Allah(cc) Evren’i ve içindeki canlı ve cansız olan her şeyi yarattı.
Onların varlıklarını devam ettirmeleri içinde bazı kurallar koydu. Hiç
bir şey tesadüfen olmamıştır. Tesadüfen olan işlerde mükemmellik olmaz,
mükemmel olan işlerde tesadüfen olmaz.
Allahu Teala Kamer süresinin 49. ayetinde “Biz her şeyi bir ölçüye göre yarattık” buyuruyor.
Güneş’in ve Ay’ın Dünya’ya uzaklıkları, dünyanın kendi ve Güneş’in
ekseni etrafında dönmesi, mevsimlerin, gece ve gündüzün meydana
gelmesi, günlerin uzayıp kısalması, gezegenler ve yıldızlar arasındaki
çekme ve itme kuvvetlerinin varlığı ve ayarı yer yüzünce çekim
kuvvetinin varlığı uzayda ise olmaması bu ve benzeri hususlar tesadüf
değil, Cenab-ı Hak’kın kader programı dahilinde gerçekleşen hususlardır.
Kader sadece insanlar için değil, diğer canlılar ve cansızlar içinde
söz konusudur. Dünya’da bir kader programı dahilinde varlığını
sürdürmektedir. Cenab-ı Hak’kın kendisi için koyduğu kuralların dışına
çıkamaz. Yasin suresinin 37. ayetinde Allah (cc) “… Güneş’te kendisi
için belirlenen yerde (yörüngede) akar (döner) işte bu aziz ve alim
olan Allah’ın takdiridir…” buyurulur. Her iş bir bilgi, hesap ve
düşüncenin neticesidir. Sıradan bir bilgi ve akılla anlaşılması da
mümkün değildir.
Diğer canlılar içinde aynı kader programı geçerlidir. Onlarda
Cenab-ı Hak’kın koyduğu program dahilinde hayatlarını devam ettirirler.
Bazıları av olacaktır, bazıları avcı…
Balıklarda diğer canlılar gibi senede bir yada bir kaç tane yavru yapsalardı ne olurdu acaba?
Her şey varlığını kader programı dahilinde bir ölçü ve dengeye göre
devam ettirmektedir. İnsanoğlu için kader nedir? sorusuna gelince;
Kader Allah (cc)’ın Ezeli ilmi ve kendi iradesi ile bizler için
takdir ettiği, insan iradesinin hiç bir şekilde etkili olmadığı
hususlardır. Burada bazı sorular akla gelir. Yaşadığımız her şey
kaderimiz midir? değil midir ? Kaderimizse bunda bizim sorumluluğumuz
var mıdır ? Sevap ve günah kavramları neyin neticesidir. Her şey
kaderimiz değil de hangileri kaderdir?
Öncelikle şunu iyi bilmek gerekir ki her şey kader değildir. Fakat
bir başımıza gelen her türlü sıkıntıyı, acıyı ve üzüntüyü kadere havale
etmeyi alışkanlık haline getirmişizdir. Şura suresinin 30. ayetinde
“Başına gelen herhangi bir musibet kendi ellerinizle
işledikleriniz(hatalar) yüzündendir…” buyrulur. Yine bakara suresinin
195. ayetinde “… Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayınız…”
buyurulmaktadır. Bu ayetler insanların tedbirli olmaları, tehlikelere
karşı önlem almaları gerektiğini emretmektedirler.
Öyleyse insanlar için kader olan hususlar nelerdir?
1- İnsanın cinsiyeti
2- Anne- babası
3- Ömrü
4- Rızkı
5- Rengi, dili, ırkı
6- Nerede ve ne zaman öleceği, genetik yapısı gibi hususlar kaderdir.
Tabi afetlerde kader olarak kabul edilir. Dikkat edilirse bunlarda
insanın cuzi iradesinin hiç bir etkisi yoktur. Tamamen Allah (cc)’ın
takdirine bağlıdır. Bunlarda insan için bir sorumlulukta (sevap-günah)
yoktur. Hiç kimse dünyaya gelmeden kendi cinsiyetini kendisi
belirleyemez. Anne- babasını, ömrünü, rızkını, rengini kendi
belirleyemez. Eğer bunlar insanın iradesine bağlı olsaydı hiç kimse
ölmek istemezdi. Ya da genç yaşta ölmek istemezdi.
Bir çok anne baba şu anki evlatlarını, bir çok evlatta şu anki anne
babasını istemezdi. Görüldüğü gibi insanın bu gibi konularda yapacağı
pek bir şey yok, kadere razı olmaktan başka.
Bunların dışında kalan hususlar ise insanoğlunun cuzi iradesiyle
yaptığı işlerdir. İyilik yapan her insan kendi iradesiyle yapar.
Kötülük yapan her insanda kendi iradesiyle kötülük yapar. Sevap ve
günahlarda bu serbestliğin neticesidir.
İçki içmek, kumar oynamak, adam öldürmek bazı insanlar için kader
olsaydı onları yapmak zorunda oldukları için günahkar olmamaları
gerekirdi. Namaz kılmak, oruç tutmak, hacca gitmekte bazı insanlar için
kader olsaydı yapanlarda sevap almamaları gerekirdi. Dolayısıyla cennet
ve cehenneme lüzum kalmazdı.
Kendi hatalarımızı kadere yüklemek bizi sorumluluktan kurtarmaz.