İktidar ve Muktedir Olmak

82

İktidar ve Muktedir Olmak

AKP iktidarı ile yeni bir düzen kurulmak istendi ve uygulamaya çalışıldı.

Ama, yeni gelişmelerle birlikte bu kurulmaya çalışılan dönüşüm ve değişim, bütün desteklere rağmen, bütün gayretlere rağmen, başarılı olamadı.

Toplumsal dönüşüm denen olay, kolay sağlanamıyor. Ben istedim oldu anlayışıyla, öfke, kibir ve gurur ile, dönüştürmeye çalıştığınız insanlar arasında ayrım yaparak olmuyor. O zaman, ancak, toplumun bir kısmını belki dönüştürmeye muvaffak olursunuz, ama toplumu tamamen dönüştüremeyeceğiniz için, dönüşenler de bir süre sonra aslına rücu eder.

Ülkemizde yaşananların temelinde yukarıda özetlediğim konu var.

AKP, ülkeyi dönüştürdüğüne inandığı, kendi düzenini kurduğuna olan güveni doruk yaptığı bir dönemde bu gelişmeler yaşandı.

Aslında, sessiz çoğunluk diye değerlendirilen kesimlerin, dönüşümü yakından takip ettiği ve bir kıvılcım beklediği gerçeği ortaya çıktı.Yoksa, meselenin Gezi pakı meselesi olmadığını herkes biliyor ve görüyor.

Bundan sonra şu yaşanır, bu yaşanır, şöyle olur böyle olur, ama, AKP artık, kafasındaki düzeni kuramaz.

Bu yaşananların en önemli sonucu budur. Gerisi ayrıntıdır.

Başbakan ERDOĞAN’ın akıl almaz sinirli, sert  tavır, hareket ve görünüşünün altında yatan da bir ölçüde budur.

Neden başaramadım, neden başaramadık sorusun cevap bulmak zorundadırlar.

Siz, yüzde elli oy alacaksınız(!), toplumun tüm yönetici kadrolarını kendi istediğiniz kişilerden oluşturacaksınız, basının hemen hemen tamamını kontrol edeceksiniz, dış emperyal güçlerden tam desteği alacaksınız, şu vesayet, bu vesayet diyerek tüm vesayetleri dış güçlerin desteği ile yok edip yüzde yüz kendi vesayetinizi kuracaksınız, her türlü farklı görüşten bazı insanları, menfaat birliğinde bir araya getireceksiniz, devletin sınavlarını bile kendi doğrultunuzda yapacaksınız vs.vs. ve işler tamam dediğiniz bir dönemde, toplumun çok ciddi bir kesiminin sizin isteğinizin tam karşısında olduğunu göreceksiniz.

Bu durum, gerçekten sinirli olmayı, şaşkın olmayı, ulaştığınızı zannettiğiniz hedeflerden en uzak noktaya düşmüş olmayı hazmedememeyi getirir. Bu da gayet tabii bir durumdur.

Bakın, mitinglerinizi Türk bayrağı ile doldurmak zorunda nasıl kalırsınız gördünüz mü?

Türk Bayrağı asın demek zorunda nasıl kalınırmış gördünüz mü?

Gerçi, Türk Bayrağınızı ATATÜRKSÜZ asın diyorsunuz, ama olsun bu kadarını artık, kendinizi ele vermenin ve ATATÜRKÜ unutturamayacağınızı görmüş olmanın ruh hali olarak değerlendirelim.

Bakın, bu polis Türk Polisi demek zorunda nasıl kalırsınız, gördünüz mü?

Türk lafını kullanmaktan kaçınırken ve kullanılmasını yasaklamak için her şeyi yapmaya çalışırken, Türk Polisi doğru ifadesini nasıl kullanıyorsunuz ve Türk kelimesini nasıl kullanıyorsunuz?

Türk Polisi doğru ifadesi, kucaklaştığınız PKK’lılarca nasıl karşılanacak, bunu bile düşünmeye vaktiniz yok değil mi?

İşte, bundan sonra yaşanacak en önemli konu budur. Toplumsal dönüşüm için mücadele edemezsiniz, iktidarınızın devamı için başka yollar bulmak zorundasınız.

Yani, iktidar olunabilinir, ama muktedir olmak için sürekli, samimi ve gerçek toplum adamı olmak gerektir. Tıpkı Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ölmezliğinde olduğu gibi.