İYİ
Parti iktidar olduğunda uygulayacağı programı ekonomi, hukuk, sosyal
politikalar, eğitim vd başlıklar altında kamuoyu ile paylaşmaya devam ediyor.
Bu defa
İYİ Parti’nin eğitim alanına dönük sorunlar, çözüm yolları ve
vaatlerinin açıklandığı tanıtım toplantısına davet edilince Ankara’ya
gittim.
Gittiğime değdi. Bütün
sorunlarımızın temelini oluşturan “Eğitim” konusunda yapılan tespitler içimi
yakarken, çözüm önerilerini dinlemek umutlarımı artırdı.
****
Akşener’in Eğitime Bakışı
Programın
açılışında İYİ Parti lideri Meral Akşener 20 yıllık AKP iktidarında
eğitim sistemimizin eskiye göre iyileşmek yerine gerilediğini vurguladı.
Kendisini
bir öğretmen olarak yetiştiren Cumhuriyetin kurduğu sistemin iki önemli
özelliğine vurgu yaptı.
AKP’den
önce, Cumhuriyetimizin eğitim sistemi bir fırsat eşitliği sağlıyordu.
Anadolu’nun küçük bir köyünden çıkmış zeki bir çocuk kendisine sağlanan fırsat
ve imkanlarla Türkiye yönetiminde söz sahibi olabileceği makam ve mevkilere
yükselebiliyordu. Şimdi derin bir yoksulluk ile sınanan, şaibeli yazılı
sınavlar ve mülakatlarla elenen, çocuklarımız bu fırsat eşitliğinden de
mahrum edildi.
Cumhuriyetin
kurup geliştirdiği eski sistemde eğitim sürecinde verilen bilgiler hayatın
içinde kullanılabilecek işe yarar bilgilerdi. Akşener kendisi gibi öğretmen
adayı olanlara okullarda doğum, dikiş, yemek, iğne yapmak gibi bir köyde
ihtiyacı olabilecek bütün bilgilerin öğretildiğini anlattı.
Şimdi
ise eğitim sürecinde sadece kutucukları karalayarak sınavlardan geçen
öğrenciler okuduğunu anlayamaz, derdini anlatamaz, hayatta işe yarayacak
hiçbir pratik işi öğrenememiş olarak mezun oluyor.
Üniversitelerimizde
eğitim kalitesi o kadar düşük ki. Üniversite mezunlarının hayali mesleğini
yapmak değil, ne olursa olsun bir iş bulmak. Yeni açılan üniversitelerimizin
çoğu sadece iş talebini erteleme aracı. Eskiden dünyada ilk 500’e girebilen
üniversitelerimizin de kalitesi ve dünyadaki sıralaması gittikçe düşüyor.
Meral
Akşener “Öncelikle öğretmen okulları gitti, sonrasında köy okulları gitti,
değişmedik bir şey kalmadı. Bunun beceriksizlikten değil gayet isteyerek (taammüden)
yapıldığını düşünenlerdenim. Kimse bu kadar ahmak olamaz. Bu kadar bilimden,
sürekli değişen dijital dünyaya uyum sağlamaktan uzak; sadece parası olanın
çocuklarını okuttuğu bir eğitim düzeniyle karşı karşıyayız” dedi.
Akşener
“İYİ Eğitim” sunumunda açıklanan iyileştirmelerin eleştiriye açık olduğunu,
herkesin iyiniyetli teklifleriyle düzeltme ve geliştirmeye katkı sunabileceğini
açıkladı.
*****************************
Eğitim’de Hedefler Ve Gerçekler
İYİ
Parti’nin “İYİ EĞİTİM” sunumunu partinin Eğitim Politikaları Başkanı Sevinç
Atabay yaptı. Sunum geniş bir ekip tarafından hazırlanmış.
Sevinç Atabay eğitim
alanında yurtiçi ve yurtdışı görevlerde bulunmuş, Türk Eğitim Derneği Genel
Müdürlüğü ve TED Ankara Koleji Vakfı Okulları Genel Müdürlüğü yapmış tecrübeli
bir eğitimci.
Sunumda
ilk önce eğitimli insanın toplumsal ve ekonomik kalkınmanın temeli olduğu
vurgulandı. Aşağıda küçük bir kısmını özetlediğim tespit ve çözümler
anlatıldı. Tamamını partinin
resmî sitesinden izleyebilir
ve okuyabilirsiniz.
İyi bir
eğitimle zihnin özgürleşmesi, aklın ve vicdanın birlikte gelişmesi,
yeteneklerin keşfedilmesi, var olan potansiyelin gerçekleştirilmesi, bugünün ve
yarının becerilerini kazanması, bilgiye dayalı fikir geliştirmesi sağlanır.
Bu
ölçütlere bakınca ülkemizde “İyi Bir Eğitim” vardır diyemeyiz.
****
Derin Yoksulluk ve Eğitim
Kötü
eğitimin ilk sebeplerinden biri eğitime ayrılan kaynakların yetersiz ve yoksul
kesimden ailelerin eğitime katkı sunma imkanlarının çok kısıtlı olmasıdır.
2020
TÜİK verilerine göre, 0-17 yaş grubunda çocuklarımızın yaklaşık üçte
biri “derin yoksulluk” içinde. 4. Sınıf öğrencilerinin %40’ı,
8. Sınıf öğrencilerinin %46’sı okula aç ve yorgun gittiklerini söylüyor.
İYİ
Parti öncelikle devletin eğitime ayırdığı bütçeyi artırmayı planlıyor.
Ailelerin
yükünü azaltmak için öncelikle eğitim harcamalarından KDV’yi kaldırmayı
vaat ediyor.
Ayrıca “Öğrenci
Destek Kartı” projesi ile yaş grubuna göre öğrencilere “Okullu Kart,
Genç Kart ve Hayat Kart” verilmesi planlanıyor. Bu kartlarla kitap
kırtasiye harcamaları karşılanacak, müze ve ören yerlerine, devlet
tiyatrolarına ücretsiz giriş imkânı sağlanacak, ulaşımda, bilgisayar vb bilişim
araçlarında KDV istisnası ve ücretsiz internet erişimi sağlanacak.
****
Eğitimde De Liyakat Şart
Eğitimde
başarısızlığımızın temel sebeplerinden biri de “eğitim sisteminin tüm
kademelerinde görevlendirme ve atamalarda liyakat, objektiflik ve hesap
verebilirlik ilkeleri yok sayılmaktadır.”
İyi
Parti eğitimde de liyakat, şeffaflık ve hesap verebilirliğin olduğu bir
sistem öngörüyor. Öğretmenlerimizi “mesleki açıdan sürekli gelişen itibarlı
ve yüksek motivasyon sahibi” hale getirmeyi planlıyor. “Atanamayan
öğretmen kalmayacak” sözünü veriyor. “Öğretmen mülakat
uygulamasının kaldırılacağını”, “toplam 250 bin öğretmen ataması
yapılacağını”, “hiçbir okulun öğretmensiz, hiçbir öğretmenin öğrencisiz
kalmayacağını” vaat ediyor.
****
Öğrenme Yoksulu
10
yaşında basit bir metni okuyup anlayamayan çocuklar “öğrenme yoksulu”
olarak tanımlanıyor. Türkiye’de her 100 çocuğumuzdan 22’si öğrenme yoksulu.
Bu bizim çocuklarımızın gelişmiş ülke çocuklarından genetik olarak daha geri
zekalı olduğundan değil. Tam bir sistem (sistemsizlik) ve yoksulluk sonucu.
Verilere
göre yoksul ailelerin çocuklarında öğrenme yoksulluğu oranının %90
olması tesadüf değil. Bu rakamlar dehşet verici.
İYİ
Parti öğrenme yoksulu öğrencilerimiz için ciddi bir destek programı
hazırlamış.
AKP’nin
getirdiği 4 yıllık ilkokulun faydalı olmadığı görüldü. Dünyada 194 ülkede
ilkokul süresi 6-7 yıl iken Türkiye’de 4 yıl olması çok zarar verdi. İYİ Parti iktidar
olduğunda 1 yıllık zorunlu ilkokul öncesi eğitim + 5 yıllık ilkokul
eğitimini getirecek.
****
Üniversiteler
İYİ
Parti YÖK’ün miadını doldurduğunu ve kapatılacağını duyurdu. Üniversitelerin mali
ve akademik özerkliğinin sağlanacağı, her üniversitenin rektörünü
kendisinin seçeceği belirtilen “İYİ Eğitim” programında, “Yükseköğretim
kurumlarının adalet, liyakat, şeffaflık, hesap verebilirlik, katılımcılık ve
bilimsel özgürlük ilkeleri çerçevesinde yönetileceği bir yönetim yapısı
oluşturulacak” denildi.
Öğrencilerin
barınma sorunu çektiği, tüm yükseköğretim yurtlarının üniversitelere
devredileceği, ihtiyaç duyan tüm öğrencilere yurt ve barınma imkanının
sağlanacağı belirtildi.