İrtica – Mürteci

93

21. Asır reklam asrı, devir moda devri, kelimeler bile bu kaidenin içindedir. Bazı kelimeler yerli yersiz ağızlarda çiğnene çiğnene kokusu kaçmış Amerikan çikletine döndü. “İRTİCA” ve “MÜRTECİ” neredeyse demode olacak. Fakat bir kısım laikçi softalar bu kelimeleri ısrarla söylemeye devam etmektedirler.

“1982” anayasasının 2. maddesi “Başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir.” Bu anayasa kuralları herkes tarafından benimsenmiştir. Bunda bir sorun yoktur. Ancak Türk Milletinin inançlarına saldırmayı kendilerine görev kabul eden bazı çevreler bu iki kelimeyi devamlı kullanmakta hatta bazıları bu konuda doktora tezi gibi kitaplar yazmaktadır.  

Şimdi diyeceksiniz ki, isteyen istediği kelimeyi kullansın size ne evet bize ne ama Türk Milleti bu kelimeler üzerinden gerici yobaz nitelemeleriyle itham edilmektedir. Dini bütün insanlar bu yersiz saldırılardan rahatsız olmaktadırlar.

Memlekette demokrasi, demokraside yazı, söz ve düşünce hürriyeti vardır.  

İstikbalde memleket yükünü taşıması gereken Türk gençlerini din ve dini duygulardan uzaklaştırmak için özel çalışmalar yapmaktadırlar. Bu kişiler irticai ve mürteci kelimelerinden birçok tehlikeler tespit etmişlerdir. Bu kişiler bir gözlerine siyah öbürüne yeşil camlı gözlükler takıp dindarlara böyle bakmışlar. Sağ gözden kapkara irticanın horlayıp akın ettiğini, sol gözdende yeşil sarıklı derviş kılıklı mürtecilerin aziz yurdumuzu işgal ettiğini sanmışlar, her fırsatta laiklik aşkına nutuklar çekip laikliğin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk adına konuşma cesaretini kendilerinde görmüşlerdir. 

Biz bu laikçilerin laikliği sakat ve ters anlayışlarına bağlıyoruz. Bu memleketin istikbal hudutları ne toz pembedir, ne de semalarında beliren irtica bulutlarıdır. Türk Milletinin inandığı İslam dininde zorlama yoktur. Bu sebeple de dinini kendi hür iradesiyle kabul eden milletimiz her zaman laik demokratik bir hukuk sisteminden yana tavır koymuştur. İrtica ve Mürteci kelimelerinin Türk Milletinin lugatında yeri yoktur.  

Milletimiz öğrendiği dini bilgilerle saygı, hoşgörü ve vatana bağlılığı kendisine şiar edinmiştir. Ancak insanların inançlarına saldırarak gençlerimizi meyhane kültürü ile yetiştirmeye çalışan bu yobaz kafaların yaptıkları ahlak ve mukaddesatın iflasına sebep olarak ne varsa medeniyet adına gençlerimize enjekte etmeye çalışmışlardır.  

Türk insanının kalkınmasına medar olacak tek inançları kalmış senelerce unutturulmak istenen Allah korkusu ve ibadetlerden vazgeçilen dinin terbiyesi buna irtica deyip yıllarca milleti öz değerinden uzaklaştırmaya çalıştılar.  

Laik düzenden yana olanlar ve İslam Dininin Türkiye’yi geri götürdüğüne inanan kişilerin özleminde de Türkiye, istikbalin, şerefin hatta ailenin bir sözle bağışlandığı yuvarlak masalar. Karının kocaya boynuz taktırdığı kocanın karıya yaldız döktürdüğü salonlar dağdaki eşkıya ya taş çıkartan son asrın kravatlı, pantolonlu masa başı soyguncuları hazineyi, devleti haraca bağlayan kasa hırsızlarıdır.  

İşte bütün bunlar ve sayılamayacak kadar çok karışık bulutlar semalarda heyula halinde dolaşıyor. Varlığı uğruna can koyduğumuz bu şerefli milletin tepesinde biriken zulmet dalgalarını görmemek milletin aziz bildiğimiz mukaddesatını, inancını hedef alan şimşekleri sinesinde saklayan bu keşif bulutları fark etmemek vatan toprağına damla damla düşen yağmur belasının bir gün sağanak olacağına ihtimal vermemek en hafif manasıyla gaflet olur. Gaflet ile hıyanet arasında ise bir bıçak sırtı yol vardır. 

Bütün bu sayılanlar hayal bir bedelin muhtemel dertleri değil öz yurdumuzun içinde öz milletimizin başında dolaşan musibetlerden bir kaçıdır.

İrtica ve mürteci diye saldırdıkları zihniyet on senedir Türkiye’yi yönetiyor. Ne irtica Türkiye’yi işgal etti nede mürteciler sizin korktuğunuz düzeni getirdiler.

Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti bütün kurum ve kuruluşlarıyla işlemeye devam ediyor. Bundan sonrada devam edecektir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir çadır devleti değildir. Tarih yapan, tarih yazan, çağ kapatıp, çağ açan bir milletin devletidir.