Kalemden Kurşun

109

 

Gelincik tarlasında yürüyor gibiyim
Çiçekten çok mayın döşeli yollar
Önümde deli dumrul ters yöne koşuyor
Aklım firar, karıldı kafamın fay hatları
puzzle gibi dağıldı tüm parçalarım

 

Kendi elimden kendim tutuyorum zor yokuşlarda
Dağ başım vurur durur zamansız uzun yollarda
İnadım inat ya kandırmayacağım kendimi
Not düşüyorum defterime tüm haksızlıkları
Payıma düşen kaderi de omzuma alarak

Pusulasız, açık deniz de bir gemi
Balta girmemiş orman
Çok kilitli kapı
Çıkmazsokak, yıkık ev
Tarumar bahçe

Ciğerime kadar uzanan el
Kendi kalbimi söküyor yerinden
Kan revan kelimeler
Arkasından solmuş gül, soğumuş kül
Yanıyor dünya gözümde, yanıyor dünya gözünde

Taş çatlıyor, su yanıyor, gök yarılıyor sabrımdan
Kaydı tutulmamış kuş sürüsü kanatsız uçuyor içimde
Vuruldukça, kalemden kurşunla hep bir iç kanama
Söyle nerde biter bu yol, pusulasız bu açık deniz
Su alıyor karayı görmez bindiğim bütün gemiler…

zeytin kelimeler.