Irak Çokmu Irak, Ya Türkistan?

56

Söylesene Müslüman sesin hiç duyulmuyor, Yoksa ölen Türk diye ümmet’mi sayılmıyor“.

Perşembenin gelişi, çarşambadan belliydi. Bunun müjdesini(!) veren ABD dışişleri bakanı Condoleezza Rise, 7 Ağustos 2003 tarihinde BOB Projesi için: “Ortadoğu da Türkiye dâhil 22 ülkenin sınırları değişecek” demesine rağmen, İçimizden birileri, meydanlarda gerine gerine:

-“Biiiz Ortadoğunuuun Eşbaşkanıyız“. Nutukları atıyordu.

Tıpkı ipek böceği misali kendi kozasının içerisine kendisini mahkûm eden böcek!

12 yılda ortadoğuda gelinen nokta malûm, tehlike kendi sınırlarımıza kadar dayandı. Kuzey Irak’ta Barzani Kürt devletini kurdu. PYD, Suriye-Türkiye sınırının 700 Km lik bölümünü kontrol altında tutuyor. (Bu sınır toplam 910 Km.) ABD, Avrupa IŞİD terör örgütü bahane edilerek Kürt teröristlere, PYD ve PKK ya resmen silah yardımı yapıyor. Bu silahların bir kısmı IŞİD teröristlerinin eline geçiyor. Güya Suriye de Esed le şavaşıyormuş gibi yapıp Arap ve Türkmenleri yerlerinden, yurtlarından temizleyerek PYD ye teslim ediyor.

Rice, 2003 te ne dediyse 12 yıl geçmesine rağmen aynı plan işliyor. Libya, Mısır, Irak tamam; sıra Türkiye ye geldi. Geldi demek hafif kalır kendi elimizle getirdik. Kuzey Suriye de de bir Kürt devleti kurulmak üzere. Her şey bittikten sonra Suriye ye müdahale için orduya çifter çifter yazılı emirler veriyorlar, bu saatten sonra ne işe yarayacak bilemiyorum. Düşünün bir kere, Barzani Kuzey Irakta kendi okullarını açtı kendi dilinde eğitim yaptırıyor. PYD yarın aynı yolu takip edecek. Siz Türkiye Kürtlerini ve PKK yı aynı konuda durdurabilecek misiniz, zaten sudan bahanelerle terör estiriyorlar?

İşsizlik oranı %14 lere dayanmışken bu yetmiyormuş gibi, Türkiye’nin güneydoğusunun demokrafik yapısını değiştirecek miktarda (iki milyonun üzerinde Suriyeli göçmen) besliyoruz. Gelenlerin büyük çoğunluğu Kürt ve Arap kökenli. IŞİD, ÖSO, YPG ve ESED teröründen kaçan Kerkük, Telâfer, Musul, Suriye Bayır-Bucak Türkmenleri ise, sınır kapılarından geri çevrilerek terör örgütlerinin insafına terk ediliyorlar.

Dört parmak Rabia işareti yaparak, Mısırlı, Filistinli Rabialara ağıtlar yaktıkta, Doğu Türkistanlı bir tek Rabia anaya sığınma hakkı vermedik.

Ramazan münasebetiyle Doğu Türkistan da oruç tutan Müslüman Uygurlar’a Çin zulmü ibadet yasakları getirirken, zaten her koşulda kuvvetli şüpheli uygulaması yapan zalim, katil ve vahşi Çin asker ve polis’i, her gün Uygurları oruç tutuyor bahanesiyle katlediyorlar. Ramazandan bu yana katledilenlerin sayısı 28’in üzerine çıktı. Birleşmiş Milletlerden, hür dünyadan bir tek fok balığının, Karatte karette kaplumbağasının öldürülmesine gösterilen tepki; ne yazık ki günahları sırf ibadet için oruç tutmak olan 28 Müslüman uygur’un şehit edilmelerine gösterilmiyor.

Türkiye ise bu konuda her zaman, her yerde olduğu gibi mevzubahis Türk olunca kör, sağır ve dilsiz kaldı. Kafaları estikçe meydanlara çıkıp, Filistin, Mısır ve Suriye için “Ey Amerika, Ey Avrupa diye bağırıyorlar da, Doğu Türkistan da Uygur Türklerine yapılan Çin zulmünü dile getirmekten fersah fersah kaçıyorlar.