Hak ve hürriyetler, her zaman ve her devirde tartışma konusu yapılmış ve demokratik toplumların vazgeçilemez değerleri olmuştur. İnsan hakları denince ilk önce, insanların içinde bulundukları ve yaşadıkları şartlara göre geçinme haklarına sahip olmaları akla gelmektedir. İnsanlar geçinme haklarına sahip değil ise, o ülkede insan hak ve hürriyetleri yok demektir. Toplum halinde yaşayan insanlar, geçinme, yaşama ve buna benzer hak ve hürriyetlere sahip iseler, o ülkede insanlık anlayışına dayanan bir ekonomik sistem var demektir. Bu düzene, insan hak ve hürriyetlerine dayanan idare denir. Bu tür idarelere kavuşan insanlar, rahat yaşama ve geçinme imkânlarına sahiptirler.
İnsan hak ve hürriyetleri evrenseldir ve demokrasi ile idare edilen ülkelerde çok önemli bir yeri vardır. İnsanların yaşama şartlarının aşağı yukarı tamamı insan hakları kavramı içine girer. İnsanların değerlerini, onurlarını bu haklar korumakta, başka bir ifade ile insanların maddi ve manevi yönlerini koruyan, düzenleyen ve yönveren insan hak ve hürriyetleridir. Bu kavramların, hukuki dayanakları olduğu gibi sosyolojik ve ahlaki dayanakları da vardır. Ayrıca fikir, düşünce ve ifadeden, insanların yaşama, hayatlarını idame ettirme ve dünyaya bakış şartlarını düzenleyen idareler meydana gelir. Bu bakımdan; insan hak ve hürriyetleri toplumları çok yakından ilgilendirmekte ve bu bütün dünya ülkeleri için geçerli olmaktaya ayrıca bütün sivil toplum kuruluşları tarafından da destek görmektedir.Bu bakımdan; hiçbir kuvvet veya hiçbir kuruluş, hak ve hürriyetleri yok etme hakkına sahip değildir.
İnsan haklarına, din ve vicdan, fikir, düşünce ve ifade, haberleşme, yerleşme ve seyahat, evlenme ve aile kurma, çalışma ve iş kurma, mülkiyet edinme, yaşama , eğitim , seçme ve seçilme ve benzeri hürriyetlerle de ulaşmak mümkündür. 10 Aralık 1948 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 3.12. 16. 17. 18. 19. 25.ve diğer maddelerinde bu hak ve hürriyetlerin anlamı çok açık bir şekilde belirtilmiştir. Bu beyanname ile, Birleşmiş Milletlere üye olan devletlerin, Birleşmiş Milletler Teşkilatı ile işbirliği ve dayanışma içine girerek, insan hak ve hürriyetlerine, bütün dünyada gerçekten saygı gösterilmesi teminat altına alınmıştır. Söz konusu olan hürriyetlere sahip olunmayan ülkelerde, kalkınmaktan ve demokrasiden bahsedilemez.
Temennimiz, ülkemizde de insan hak ve hürriyetlerinin önünün açılması, gereken ilgi ve saygının gösterilmesi ve huzur içinde yaşanan bir ülke olma yolunda önemli adımların atılmasıdır.