İslam’da Kardeşlik Hukuku ve Ahlakı – 3

104

İslam dini, tesis ettiği kardeşlik hukukunu korumak için mü’minlere bir takım görev ve sorumluluklar yüklemiştir. Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Müslümanın Müslüman üzerindeki hakkı beştir: Selâmı almak, hastalandığında ziyaret etmek, cenazesine iştirak etmek, davetine icabet etmek, aksırdığında “yerhamukellah” demek.”(Buharî, Cenâiz 2)

Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’in tavsiye ettiği konuları biraz izah edelim:

Selamlaşma:

Selamlaşma mü’minlerin birbirlerine karşılıklı duaları; birbirlerini sevme ve kaynaşma vesilesidir. Bundan dolayı İslam, selamlaşmaya büyük önem vermiştir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmuştur: “Bir selam ile selamlandığınız zaman siz de ondan daha güzeli ile selamlayın yahut aynı ile karşılık verin…” (Nisâ, 4/86) Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) de selamlaşmayı mü’minlerin birbirlerini sevmelerinin dolayısıyla imanlarının kemalinin ve cennete girmenin vesilesi saymıştır. (Müslim, İman, 93)

Hasta Ziyareti:

Müslümanların hasta olan kardeşlerini ziyaret ederek halini hatırını sorması insanî ve ahlâkî bir görevdir. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) şöyle buyuruyor: Hasta ziyaret edin, aç olanı doyurun, esiri kurtarın!”(Buharî, Cihad, 171)

Cenazeye Katılmak:

Bir Müslümanın din kardeşine dünya hayatında yapabileceği en son görev, vefat ettiğinde cenazesine iştirak emek, yakınlarına taziyede bulunmak, cenaze namazını kılmak ve onu mezara defnetmektir.Cenaze namazını kıldıktan sonra cenazeyi mezarlığa kadar takip etmenin vedefn olununcaya kadar yanında bulunmanın sevabı pek çoktur. Resûlullah (s.a.s.) Efendimiz, bir Müslümanın cenaze namazını kılan ve cenaze defn edilinceye kadar yanında hazır bulunan kimseye iki büyük dağ gibi ecir ve sevap verileceğini bildirmiştir. (Buharî, Cenâiz, 654)

Davete İcabet:

Müslümanın, bir din kardeşinin evlenme, sünnet düğünleri gibi meşru olan davetlerine geçerli bir mazereti olmadıkça katılması gerekir. Çünkü bu,davet eden ile davetlinin birbirini sevmesine ve kaynaşmasına vesile olan hususlardandır. Katılmaya mani bir durum varsa arayıp kardeşinin gönlünü almalıdır. Hz. Peygamber (s.a.s.)  şöyle buyuruyor: “Kim davet edildiği halde icabet etmezse, Allah ve Resulüne isyan etmiş olur…”(Müslim, Nikâh 103)

Hapşırana Dua:

Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.), aramızdaki sevgi ve muhabbeti artırmak için her fırsatı değerlendirmemizi istemiştir. Hapşıran bir kişiye “yerhamukellah” (Allah sana rahmet etsin) diye dua etmeyi de kardeşler arası bir görev olarak görmüştür.

Müslüman, diğer zamanlarda da dualarıyla din kardeşlerine iyilik ve hayır dilemelidir. Zira Peygamber Efendimiz (s.a.s.); “Müslüman kişinin gıyabında kardeşi için yaptığı dua makbuldür. Onun başının ucunda görevli bir melek vardır ki, o Müslüman kardeşine hayır dua ettikçe ona, görevli olan melek, ‘âmin, istediğin gibisi senin için de verilsin’ der”(Ebu Davud, Vitr, 29; Tirmizî, Birr, 50)buyurarak mü’minin, din kardeşinin gıyabında yaptığı duanın makbul olduğunu bildirmiştir.

Hz. Peygamber (s.a.s.) bunlardan başka olarak, Müslümanları ziyaretleşmeye ve hediyeleşmeye de teşvik etmiştir. Nitekim şöyle buyurmuştur: “Hediyeleşiniz ki birbirinize olan muhabbetiniz artsın.”(Buharî, Edebü’l-Müfred, 594),“Allah için sevdiği bir kişiyi ziyaret eden kimseye bir melek şöyle seslenir: Sana ne mutlu! Güzel bir yolculuk yaptın. Kendine cennette barınak hazırladın.”(Tirmizî, Birr, 64)

Mü’min, daima din kardeşinin iyiliğini istemeli, kendisi için güzel ve yararlı gördüğü bir şeye onun da sahip olmasını arzu etmelidir. Allah Resûlü bunun kâmil bir imanın gereği olduğunu şöyle haber vermiştir: “Sizden biri, kendi için sevdiğini kardeşi için de sevmedikçe gerçek imana eremez.”(Buhari, İman, 7)

 

(Haftaya devam edecek)