İslamcıların İnançlarıyla İmtihanı

11

R.T. Erdoğan’ın “her ailenin en az üç çocuk yapması” gerektiği tespitini hep doğru buldum.

Ancak, her ailenin en az üç çocuk yapması tavsiye edilmesine rağmen, nüfus artış hızımızın en çok düştüğü bir dönemi yaşıyoruz.

Aslında AKP iktidarının 2002-2014 arası döneminde doğurganlıkta ciddi bir azalma olmadı, belli bir aralıkta dalgalanma yaşandı. 2001 yılında doğum hızı 2,38 iken 2014 yılında ise 2,19 oldu. (1990’lı yıllarda bu oran yüzde 3’ün üzerinde idi.)

Ne yazık ki, 2014’ten günümüze durum dramatik bir şekilde değişti. Konuyu Karar Gazetesindeki köşe yazısında değerlendiren İbrahim Kahveci’den okuyalım:

“Türkiye’de doğum sayısı ve doğum hızında gerçek büyük kayıp 2014 yılından sonra başlıyor. Doğum hızı 2014 yılında 2,19’dan 2023 yılında 1,51’e şelale gibi düşüyor.

Doğan bebek sayısı da 2014 yılındaki 1 milyon 351 binden son olarak 2023 yılında 958 bine iniyor. 2014-2023 döneminde doğan bebek sayısında ve doğum hızında hiç artış olmadan kesintisiz bir düşüş yaşanıyor.

2024 yılı doğum verileri açıklandığında doğum sayısı ve doğum hızının düşmeye devam ettiğini göreceğiz.

Peki, ne oldu da 2014 sonrası doğum sayımız ve oranımız çok hızlı düştü?

Cevap çok ama çok basit: Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı oldu ve ülkenin temel ne kadar değerleri varsa çöktü. Gelir dağılımının bozulmasından büyümenin erozyona uğramasına kadar; umutların tükenmesinden mutluğun yok olmasına kadar. Beslenme ve barınma imkanlarının eriyip yeni hanelerin yarısının kiracı durumuna düşmesine kadar.”

“Türkiye’de aileyi, çocuk sahibi olmayı ekonomik buhran yok etmektedir. Erdoğan’ın 10 yıllık Cumhurbaşkanlığı dönemi bu yıkıma yetmiştir.

Ülke nüfusunu bile tehdit eden bir yok oluş ile karşı karşıyayız.”

Levent Gültekin’in ifadesini kullanırsak, “İslamcıların İktidarla İmtihanı”nda bir “Şatafatlı Mağlubiyet” konusu da nüfus oldu.

**********************************

Lafla Peynir Gemisi Yürümedi

Doğum hızı yüzde 2,1 olduğunda nüfus sabit kalıyor. Bu oranın üstüne çıktıkça nüfus artarken, bu oranın altında nüfus azalıyor. Türkiye’nin yüzde 1,5 mertebesinde düşmüş doğurganlık oranı temel bir beka sorunudur. Azalan ve yaşlanan bir nüfusla dünyada rekabet etmemiz zor.

CB Erdoğan’ın “her aileye en az 3 çocuk” tavsiyesi doğru olmakla beraber işe yaramamış ve hatta tam tersi bir sonuç oluşmuştur.

Çünkü insanlar ekonominin iyi olduğu, iş bulma sıkıntısının yaşanmadığı, gelir dağılımının çok bozuk olmadığı, temel gıda, barınma, eğitim imkanlarına kavuşmada sorun yaşamadığı zamanlarda daha çok çocuk yapıyorlar.

AKP Düzce Milletvekili Ayşe Keşir’in verdiği bilgiye göre, Türkiye’de “kadınların yüzde 60’ı, imkanları olsa, sahip oldukları çocuktan daha fazla çocuk doğurmak istiyor. “

Ama görünen o ki özellikle R. Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olarak tek adam yetkileriyle ülkeyi yönettiği dönemde nüfus artış hızımıza da yansıyan bir ekonomik çöküş ve umutların kaybı söz konusu.

Demek ki, “lafla peynir gemisi yürümüyor.” Akıl vererek, gaza getirerek, ufak tefek teşviklerle, insanlar çocuk yapmaya ikna edilemiyor.

**********************************

Faizle İmtihanda da Başarısızlar

Erdoğan ve partisi, faizleri düşürme inancı içinde olmalarına rağmen, faizle imtihanlarında da ağır bir mağlubiyet yaşadılar.

Aslında R.T. Erdoğan’ın faizleri düşürmenin gerektiğine inanmasını haklı buluyorum. Faizler düşmelidir. Çünkü güçlü ekonomilerin hepsi bu gelişmelerini düşük enflasyon ve düşük faiz ortamında sağlayabildiler.

Fakat “Faiz sebep, enflasyon sonuçtur” tezi yanlıştı. Bu bilime aykırı tezin uygulanmaya çalışılması faizleri, kurları, enflasyonu, işsizliği ve fakirliği artırmaya sebep oldu.

Ülkeyi iyi yönetmek için bilim, ortak aklı iyi kullanma, kurum ve kuralların işlediği bir hukuk düzeni gibi temeller gerekir.

Kutsal kitabımız Kur’an da bu ilkeleri öğütler.

Ancak günümüz İslamcılarının Kur’an’ın mesajını da eksik ve yanlış anladıkları, bu cahilce bakışa göre temel sorunlara çözüm bulmaya çalıştıkları görülüyor.

Bu zihniyeti yansıtan bir fıkra ile bitirelim.

****

Eşek Anırınca Abdest Bozulur mu?

Köyün birine imam olarak atanan hoca, köylülerin her eşek anırışında abdest tazelediğine şahit olur. Sebebini sorduğunda, köylüler yıllar evvel köyün imamının “eşeğin anırdığını duyarsanız abdestiniz bozulur” dediğini, o yüzden de yıllardır bunu uyguladıklarını söyler.

İmam, böyle bir şeyin olamayacağını söyleyerek olayı araştırır. Öğrenir ki, eskiden köyde su olmadığı için köy halkı toprakla abdest alır, yani teyemmüm yaparmış.

Köye su eşeklerin sırtında taşındığı için, o zamanın imamı bir vaazında; “köyde su olmadığı için, abdestinizi toprakla alabilirsiniz. Ancak eşeğin sesi duyulduğunda, sırtında su taşıdığını bildiğiniz için, toprakla alınan abdest bozulur; çünkü artık su vardır” demiş.

Zamanla köylülerin aklında hocanın sözlerinden sadece “eşek anırmasını duyarsanız abdest bozulur” kısmı kalmış, herkes de sorgulamadan bunu uygulamış.

Görünen o ki, zaman geçtikçe bu hikâyedeki şartlar değişmiş olsa da insanoğlunun huyu pek değişmemiş.

****

Bizim siyasal İslamcılar da “faizi” emirle düşürebileceğini sanmaktadır. Oysaki günümüzde ekonomi bir bilimdir ve çok karmaşık faktörlerin etkilediği ekonomiyi yönetmek için bilimsel akıl gereklidir.

Kur’an’da akla, bilime, düşünmeye dair ayetlerin sayısı 700’den fazladır. Bu ayetleri görmeden sadece “riba haramdır” kısmını “faiz haramdır” diye tercüme ederek okursanız, “eşek anırdığında abdest bozulur” zanneden köylüden farkınız kalmaz.

Önceki İçerikÖyle de Olur Böyle de
Sonraki İçerikGecikmemiz Bitti mi?
Avatar photo
Doğum 20.07.1956 BUCAK-BURDUR Eğitim Cumhuriyet İlk Okulu, Bucak Lisesi (Mezuniyet 1973) İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliği (Mezuniyet 1978) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Mezuniyet 1995) Çok sayıda şirket içi ve şirket dışı eğitim programlarına iştirak. (ISO 9000, Toplam Kalite Yönetimi, Verimlilik, İş İdaresi, Pazarlama, İstatistiksel Proses Kontrol, Kişisel Gelişim, Kişisel İmaj ve diğer konularda onlarca eğitim programı) 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. (2001) 03.03.2010- Serbest Avukat Medeni Hal :Evli ve İki Çocuklu Lisan : İngilizce (İntermedite level) Sosyal Faaliyetler :İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve halen Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubunda korist. 250 mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Halen Yönetim Kurulu Başkanı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de, "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada bir köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.