Herkesin geçmişinde büyüklü küçüklü travma yaşantıları vardır. Deprem, taciz, tecavüz gibi bir defada olan büyük travmalar olabileceği gibi çok göze çarpmayan ama süreklilik sergilediği için kişiyi ilerideki yaşantısında olumsuz etkileyebilecek olan küçük ve orta büyüklükte travmalar da vardır.
Araştırmalar bize çoğu psikolojik problemin temelinde bu travmatik yaşantıların etkileri olduğunu göstermektedir. İnsanlar fiziksel yaralanmalara maruz kalabilecekleri gibi psikolojik yaralanmalara da maruz kalırlar. Beynin kaynakları uygun koşullar olduğunda bu yaraları iyileştirir. Beynimiz nasıl ki fiziksel bir yarayı aşırı olumsuz şartlar olmadığı zaman kendi kendine iyileştirebiliyorsa travmatik olayların yol açtığı psikolojik yaralanmaları da beynimiz iyileştirme potansiyeline ve eğilimine sahiptir.
Bu doğal bir eğilimdir, normal şartlarda harekete geçirilmesi gereken bir süreç değildir. Ancak bazı durumlarda bu doğal iyileşme süreci bazı nedenlerden ötürü kesintiye uğrar. Nasıl ki fiziksel yarayı steril bir ortamda tutamazsak ve olumsuz dış etkilerden koruyamazsak o yaranın iyileşme süreci aksarsa, aynı şekilde yaşanan olumsuz olayın yol açtığı psikolojik yaralanma da uygun olmayan koşulların varlığında kendi kendini iyileştiremez.
EMDR (Eye Movement Desensitization and Reprocessing / Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) hipnoz yada ilaç kullanımını gerektirmeyen danışan merkezli bir tedavi yöntemidir. EMDR, psikodinamik, bilişsel, davranışsal ve danışan merkezli yaklaşımlar gibi çok iyi bilinen farklı yaklaşımların öğelerini bir araya getiren bir yöntemdir. EMDR uygulaması, terapistin, danışanın kendine ait iyileşme mekanizmasını harekete geçirmesine izin vermektedir. EMDR travmatik anıya erişilmesini ve böylece bilgi işlemenin iyileşmesini ve travmatik anı ile daha uygun olan anıların veya bilgilerin arasında ilişki kurulmasını sağlamaktadır.
Psikolojik problemlerde ortak bir durum, mantık ile duyguların eş zamanlı hareket edememesidir. Örneğin, kişi “biliyorum bunu düşünmem/hissetmem hiç mantıklı değil ama engel olamıyorum” der.
Psikolojik problemlerin genelinde sorun, kişinin yaşadığı olumsuz olay ya da olayların duygusal etkilerinin azalmayıp hala devam etmesidir. Yani geçmiş bugünde yaşanmaktadır. EMDR psikolojik travmanın yarattığı duygusal kilitlenmişliği açar ve kişinin doğal iyileştirici kaynaklarının harekete geçmesine izin verir. Böylece beyinde hapsolmuş/kilitli kalmış travmatik yaşantının işlenmesini sağlar. EMDR ile çalışılan kişilerde çalışma bittiğinde, önceden yaşadığı travmatik olayı hatırlasa da bu olayın artık geçmişte kaldığına gerçekten inandığını ve onu etkilemediğini söylediği duyulur..
EMDR bir psikoterapi yöntemidir.. EMDR ile ilgili 15 yılı aşkın klinik pratiğe bakıldığında, EMDR uygulamaları sonucunda, psikolojik sorunların çözülmesinde son derece hızlı ve etkili sonuçlar alındığı görülmektedir.
EMDR’nin Ortaya Çıkışı
Psikolog Francine Shapiro, 1987 senesinde EMDR’nin ortaya çıkmasını sağlayan ilk gözlemini yapmıştır. İstemli göz hareketlerinin, olumsuz ve rahatsız edici düşüncelerin yoğunluğunu azalttığını fark etmiştir.. Dr. Shapiro, bir süre sonra, travmatize olmuş Vietnam gazileri ve cinsel istismara uğramış olan kişilerle EMDR’nin etkinliğini araştırmak üzere bir çalışma yapmıştır. (Shapiro, 1989).
Bu çalışmada, danışanlarından duygusal anlamda kendilerini rahatsız eden materyale odaklanmalarını ve aynı zamanda terapist tarafından yönlendirilen iki yanlı göz hareketlerini (ellere hafifçe vuruş ve sesle uyarım da sıkça kullanılmaktadır) takip etmelerini istemiştir. Çalışmanın sonuçları EMDR’nin, danışanların travma belirtilerini anlamlı derecede azalttığını göstermektedir.
EMDR’nin İşleyişi
EMDR’nin nasıl çalıştığı henüz tam olarak bilinmemekle birlikte, EMDR’nin yaşantıların yeniden işlenmesini nasıl iyileştirdiğiyle ilgili olası mekanizmalar hakkında devam eden araştırmalar bulunmaktadır. Araştırmacıların hem fikir oldukları konu şudur: Şimdiki zamanda meydana gelenler, geçmiş yaşantılar sonucu ortaya çıkan ve danışan için halen bir üzüntü kaynağı olan olumsuz düşünceleri, duyguları ve fiziksel duyumları tekrar uyarabilmektedir.
Görünen o ki, EMDR bu olaylar arasındaki ilişkiyi değiştirerek, hem geçmiş hem de şimdiki zamanda yaşanan olaylarla ilgili, mevcut olarak yaşanan stresi büyük ölçüde azaltmaktadır. EMDR süresince, terapist müdahalenin odak noktası olacak spesifik problemi belirlemek için danışanla birlikte çalışır. Terapist, yapılandırılmış prosedüre dayanarak, danışanın kendisini rahatsız eden durumu veya olayı tanımlamasına rehberlik eder ve üzücü olan önemli kısımlarını seçmesine yardımcı olur.
Danışan göz hareketlerini takip ederken aynı zamanda hedef anının veya diğer anıların çeşitli kısımlarını deneyimler. Terapist, danışanın kendi başına doğru bir şekilde işleyip işlemediğinden emin olmak için, düzenli aralıklarla göz hareketlerini durdurur. Terapist bu süreçte danışana yardımcı olur ve ne yönde müdahale edileceği hakkında kararlar verir.
Buradaki amaç, danışanın olumsuz deneyimle ilgili bilgiyi hızlı bir şekilde işlemesi ve uygun bir çözülmeyi sağlamaktır. Shapiro’nun deyimiyle bu belirtilerin azalması, danışanın negatif inancının yeni bir pozitif inanç ile yer değiştirmesi ve daha optimal seviyede işlevsellik göstermesi anlamına gelmektedir. EMDR tedavisi tek bir travma söz konusu olduğunda 1 ila 4 seans arasında, daha zor problemler söz konusu olduğunda ise 1 sene veya daha uzun sürebilmektedir.
EMDR Terapisinin Süreci
EMDR ile travma tedavisi prosedürü adım adım tanımlanmış bir süreçtir. EMDR tedavisi sekiz aşamadan oluşur:
1. Danışan Geçmişi
2. Hazırlık
2.1 Danışanla ilişki (rapport)
2.2 EMDR’nin açıklanması ve danışanın onayı
2.3 Özel, ideal veya güvenli bir yerin yaratılması
3. Değerlendirme
3.1 Hedef anının (resmin) belirlenmesi
3.2 Bu durumdaki olumsuz inancın belirlenmesi (şimdi ve şu anda)
3.3 Bu durumdaki olumlu inancın belirlenmesi (şimdi ve şu anda)
3.4 Bu olumlu inancın öznel geçerliliğinin belirlenmesi
3.5 Hedef anıya yönelik duyguların belirlenmesi (şimdi ve şu anda)
3.6 Öznel rahatsızlık ölçeğinde hedef anı ve diğer olumsuz olayların verdiği rahatsızlığın ölçüsünün belirlenmesi
3.7 Tüm bu sıkıntıların bedendeki yer alışının tespit edilmesi (şimdi ve şu anda)
4. Duyarsızlaştırma
5. Yerleştirme
6. Beden Tarama
7. Tamamlama
8. Yeniden Değerlendirme (bu aşama bir sonraki seansta yer alıyor)
EMDR Kullanılan Alanlar
EMDR; endişe, suçluluk duygusu, öfke, travma sonrası reaksiyonları, bazı depresyon çeşitleri, fobi ve yas gibi rahatsızlık veren semptomların azaltılmasında kullanılır. Bunun yanı sıra; performans geliştirme (ör: spor ve buna benzer diğer başarı gerektiren konularda), kendilik değeri ve özgüven gibi yapılandırılması gereken duygusal kaynakların kazanımında her geçen gün daha fazla kullanılmaktadır. EMDR özellikle Travma Sonrası Stres Bozukluğu’nun iyileştirilme sürecindeki başarısıyla bilinmektedir ve bu konuda yapılan bir çok araştırmayla belgelenmiştir.
EMDR’nin Kullanıldığı Alanlar:
- Travma Sonrası Stres Bozukluğu
- Depresyon
- Kaygı Bozuklukları ( Panik Bozukluk, Genellenmiş Kaygı Bozukluğu vs. gibi)
• Tüm Travmatik Yaşantılar (Cinsel Taciz, Tecavüz, Fiziksel Şiddet, Psikolojik Şiddet, Doğal
Afetler, İhanet-Terk, Aldatma vs gibi.)
- Kompleks Travma ve buna bağlı kişilik bozuklukları
- Fobiler ve Korkular (Sosyal Fobi, Uçak Fobisi, Yükseklik Korkusu vs. gibi)
- Yas
- Kendilik Değeri ve Özgüven gibi yapılandırılması gereken duygusal kaynakların kazanımında
- Performans Kaygısı
- Performans Geliştirme (Örneğin spor, sahne sanatları ve buna benzer diğerperformans gerektiren konularda)
- Öfke ve Stres Yönetimi
- Baş Ağrısı
- Kilo Kontrolü ve Yeme Bozuklukları
- Beden Algısı Bozuklukları