21. yüzyılda eğitimin temel odak noktası; okuma yazma ve aritmetik değil, iletişim, yüksek derecede nitelikli problem çözme becerisi, bilimsel ve teknolojik okur yazarlık olacaktır. Bu bağlamda bireyden beklenen özellikler; Değerlendirme ve analiz becerileri olan, eleştirel düşünebilen, problem çözme becerilerine sahip, problem çözme stratejileri olan, sentez yapabilen, her türlü başvuru kaynaklarına girebilen, yaratıcı olan, yarım bilgi ile karar vermeyen , İletişim becerileri yüksek olmalarıdır.
Bilginin (doğru veya yanlış) yayılma hızı çok fazladır. Artık mobilitenin de artması ile her türlü bilgiyi her yerde ve anda sahip olup onu farklı yöntemlerle paylaşabiliyoruz. Çünkü herkesin mail hesapları var, gurup hesapları var, Facebook, twitter ve diğer sosyal medya hesapları var. Dolayısı ile bizler bir bilgiyi paylaşırken çok ama çok dikkatli olmalıyız. Bize yanlış inandığımız bilgiler geliyorsa bu bilgilerin neden yanlış olabileceğini de izah edip bize gönderen kişileri de uyarmalıyız.
Bizi ikna etmeye çalışan çok fazla kişinin ve çok fazla bilginin olduğu dünyaya karşı bizim bir savunma mekanizmaları geliştirmemiz gerekiyor.
Geliştireceğimiz mekanizmalar sayesinde ; araştıran, meraklı, sorgulayan, iyi donanımlı, açık fikirli, esnek, dürüst, kişisel ön yargılardan arınmış, temkinli, karışık konularda sistematik davranabilen, kritik seçimlerde makul, sonuçları aramada inatçı/hırslı bireyler olmaktır.
O zaman bizim “Disipline Edilmiş Düşünme” adı verilen düşünme becerilerine ihtiyacımız vardır. Bu anlamda disipline edilmiş düşünme şekli , bizlere kendi ben merkezci düşünme eğilimlerinden kendilerini koruyarak, hatalarımızı kabul ederek, alternatifleri de ortaya koyarak yeni bir insani düşünce şeklidir. Diyebiliriz.
Disipline Edilmiş Düşünme ; Sadece gerçeklere bağlı olarak, hiçbir yönlendirmeye maruz bırakılmadan, duyguların, tahminlerin, ön yargıların belirlemediği özgün bir düşünme şeklidir.
Bilgi hepimizin bildiği gibi çok ama çok değerlidir, Her türlü bilgi, haber eğer doğru ise bize ve çevremize vereceği kazanımları anlatmakla bitiremeyiz.
Gazâli’ye göre doğru bilginin ilk şartı şüphedir.
İnsan ancak şüphelenirse bildiği şeyleri yeniden araştırır; dolayısıyla neticede kesin bilgiye ulaşır.
Altın, Mücevher, diğer kıymetli taş ve madenlerin ciddi bir değeri vardır. Altının altın olduğunu Kuyumcular mihenk taşı kullanarak tespit ederler. Altını mihenk taşına sürterler mihenk taşına sarı bir renk çıkmasını beklerler. Başka altında damga ararlar. Gerçek altın mıknatıs tarafından çekilmez v.b. Bu ve diğer taşlar için de geçerli bazı işlemlerden geçirerek onların saflık gerçeklik ve oranları anlaşılır. Eğer sahtelerse hiçbir karşılığı yoktur. Değersizdir. Ancak bu farkı anlamayan kişilere bu kıymetli taşları vererek kandırırlar.
Bize ulaşan her bilgiyi aynı mihenk taşı gibi sürtmemiz gereken standartlarımız olmalıdır ki. Aldanmayalım.
Sağlıklı bir düşünce yapısına nasıl ulaşabiliriz, düşün değerlerimizi nasıl çeşitlendirebiliriz dediğimizde ise bize, şu disiplinlerin bilinmesinde fayda var diyebilirim. Nedir onlar, evrensel entelektüel standartlar ve evrensel entelektüel değerler.
Entelektüel standartlar; Açıklık, Doğruluk, Belirginlik, İlgili olmaklık, Derinlik, Genişlik, v.b leridir. Bir konu bir düşünce hakkında aşağıdaki soruları sorup cevaplar alabiliyormuyuz.
Açıklık: Biraz daha açabilir misiniz?
Bir örnek verebilir misiniz?
Ne demek istediğinizi gösterebilir misiniz?
Doğruluk: Onu nasıl denetleyebiliriz?
Onun doğru olup olmadığını nasıl bilebiliriz?
Onu nasıl test edebiliriz?
Belirginlik: Biraz daha spesifik olabilir misiniz?
Biraz daha fazla ayrıntı verebilir misiniz?
Biraz daha açık olabilir misiniz?
İlgili Olmaklık: Sorunla ilişkisi nedir?
Sorun üzerindeki ağırlığı nedir?
Konuyla ilgili olarak bize nasıl yararlı olabilir?
Derinlik: Hangi etmenler bunu zor bir problem yapmaktadır?
Konunun karmaşık yönleri nelerdir?
Üzerinde durmamız gereken güçlükler nelerdir?
Genişlik: Konuya başka bir bakış açısından bakmalı mıyız?
Başka bir bakış açısını da düşünmeli miyiz?
Konuya başka şekillerde yaklaşmalı mıyız?
Mantık: Bunların tümü bir anlam ifade diyor mu?
İlk paragraf son paragrafla uyumlu mu?
Söylediklerin kanıtlarla örtüşüyor mu?
Anlamlılık: Bu, düşünülmesi gereken en önemli şey midir?
Bu, odaklaşılacak ana konu mudur?
Bu gerçekliklerin hangileri en önemlileridir?
Adalet: Bu konuya hiç yatırım yaptım mı?
Başkalarının görüşlerini içtenlikle temsil ediyormuyum?
Burada şunu yapmış oluyoruz. Sorgulama yeteneğimizi artırarak doğru bilgiye ulaşmak istiyoruz aslında. Öğrenilen bu doğru bilgiyi de paylaştığımızda çok kişiyi de rafine, faydalı bir bilgiyi ulaştırmış oluyoruz.
Birde Entelektüel değerlerden bahsedelim;
Alçakgönüllülük; Kişinin sahip olduğu bilgilerin sınırlı olduğunu bilmesidir.
Yüreklilik; Öğrendiğimiz her şeyi edilgen ve eleştirel olmayan bir şekilde
kabullenmemeliyiz. Bunu her şeye rağmen ifade edebilmeliyiz.
Empati; Kişinin kendini düşünsel olarak diğerlerinin yerine koyması gerektiğini
bilmesidir
Otonomi Kişinin inançları, değer yargıları ve çıkarımları üzerinde rasyonel bir kontrole sahip olması demektir.
Entegrasyon: Kişinin kendine karşı dürüst; gerektiğinde entellektüel standartlarında tutarlı olması;
Güçlü duruş: Başkalarının akılcı olmayan karşı çıkışlarına karşı rasyonellik ilkelerine güçlü bir şekilde sarılmaktır;
Tarafsızlık/Dürüstlük: Kişinin kendi duygularına ya da ilgi duyduğu şeylere, arkadaşlarına, içinde bulunduğu topluma ya da ait olduğu millete göndermelerde bulunmadan tüm fikirlere eşit bir mesafeden saygı duyabilme bilincidir. Bu, kişinin ait olduğu grubun avantajlarını kullanmadan ona bağlı olabildiğini gösterir.
Uyumlu olmak, Mantığa güvenmek, Vicdanlı olmak, Israrlı olmak v.b
http://kritik-analitik.com/ (Minik Eleştirel Düşünme Kılavuzu Kavramlar ve Araçlar
Dr. Richard Paul veDr. Linda Elder Çeviren: Merih Bektaş Fidan)
Dolayısı ile Hem toplumun bir turnusol kağıtları olmalı hem de bireylerin kendine özgü turnusol kağıtları oluşturup genel algılarının dışında kendine uygun algılar geliştirilmelidir.
Hemen kendimize küçük küçük turnusol kağıtları yapmaya başlayalım. Ne dersiniz !!!!