İlmin İzzeti

107

Rahmetli hocam Yusuf Kurtiş; aslen Arnavut olup, Ohri medresesinden icazetli ve mezundu. Çok yönlü biriydi. Hâfız, icazet sahibi, dersiam, fakih ve imamdı. Başta Türkçe olmak üzere Arapça, Farsça, İngilizce, Arnavutça, Sırpça ve İtalyanca bilirdi. Klâsik tabirle yed-i tûla sahibi bir Osmanlı âlimi, tam bir Osmanlı yâni mükemmel bir İstanbul efendisi idi. Osmanlı olmakla her zaman öğünür, Osmanlılıktan sitayişle / övgüyle bahsederdi.

1943’de başlayan Alman işgalinin sona ermesinden (29 Kasım 1944) hemen sonra Arnavutluk’ta Enver Hoca liderliğinde komünist “Halk Cumhuriyeti” kurulmuş, binlerce insan idam edilmiş, câmi ve kiliselerin kapılarına kilit vurulmuştu.

Değil artık mal mülk; din, iman ve hayatları dahi tehlikeye düşünce, varı yoğu yok pahasına satıp savarak, bir yolunu bulup anavatan Türkiye’ye  -ailecek-  canlarını güç bela atarlar. (Öğr. Gör. Muhsin Bozkurt, Türkiye Nasıl Bir Ülke? Türkiye gazetesi, 1 Mart 1996, s. 13)

X

Ve artık İstanbul’un Kazlıçeşme ilçesinde  -o zamanki-  Kaymakamlık yanındaki yol kavşağında; 4-5 kişinin ancak sığabileceği tahta bir kulübecikte saat tamirciliği ile ailenin geçimini teminetmeye başlar. Gün ışığı ile kulübeciğini açar  -Cuma ve Pazar günleri hariç-  hergün  güneş batana kadar çalışır. Çünkü kulübesinde elektrik yoktu. Zaten ihtiyaç da duymazdı.

Çok yönlü büyük bir İslâm âlimi olduğu hâlde, geçimini saat tamirciliği ile sağlayarak, kıtkanaat geçinmesi, her zaman dikkatimi çekerdi. Bir gün bütün cesaretimi toplayarak, bunun sebebini sorunca , şöyle cevap vermişti:

X

“Arnavutluk’un Ohri medresesinde talebeyken, Van’lı bir müderris  -bir bakıma profesör-hocamız vardı. Israrla bizden ilmimizi geçimimize asla vasıta etmememizi isterdi. İlmin izzet ve şerefini herşeyin üstünde tutmamızı, her fırsatta hatırlatır dururdu. Bizlerden bu hususta söz vermemizi isterdi. Geçim için ise, mutlaka bir meslek edinmemizin şart olduğunu tekrar tekrar bizlere öğütlerdi.

“Bundan dolayı, üzerimde büyük emeği ve hakkı olan ve herşeyimi ona borçlu olduğum için Van’lı müderris hocamın arzusu doğrultusunda, ben de saat tamirciliğini öğrendim.  İftihar ve övünçle maişetimi o san’at dalıyla uğraşarak temin etmeye başladım.”

X

1975’ten sonra bir daha göremediğim merhum ve muhterem hocamın son arzusu ise, İLMİN İZZETİ’ni herşeyden üstün tutan ve talebelerinin de üstün tutmasını isteyen, çok sevdiği ve dilinden hiç düşürmediği rahmetli Van’lı hocasının, Van’daki kabrini bulup ziyaret etmekti. İkisinin de ruhları şâd olsun.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Önceki İçerikAttila İlhan ve Işid Tezkeresi
Sonraki İçerikDiyemedim
Avatar photo
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.