yakalanıp, yorulduğumuzda, kendimizi tenha bir yere dinlenmeye atarız. Ancak bir kaç saat sonra soluğu yine sevdiklerimizin veya yaşadığımız kentin kalabalığının kucağına atarız. Bir aile üyesi olmamız, arkadaş gruplarımızın olması, mahalle veya köy halkımızın olması, çalışma arkadaşlarımızın olması, hobi veya sanat grubu arkadaşlarımızın olması, köylerde, kasabalarda ve şehirlerde kalabalıklar halinde yaşamamızın sebebi bundandır.

Ancak asıl mesele, söz konusu gruplar arasında yüksek kaliteli bir hayatı yakalayabilmektir. Hiç bir kimse dağ başında tek başına uzunca süre yaşayamıyor. Mutlaka kendisini insanların veya sevdiklerinin bol oldukları yere atıyor. Çünkü, iletişime, paylaşıma, öğrenmeye, dinlemeye, anlatmaya, üretmeye, değer vermeye ve değerlenmeye ihtiyacımız var.  

Herkesin bir şekilde ailesi ve bir grubu vardır. Elbette yaşanılıp gidiyordur. Bütün mesele nasıl yaşandığıdır. Kaliteli mi, yoksa kalitesiz mi? İster ailemizle, ister arkadaş ve dost gruplarımızla, ister meslektaşlarımızla, ister komşularımızla, istersek de kent insanlarımızla iyi ve kaliteli bir yaşam sürmenin birtakım olmazsa olmaz şartları vardır:

1. Öncelikle, yüksek kaliteli bir insan olmanın en önemli özelliklerinden olan, sevgi, saygı, hoş görü, affetme, pozitif iletişim, iyimser olma, güler yüzlü olma, paylaşma, dertleşme, değer verme, onure etme, karşılıksız verme, dinleme, örnek olma vb. gibi kaliteli özellikleri üzerimizde taşımamız ve  gereklerini uygulamamız kaçınılmazdır.

2. Diğer taraftan kaliteli yaşamımızın en büyük hırsızlarından olan, kin, nefret, öfke, sinir, stres, intikam, küslük, inatçılık, iddiacılık, had bildirme, burnunu sürtme, değersizleştirme, aşağılama, küçük görme, alay etme, rencide etme, gıybet etme, peşin hükümlü davranma, yetersiz bilgi ile karar verme, ümitsiz olma, negatif düşünme, beden dilini olumsuz kullanma, ses yükseltme, eksik ve açık arama, yok sayma, sevgiyi ödünç sunma vb. gibi hırsızlardan ateşten kaçar gibi kaçmamız gerekmektedir.

3. Haklı olmayı değil, mutlu olmayı tercih etmemiz oldukça önemlidir. Zira, Hoca Nasreddin’in dediği gibi, herkes kendisine göre haklıdır. Herkesin yetişme tarzı, bilgisi, niyeti, öğrendiği, etkilendiği, olaya yaklaşımı, buz dağının görünmeyen kısmını görme yetisi, beden dilini kullanış tarzı, nezaketi, kibarlığı, farklı farklıdır. Üstelik, kim ne yapıyorsa, kendisinin donatımı çerçevesinde en iyiyi yaptığını varsayar. Aynı doğruda birleşmek ve anlaşmak zorunda da değiliz. Farklılıkları zenginlik ve gelişme için merdiven basamağı olarak görmek daha kaliteli bir davranış olsa gerektir.

4. Eleştirmek, eksiği ve açığı ortaya çıkarmak iyi niyetle olsa dahi muhatabı üzecek ve onu aceleyle savunmaya sürükleyecektir. Bu durum kazan-kazan sistemini değil, kazan-kaybet, kaybet-kazan  veya acımasızca rekabet sistemine hizmet edecektir. Halbuki, katkı vermek, değer vermek, paylaşmak, ilave yapmak, çoğaltmak, örnek olmak, yol gösterici olmak, düzgün ve kaliteli bir üslupla yaklaşmak, kibar, naif, tatlı dilli, nezaketli ve güler yüzlü olmak, her zaman geçerli akçedir diye düşünüyorum.

5. Soruna değil çözüme odaklanmak, mazeret üretici değil, çözüm üretici olmak, hata bulucu değil, çözüm bulucu olmak, fedakarlık bekleyen değil, sunan olmak, sevgiyi şartlı sunmak yerine karşılıksız sunmak da, birlikte huzur ve kaliteli bir şekilde yaşama sanatının en önemli unsurlarındandır.

6. Muhatabımızın önceliklerine önem ve değer vermek, onun veya onların etkinliklerine canı gönülden isteyerek ve katkı vererek katılmak, kararlarımızı birlikte istişare ederek, birbirimizi dinleyerek, anlayarak ve sinerji imkanı tanıyarak yönetmek, dertleri ve üzüntüleri paylaşarak azaltmak, sevinçleri de paylaşarak çoğaltmak da kaliteli yaşama sanatının en önemli ögelerindendir. UNUTMAYALIM: Dünyaya bir defa geldik. Her geçen gün ömrümüzü azaltıyor. Yedeğimiz yok. Uzun yaşamaktan ziyade nasıl yaşadığımız önemli…. Eğer, birlikte yaşama sanatını yüksek kaliteli bir şekilde yerine getirerek, gerek ailede, gerekse çevremizde mutlu, huzurlu, coşkulu, heyecanlı, üretken, paylaşan, etkileşen, örnek olan bir şekilde ise, TEBRİKLER… Eğer, doğrucu davutluk yaparak, benim eşeğim erkek mücadelesi vererek, kalpleri kırarak, inciterek, değersizleştirerek, omuzuna basıp yükselmeye çalışarak, egomuza esir olarak, bilimimizin kibirine kapılarak, affetmeyerek, hoş görmeyerek, onure etmeyerek, kin ve intikam duyguları taşıyarak, had bildirerek, muhataplarımızla yaşamaya çalışıyorsak, YANDI GÜLÜM KETEN HELVA…  Böyle bir hayatın ne kalitesinden, ne de sanatından bahsedebiliriz!!!! Selam, sevgi ve dualarımla…   Allah’ a emanet olunuz…