Kemerburgaz, İstanbul’un Eyüp ilçesinin eski bir köyü, nahiyesi ve şimdi de bir mahallesidir.
Karadeniz kıyılarına yakınlığı, orman havzasının ve temiz su kaynaklarının ortasında olması sebebiyle Bedrettin Dalan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığından bu yana büyük bir rantın odağı oldu… Milyon dolarlık konutların merkezi durumunda.
Başbakan Erdoğan’ın açıkladığı kanal projesi, 3. Köprü ve havaalanı ile bölge geleceğin gözdesi. Arsalar çoktan kapatıldı…
Kemerburgazlılar, böyle bir zenginliğin ortasında olunca yıllardır başlarına gelmedik kalmadı.
İstanbul’un yakın zamana kadar en büyük çöplüğü oradaydı. Atık tesisleri ise işin cabası. Kömür ocakları yıllarca doğal güzelliklerin içine etti. Su kaynakları yok olmak üzere. Harfiyat alanları da burunlarının dibinde.
Bunlarla uğraşırken bir de imar kanunun 18. madde uygulamalarına tabi olarak, bir çok hak mahrumiyetine uğradılar.
Ancak yılmadılar ve yıkılmadılar. Onurları ile kendilerine reva görülen tüm bu muamelelere ve haksızlıklara karşı mücadele ettiler.
Son başlarına gelen hadise ise bir insan topluluğu için gerçekten çok kırıcı…
Kemerburgaz Spor Kulübüne, 25 yıl önce verilmiş bulunan ve 32 dönüm üzerine kurulu sosyal tesisler ve spor alanları Kemerburgazlıların elinden, Kasımpaşa Spor A.Ş’ye verilerek alındı.
Oysa Kemerburgazlılar, bu tesiste sadece spor yapmıyor, düğünlerini, sünnetlerini, kına gecelerini ve asker uğurlamalarını da gerçekleştiriyordu. Yani tam bir sosyal ve kültürel donatı alanı idi…
Ancak birileri ferman buyurdu ve görülmedik bir şekilde 232 dönüm arazi Kasımpaşa A.Ş’ye verildi. Ucube bir inşaat hemen başlamış ve beşinci katına kadar yükselmiş durumda.
Bu kadar büyük bir arazinin artık Kasımpaşalıların olmaktan çıkmış ve büyük sermayenin eline geçmiş olan Kasımpaşa Spor A.Ş’ye, Kemerburgazlılar hiçe sayılmak sureti ile verilmiş olmasının anlamı ne?
Eyüp Belediye Başkanı İsmail Kavuncu nerede? Eyüp’ün onca takımı ve Kemerburgaz dururken Beyoğlu’nun bir semtinin spor kulübü Kasımpaşa’ya, Eyüp’ün ve İstanbul’un en nadide yerlerinden biri olan, yeşillikler içindeki bu araziyi vermenin adı “peşkeş” olmuyor mu?
İstanbul halkına da şaşıyorum. Başbakan Erdoğan, kanal projesini açıklıyor herkes sevinçten zıplıyor, 3. havaalanı ve köprüyü yapacağım diyor “Türkiye seninle gurur duyuyor” sloganları atılıyor. Değerli İstanbullular, hiç mi aklınız kalmadı?
Malumunuz İstanbul, beton yığını haline dönüştü. Kanal projesi, 3. köprü ve havaalanı bu betonlaşmayı ve çarpık şehirleşmenin büyümesini bir kaç misli daha artıracak. İstanbul’un bunu kaldırması mümkün ve doğru değil… Övülen proje metrobüs’te insanların iş saatlerinde hayvana bile reva görülmeyecek şekilde seyahat etmesi, buna verilecek en iyi örneklerden biridir.
Vahşi bir rant anlayışı, çocuklarımızın geleceğini çok vahim bir şekilde tehdit ediyor. Bu projeler, yandaşlara yeni zenginlikler katarak, demokrasiden diktatörlüğe geçişin habercisidir. Dünyanın hiç bir gelişmiş memleketinde, böyle bir şehirleşme ve büyüme örneğini bulamazsınız.
Kemerburgazlıların hakkı olan 232 dönümlük arazinin, büyük bir açgözlülükle, hem de Kemerburgaz Spor Kulübü’ne ait olan 32 dönümlük parçayıda içine alarak Kasımpaşa Spor A.Ş.’nin üzerine geçirilmesi geleceğimizin daha da nasıl karartılacağının bir göstergesidir.
Bütün bunlara karşılık mağdur, mazlum, garip ancak buna karşılık gururlu ve yurtsever Kemerburgazlılar kendilerine karşı yapılan haksızlığa direniyorlar.
Her Pazar saat 13.00’de Kemerburgaz Meydanında toplanarak ellerinden alınan spor tesislerine yürüyorlar. Biliyorum ki; bu her protesto hareketi gibi AKP iktidarını çok korkutuyor. Her hafta STK’larca düzenlenen bu hak arayışına gelenlerin sayısını sayıyorlar. Çünkü en küçük bir sosyal dayanışma hareketinin siyasal karşılık bulacağı endişesini taşımaktalar. Fısıltı gazetesi ile Ergenekon ve Balyoz davalarını dile getirip, korku yayarak, Kemerburgazlıların hak aramasını engellemek istiyorlar. Fazla sesi çıkanın adresinin, Silivri’ye taşınacağını anlatıyorlar. Buna karşılık yiğit Kemerburgazlılar her hafta daha da kalabalıklaşıyor.
Buradan bütün siyasi partilere, STK’lara, her görüşte insana, yerel ve ulusal medyaya sesleniyorum. Haksızlığa uğrayan Kemerburgazlıları yalnız bırakmayın… Böylece kendi geleceğimize de sahip çıkmış olacağız.
Onları tanıdıkça göreceksiniz ki; onların haksızlıklar karşısındaki inadı ve duruşu AKP iktidarını Kemerburgaz’dan başlayan yürüyüşle tarihe gömmeye yeterde artar. Siz de bunu görmek istiyorsanız her pazar Kemerburgaz’da buluşalım…
Kemerburgaz Türkiye’dir. Oradan bakmak, Türkiye’yi görmek demektir.