Kader Ağını Örüyor

63

Sn. Mustafa Özcan’ın da belirttiği gibi, Büyük Ortadoğu
Projesi / BOP; aslında Büyük İsrail Projesi / BİP üzerine, ABD şapkası
giydirilmiş paravana bir slogan.

     Çünkü İsrail’in
Ortadoğu’ya entegre / tümleşik olmak, onunla bir bütün teşkil etmek gibi bir
projesi vardı.

    1897’de başlayan
BİP macerası, bugünlere ulaşmış. Artık macera olmaktan çıkmış. Adım adım
hedefine kilitlenmiştir âdeta.

     BOP, bir yıl kadar
önce (2004’lerde) Bush tarafından Ortadoğu Ortak Pazarı / OOP olarak
dillendirilmişti.

     Zahiren biraz da
doğru gibi görülen, ortak bir şemsiyeden mahrumdu Araplar.

     Ama dediğimiz gibi
BOP, BİP’in üst katmanıydı. Altındaki örtülü amaç, Büyük İsrail Projesi’ydi.

     Gaye Tevrat
kaynaklı olup, Nil’den Fırat’a kadar Büyük İsrail Rüyası’nı kapsıyordu.

     Toprak olarak
olmasa bile, nüfuz olarak gelişmek istiyordu İsrail.

     Bütün mesele
nitelikli sınaî bölgelerde söz sahibi olmak. Körfez İşbirliği Konseyi / KİK
oluşturmak, müşterek / ortak hareket ederek; Ortadoğu’nun gelişmesine, amacı
doğrultusunda yön vermektir.

     Velhasıl Türkiye,
Ortadoğu ve İslâm Âleminin zihniyetini; kendilerine yönelik olarak değiştirmek
istiyorlar. ABD ile İsrail işbirliği yaparak.

     Bizi kendi
arzularına göre kalıplandırmak istiyorlar.

     Şüphesiz gerçekte
-kim ne derse desin- asıl hedef Türkiye!

     Nitekim Türkiye
olarak, BOP’un ne patronu ne de müttefiki / bağlaşığıyız.

     Fakat amaçlarını
gerçekleştirmek için, Türkiye ve Endonezya’yı model ülke, örnek devlet olarak
görüyorlar!

     Bu ülkelerdeki
“Halka rağmen halkçılık!” hareketini; elde etmek istedikleri devletler için,
kolay  yükselebilecekleri bir basamak
olarak düşünüyorlar!

     Çünkü bütün bir millete söz geçirmek, onları
saflarına almak çok zor.

     Fakat bir zümreyi
elde ederek, onlar vasıtasıyla yığınları etkilemek daha kolay.

     Nitekim yıllarca,
Ortadoğu’daki demokratik olmayan ülkelere ses çıkarmayışları bundan ötürüydü.

     Çünkü kendi
güdümüne giren liderleri elde etmek; o ülkeyi nüfuzu altına almaya yetiyor.

     Bu açıdan bakınca,
ABD’nin müdahalesine / karışmasına Mısır vb. ülkelerin rejimleri müstehaksa da,
her şeye rağmen ABD haklı değil.

     Dün insanlığı
Komünizm sarsıyor, titretiyordu. Bugün ise neo-liberalizm / yeni liberalizm.

     Her ikisi de,
başta Türkiye olmak üzere İslâm âleminde yerleşmek için büyük çaba harcadı ve
harcıyor.

     Nitekim 1980’lere
kadar sağ-sol çatışmalarında beş bin gencimize yazık olmadı mı?

     İki kutuplu
dünyadan tek kutuplu dünyaya dönüşen bugünkü insanlık; şimdilerde, ortamı boş
bulan ve bir zamanlar demokrasi havarisi geçinen ABD’nin; menfaat ve çıkar
canavarının hudut tanımaz saldırılarıyla baş başa kalmış vaziyette.

     Kısaca demek
lâzımsa, ABD’nin BOP’tan anladığı; menfaat ve çıkarlarını garanti altına
almaktır.

     Gittikçe tükenmeye
yüz tutan petrol rezervlerini, Ortadoğu’nun ve hattâ Asya’nın yer üstü ve yer
altı kaynaklarıyla telâfi etmek / karşılamaktır.

 

     Fakat ne yapsalar boşunadır, ne etseler
nafile.

     ABD, yıpranma
süreciyle uğraşıyor habire.

 

     Irak’a
saldırdılar!

     Afganistan’a
girdiler!

     Sonun başlangıcını
başlattılar.

     Başlarını kayaya
çarptılar.

     Eceli gelen it
misali, cami duvarını kirlettiler!

     Sonlarını görüp,

     Gördükleri olmasın
diye uğraş veriyorlar..

     Fakat kader, ağını
örüyor;

     Bu ağın içine
düşmekten,

     Kurtulamayacaklar.

Önceki İçerikŞehir Hastanelerinin Fayda ve Maliyet Analizi
Sonraki İçerik23 Nisan Ramazan ve Fırsatçılık Bayramı
Avatar photo
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.