Kâinat Kitabı – 2: Kemancı Yengeçler

89

Kemancı yengeçler var. Bir kıskaçları diğerine göre aşırı büyük. Gövdelerinin önünde, yere paralel bir şekilde tuttukları için keman taşıyormuş gibi görünüyorlar. Adları oradan geliyor. Bir savunma aracı olarak kullandıkları bu kıskaçlar, aynı zamanda türüne ait ideal genlere ne kadar sahip olduklarının da bir göstergesi. Tahmin ettiğiniz gibi! En büyük kıskaçlara sahip olan, genlerini bir sonraki nesle aktarmada, yani dişileri etkileyip, çiftleşebilmede o derece şanslı. Pek çok canlıda gördüğümüz alan savunması, bu türde de var. Rakip erkek yengeçler, belirlenen alanın dışında tutulmaya çalışılıyor, hatta bunun için savaşabiliyorlar. Çünkü kazanan, neslinin devamı ile ödüllendirilecek.

Peki, orta boy kıskaçlara sahip yengeçler ne yapıyor? Eldeki imkân ve zaruretler, onları başka davranışlar geliştirmeye itiyor. Büyük kıskaçlıların tersine, yuvalarının yakınlarına, özellikle kendisinden daha küçük kıskaçlara sahip yengeçlerin yerleşmesine izin veriyor. Hatta daha da ileri gidip, onları koruyup, kolluyorlar. Yeter ki yanından uzaklaşmasınlar. Sebep, bir illüzyon sahnelemek! Bu illüzyonla dişileri büyüleyip, kandırmak. Etrafında hep küçük kıskaçlı yengeçler olduğu için kendi kıskaçları dev gibi görünecektir. Basit bir hile. Ama çok işe yarıyor. Bu, yengeçler için hayati bir konudur. Ayıplayamazsınız. Yanlış diyemezsiniz. Hatta zengin gen havuzu açısından bir gereklilik olduğunu bile söyleyebiliriz.

Aklıma gelenler, sizin de aklınıza gelmeye başladı mı? Gözünüzde bazı sahneler canlandı mı? Mesela, kocaman bir çocuk. Yarı yaşındaki, yarı kilosundaki diğer çocukları toplamış etrafına hem oynuyor hem oynatıyor! Akranlarının yanında göremiyorsunuz onu. Çünkü küçükler liginde başroldeyken, akranlar liginde gayet sıradan belki de yedek oyuncu statüsünde. Sadece çocuklar dünyasında değil tabii ki bu manzaralar. Akrabalar arasında, komşuluklar arasında, iş dünyasında ve belki de en çok siyaset dünyasında görebilmekteyiz bu illüzyonu.

Bu illüzyonun sürdürülebilirliği pek yoktur. Yengeç, çiftleşmeyi başardığı anda bu illüzyonu sürdürmeye ihtiyacı yoktur. Gen havuzu zenginleştiği için yengeç toplumu da zararda değildir. Ancak insan toplumunda işler böyle yürümemektedir. Orta çaplı veya çapsız diye nitelendirebileceğimiz muhteris tipler, kendilerinden daha çapsız kişileri etrafına toplamayı bu illüzyon sayesinde başarabilir. Onların yanında kendini daha büyükmüş gibi gösterebilir. Hatta küçük hatalar yapmalarını dört gözle bekleyebilirler. Bu hataları karşısında da naralar atıp, bağırarak, onları azarlayarak, tehdit ederek gücünü daha da abartılı bir şekilde on kaplan gücünde gibi gösterme, liderliklerini perçinleme fırsatı bulabilirler. Ama illüzyon bu neticede! Sabun köpüğü gibidir. Eninde sonunda patlayacak, şapka düşüp, kel görünecektir. Bu tip insanların, yengeç dünyasında olduğu gibi toplumlarına da faydaları yoktur üstelik. Aksine zararları vardır. Gerilim ve korku üretirler. Her türlü gelişimi engellemeye çalışırlar. Bunları yapmazlarsa, çapsızlıkları çabuk ortaya çıkar çünkü. Hâlbuki, kendi çaplarında işlerle uğraşsalar! Saatin en küçük çaplı çarkına değersiz diyebilir misiniz? Toplumun her çarka ihtiyacı vardır.

İnsan dünyasında geçerli olan ise şudur: Büyük (bilge) insan olacaksın! Diğer büyük insanları yanına toplayacak ve her biri yıkılmaz olan bu sütunlarla nerdeyse yıkılmaz binalar inşa edeceksin. Tarihe yön veren liderler hep bu türdendir. Bence en sonuncu örnek: Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür! O, büyük bir liderdi. Yanındakiler de o büyüklüğü taşıyabilecek dev sütunlardı. Öyle kuvvetli sütunlardı ki, maddi dünyadan ayrıldılar ama, fikren hâlâ kuvvetleri devam ediyor!