Adam İmralı’dan kriz yönetiyor. Krize yön veriyor, derinleştiriyor,tehdit ediyor. Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanını, Dışişleri Bakanını, AKP’yi itham ediyor. Kendi yol haritasını uyguladıklarını iddia ediyor.Teröristbaşı: “AKP benim yol haritamdan, ellerinde olduğu için yararlanıyor. Deniz Baykal ‘AKP,İmralı’nın yol haritasını uyguluyor’ diyor. Baykal’ın bu tespiti doğrudur. Ancak AKP, benim yol haritamı uygulayamaz. Fakat yol haritamdan yararlanıyorlar. Davutoğlu dışarıda, Erdoğan içeride bundan yararlanıyorlar” diyor. Peki teröristbaşının bu itham ve iddialarını ciddiye alacak mıyız?
Yaşanan bunca hadiseden sonra ortaya konanlara bakılırsa bu itham ve iddiaların doğru olma ihtimalinin yanlış olma ihtimalinden çok daha kuvvetli olduğu anlaşılır.
Teröristbaşının hayatı boyunca kurgulayıp başaramadıklarının bu gün adım adım uygulamaya konduğunu görmek içimizi kanatmaktadır. Sade bir vatandaş olarak DTP’nin son hamlelerinin anlamını düşününce de üzüntümüz daha da artıyor. İlk defa tavizkar bir tavır sergileyen PKK ve DTP cephesi teslim olmanın akılcı bir yol olduğunu anlamış gibi görünüyorlar. Bu durum aynen PKK liderinin derdest edilip teslim edilişi gibi bir oluş gösteriyor.
Birileri artık teslim olmanın zamanı gelmiştir, gidin teslim olun diye talimat vermiştir. Teslim olurken de endişeye mahal bir hal olmadığını, kral gibi karşılanacaklarını ve yasalar dahi çiğnenerek azami müsamaha ortamı oluşturulacağını söylemişler. Ve hatta cezadan dahi muaf şartlar oluşturacaklarını vaat etmiş olacaklar ki, aynen de öyle olmuştur…
Ancak durumdan siyaseten azami fayda sağlamayı düşünen iktidar ölçünün kaçırıldığı noktada yalpalamıştır. Sınırda yaşanan kalkışma hadisesi sonrası müthiş tepki iktidarın hedefini tutturmasını engellemiştir. Ve vatandaş iktidarın kurgusuna uymayan gerçekleri tespit tutarlılığı ile AKP’den çok daha ileri görüşlü olduğunu ortaya koymuştur. AKP hayal kırıklığı yaşamaktadır. Artık hiçbir manevra AKP’nin yıldızının düşüşünü engelleyemeyecektir.
Bunca çalışmadan sonra halkın tam anlamıyla iktidarın bakış tarzına şartlanmış olması gerekirken, son tepkilerle Türk milletinin hala milli reflekslerini kaybetmediğini ortaya koyması iktidarı kötü duruma düşürmüştür.
Son durum AKP’nin kan kaybına neden olmuştur. Bu kan kaybı bundan sonraki süreçte daha hızlı bir şekilde devam edecektir.
Kan kaybı devam ederken de AKP yeniden toparlanmak için, birilerinin canını yakmak pahasına yeni birtakım organizasyonlar yapacaktır. AKP’nin bizzat parti içi çalışmaları yanında, menfaatlerine halel gelecek dini cemaat görüntülü menfaat odakları, tarikat adıyla ticari faaliyetlerini sürdüren ticaret şirketleri, çok daha çirkin iftiralar ortaya koyacaklar. Sahte delil oluşturarak suçlu yaratmaya çalışacaklar.
Ellerindeki bütün malzemeleri kullanacaklardır.
Son kalkışmanın hızla iktidarın irtifa kaybına neden olduğu anlaşıldığı sırada da bir ıslak imza hikayesi gündeme oturtuldu. PKK’ya karşı savaşan Türk Ordusu hedefte… Cunta diyor iktidar yanlısı basın…
Deniz Piyade Kurmay Albay Dursun Çiçek’in hazırladığı öne sürülen ve kamuoyunda “AK Parti ile Gülen’i bitirme planı” diye bilinen belgenin uydurma olma ihtimali daha kuvvetli. Şayet böyle bir belge gerçekten var olsaydı, beş-altı ay bekletilmezdi. Bugünkü şartlar altında iktidar ve yan kuruluşları bir ıslak imza uydurarak son yaşanan olayları örtecek gündem maddesi yaratmakla müthiş bir ilke imza atmış olabilirler.
İktidar hırsının nelere kadir olduğunu AKP iktidarıyla öğrenmiş bulunuyoruz.
Allah bu memleketi hırsların iktidarlarından ve iktidarın hırslarından-hırsızlarından-arsızlarından korusun!