Kaliteli Yaşam Polyannacılıktan Çok Farklıdır…

101

 

Kaliteli yaşam, insanın hayatı boyunca sağlıklı, mutlu, huzurlu, keyifli ve sevgi yüklü olmasıyla birlikte; okuyan, öğrenen, çalışan, danışan, modelleyen, paylaşan, üreten, odaklanan, katkı sunan, destek veren ve değişimlere stratejik bir esneklikle uyum sağlayabilen olmasını işaret eder.

Polyannacılık ise, hayatın en büyük zorluklarını dahi pembe gözlük takarak tii ye almaktır. Bardağın boş tarafından ziyade, dolu tarafını görerek, mevcut durumdan hoşnut olmak ve hep iyi tarafına bakarak keyifli olmaya çalışmaktır.

Gelmiş ve gelecek olan sorunların ve tehlikelerin sebeplerini ve doğuracağı olumsuz sonuçların analizi ve tedbir alınması yerine; polyannacılıkta harekete geçmeden mevcut durumun iyi yönlerine odaklanarak avunmak vardır.

Halbuki, kaliteli yaşamın sahibine yüklediği muazzam sorumluluklar ve yükümlülükler söz konusudur. Kaliteli yaşamın bedeli ağırdır. Sadece pembe gözlükler takarak, hayatı ciddiye almadan mutlu olmaya çalışmak, polyannacılık olsa da, kısa süre sonra kaliteyi darmadağın edeceği için, kaliteli yaşamın ilkelerinin dışında kalır.

Kaliteli yaşamda okuyarak, öğrenerek, danışarak, araştırarak, geliştirerek, paylaşarak, sinerji ve enerji üreterek, pozitif emek ve ter akıtılarak; geçmişten dersler alarak, geleceği planlayarak günü en iyi, verimli ve etkin bir şekilde yaşamak varadır. Hatta akıtılan her ter de mübarek değildir. Hırsızlar da çok nitelikli terler akıtırlar ama, kalite ölçek değerleri sıfırdır.

Polyannacılıkta, zamanında harekete geçmemekten, gerekli tedbir ve önlemleri almamaktan ve ihmalkarlıktan kaynaklanan bir çok problemin çözümü yerine; pembe gözlükleri takarak, “inşallah bunda da vardır bir hayır”, “sabreden derviş muradına erermiş”, “kaderin vardır bir bildiği” gibi, durağanlığı ve sorunlardan kaçmayı işaret eden bir eylemsizlik mevcuttur. Pislikler halının altına süpürülme ile, temizlik oldu sayılmaz. Var olan problemin aslında çıkarılmaması gerekirken, çıktıktan sonra alternatiflerle çözümüne odaklanmak yerine, onu yok sayarak keyifleri bozmamaya çalışmak, asla bir hüner değildir.

Hayatımızda karşılaştığımız problemlerden birçoğu, kalitesiz davranış ve eylemlerimizden kaynaklanan, kendi ellerimizle ürettiğimiz sorunlardır. Tembellik, ihmalkarlık, sebepsiz geciktirme, duyarsız kalma, önemsememe, atalet, kötümserlik, ümitsizlik gibi kaliteli yaşam hırsızları, kalitemizi elimizden çalmak için sürekli pusuda bekliyorlar. Bu hırsızların panzehirleri, çalışmak, okumak, öğrenmek, zamanında yapmak, harekete geçmek, önemsemek, iyimser yaklaşmak, ümitvar olmak gibi kaliteli yaşam unsurlarıdır.

Kaliteli yaşamda 50 yıl sonrasında gelmesi muhtemel bir sevimsiz hastalık için, bugünden tedbirler almak, gerekli hassasiyeti göstermek, koruyucu ve önleyici yaşam ilkeleri ile kucaklaşmak ve onlarla kucak kucağa yaşamak vardır.

Keyifli, mutlu, huzurlu ve eğlenceli yaşamak da, kaliteli insan olmanın ihtiyaç duyduğu olmazsa olmaz ilkelerdendir. Ancak bu ilkelerin yerinin zamanının, dengesinin ve ölçüsünün çok iyi ayarlanması gerekir. Hafta sonu tatilini bir eğlence ve işten uzaklaşma fırsatı olarak değerlendirip kantarın topuzunu kaçırarak, pazartesi gibi güzel bir güne “sendrom” adını yüklemek, kaliteli yaşama göre cinayettir. Bunun sebebi eğlence, keyif, dinlenme lehine ölçü ve dengeyi kaçırıp, farkında olarak veya olmayarak, kaliteli yaşamın ilkelerinden kaçmaktır. Pazartesi günü tekrar kalite ile yüzleşmeye geldiğimizde, kaliteli yaşam bize çoktan küsmüş olmaktadır.

Kaliteli yaşamda ölçü ve dengeyi kaçırmamak şartıyla, çalışma ve dinamizme verilen kaliteli aralar ve dinlenmeler amacına uygun bir şekilde kullanıldığı zaman, kaliteli yaşamın birer önemli unsurlarıdır. Ne zaman eğlence ve dinlenmeden geri dönmeyi unuttuğumuz zaman veya canımız polyannacılık adına öyle istediği zaman, kaliteli yaşam tırtıklanmaya başladı demektir.

Kaliteli yaşamda sorunları tii ye almak yerine, onların ortaya çıkmamaları için gerekli tedbir ve çalışmaları zamanında yapmak, kendi ellerimizle suni problemler üretilmesini engellemek, bizim dışımızda üretilen problemlere ise, çözüm odaklı yaklaşarak alternatifler üretmek vardır.

Kaliteli yaşamın sorunlara yaklaşımı şöyledir:

-Hayat bir mücadele ve sorun çözme sürecidir. Sorunlar bilerek veya bilmeyerek sürekli üretilecektir. Onlar kaliteli yaşam tarafından rasyonel ve etkin bir şekilde çözülerek, bilgelik yolunun merdiven basamaklarında ilerlememiz için birer sebeptir.

-Problemler asla stres üreterek bizleri depresyona sürüklememelidir. Problemleri kendimiz dikkatsizliğimiz ve eylemsizliğimizden dolayı üretmez isek, hayatın getirdiği problemleri rasyonel bir şekilde çözümlemek, kaliteli yaşamın olmazsa olmazlarındandır.

-Problemleri hem üretmek, hem onlardan kaçmak ve saklanmak, görmezden gelmek, umursamazlık göstermek, onların iyi yanlarını çoğaltmaya çalışmak, yüksek kaliteli! bahanelere ve mazeretler üretmek, pollyannacılığın konusunu teşkil etse de, kaliteli yaşamda asla yerleri yoktur.

-Önemli işlerin zamanında önemsenmeyerek gereğinin yapılmaması, (zira tembellik, atalet, cahillik, ego, kibir, bilmişlik taslama, bahane üretme, gereksiz erteleme, bunların en yakın arkadaşlarıdır) halinde ortaya çıkacak çok önemli problemlerin acı intikamını polyannacılık oyunu asla ortadan kaldıramaz.

-Sevdiğimiz bir arkadaşımıza veya özlediğimiz bir eyleme kavuşmak gibi beklediğimiz dış etken sorunlarını çözmek amacıyla, probleme iyi tarafından bakmak, ümitvar olmak, pozitif düşünmek, enerji toplamak, sinerji üretmek, danışmak, paylaşmak gibi pozitif içerikli eylemler, polyannacılık gibi görünse de, aslında kaliteli yaşamın dinamizm ve esnekliğine işaret etmektedir.

-Kaliteli yaşamda eğlenerek, dinlenerek, egzersiz yaparak, müzikle ve sanatla uğraşarak, “baltayı bileyleme” yani kendini ve ruhunu yenileyerek, daha aktif ve anlamlı eylemlere girişebilme yakıtı olarak kullanmak vardır.

-Baltayı bileyleme çok uzun sürmemelidir. Aşırı bileyleme baltayı keskinlikten körlüğe götüreceği gibi, kantarın topuzunun kaçırıldığı eğlenme, dinlenme ve lay lay lomun vereceği zararları, polyannacılık dahi asla kurtaramaz.

-Dinlenme ve eğlenme, işkolikliği dengeleme, durağanlığı ortadan kaldırma, vücuda endorfin hormonları ürettirme, rollerimiz arasındaki dengeleri koruma amacını gütmelidir.

-Zamanında görmemezlikten gelerek, önemsemeyerek, yok sayarak, korkarak, ciddiye almayarak, sebepsiz erteleyerek, bahane ve mazeretler üreterek, suçlu arayarak, kendi ellerimizle besleyip büyüttüğümüz problemlerin çözümü imkansıza yaklaştığı gibi, yüksek kaliteli yaşamımızı da tarumar ettiği bir gerçektir.

Kaliteli yaşam kolay değildir. Yüksek kaliteli bir bedeli vardır. Özü dinamizm, öğrenme ve çalışmaya dayalıdır. Elbette eğlenme, dinlenme ve keyife de ihtiyaç duyar. Bunları polyannacılık oynamak için değil, kaliteli yaşamın çimentosu olarak kullanır. Asla lay lay lomda çakılıp kalmaz. Gerekli enerji ve yenilenmeyi sağladıktan sonra, en kısa zamanda asli görevi ve vizyonu olan “kaliteli yaşam”a geri döner.

Rahatına düşkün olup, tembelliği ve durağanlığı alışkanlık haline getirenlerin, zamanla kaliteli yaşamın hırsızlarına esir olduklarının farkında olmalıdırlar. Polyannacı yaklaşım, kaliteli bir insanın en büyük zorluklarda dahi ümidini kaybetmemesi, yılmaması, korkmaması, geri çekilmemesi, başarısızlığı beslememesi gibi kutsal eylemlerine ancak katık olabilir. Bu katığın ölçüsü kaçarsa, katkı vermekten çıkar ve problem olmaya başlar ki, ahmaklıktan ve polyannacı yaklaşımdan kaynaklanan sorunlar kaliteli yaşamın konusuna girmemelidir.

Selam, sevgi ve dualarımla,

Allah’a emanet olunuz…